Yeni bölümden herkese selam.
Keyifli okumalar.
***
"Orası sana ait değil!" Dedi ve durdu. Öfkeden deliye dönmüş bir hali vardı. "Orası Yezdanın annesine ait. Orası aşık olduğum, aşkından ölüp bittiğim kadına ait!.."
Söylediği her bir kelime kalbime bir ok gibi saplandı..
Ben saklı bahçede Mirhan'ı görmüş ona ilk aşkım demiş ken o gelmiş bana aynı bahçede başka bir kadına aşık olduğunu söylüyordu.
Nasıl daynacaktı kalbim buna. Herşeyi sindirip kabul ederdim de bunu nasıl yapacaktım. Hele de şimdi bu kadın bu konağa gelirse.
Hiç bir cevap verdim. Direkt olarak banyoya gittim ve kapıyı arkamdan kapattım. Sırtımı banyo kapısına dayayıp gözümdeki yaşları serbest bıraktım. Olduğum yerde diz çöktüm.
Bilmem kaç dakika yada kaç saat geçti bilmiyorum. Ama burada durmuş sesiz sesiz ağlamaya devam ediyordum. Sonunda toparlanıp ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkadım. Biraz sakinleşmeye çalıştım. Daha sonra banyodan çıktım.
Mirhan yayıla yayıla yatakta uyumaktaydı. Tabi kendisi için hava hoştu. Aşık olduğu kadın yanında ve ondan da bir tane güzel kızı vardı.
Azra ne yapar ne eder ne hisseder diyen yoktu. Herkesin hayatı istediği gibiydi. Herkes rahatını yaşarken Azra kimdi ki. Yine akan göz yaşımı elimin tersiyle sildim.
Gidip odadaki tekli koltuklar dan birine oturdum. Gözlerimi koca camdan dışarıya diktim. Yine bir noktada dalıp gittim. İçten içe fırtınalar kopardım. Kendi derdimi yine kendime anlatım.
Sevdiğim adam yanımdaydı ama beni sevmiyordu. Evliydik ama gerçek değildi. Bir adım yakınımdaydı ama bir o kadar da uzağımdaydı.
Sabaha karşı anca uyuya kalmıştım. Sabahın ilk ışıkları yüzüme vurduğu için erkenden uyanmıştım ve bir daha uyuyamamıştım. Dünkü yaptığım gibi Yezdanın üzerini değiştirip kahvaltıya inmiştik.
Bu gün de yüzüm yabancı bir yüz yani Yezdanın annesini aradı. Ama bu gün de yoktu. Belki de abim ve Havin'in düğününden sonra gelecekti. Kafamdaki sorulara bir süre ara vermeye karar verdim.
Herkes sesiz sesiz kahvaltısının yaparken Hesna hanım konuştu. "Kızlar kahvaltıdan sonra Azra'nın ailesiyle alış verişe çıkılacak" dedi. Herkes kafası ile onaylarken ben tepkisiz kaldım.
Bir süre Hazar beyin kalkması ile herkes tek tek kalktı. Hesna hanım kocasını yolcu edip tekrardan terasa gitti. "Al Şilan kartımı Berva ve kendine buradan alış veriş yap" dedi Adar abi. "Benim kartım vardı aslında" dedi sevecen bir sesle.
"Olsun senin paran sende kalsın" dedikten sonra eşiyle vedalaşıp gitti. "Yusfcum kartını alayım" dedi Yaren elini uzatarak. "Ben niye veriyorum kızım seninki var ya" dedi Yusuf. Sanki başı yanacakmış gibi. "Seninkini harcayınca daha tatlı oluyor" derken Yusuf'un ona uzattığını kredi kartını aldı.
Mirhandan kredi kartı falan beklemiyordum ama refleks olarak ona baktım. Tabi benim sevgili kocam "Bu tişöten tiksindim gel de bana siyahını ver" diyerek merdivenleri çıkmaya başladı. Bende göz devirerek peşinden gittim.
Ben odaya girer girmez kapıyı sert bir şekilde çarparak kapattı. Ben ne olduğunu anlayamadım. "Kim sana alış verişe gide bilirsin dedi!" Diye kükredi. Kaşlarını çattım. "Sofrada annen söyledi ya" dedim salağa yatarak. Oysa ki ne demek istediğini tabiki de anlamıştım.
"Benden izin aldın mı?" Dedi bastıra bastıra. "Niye alayım ki?" Diye karşılık verdim rahat bir tavır ile. "Kocandan izin almak için bir sebebe ihtiyacın yok! Bir yere gideceksen benden izin alacaksın!" Dedi yine haykırarak.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...