3

9.1K 932 553
                                    

Kim Namjoon

"Hayır dedim sana! Senin aptal soygununa karışmayacağım orospu çocuğu!"

Biraz zor olacak... Ama hepsi kabul edecek.

Derin bir iç çekip beni masada mal gibi bırakıp yürümeye başlayan Hwasa'nın peşinden adımlamaya başladım. Hayatı benden sonra oldukça değişmişti sanırım. Şu an bir barda striptizcilik yapıyordu. Ve inanılmaz iyiydi... Böyle bir şey yapabildiğini veya yapmak istediğini bilmiyordum, bu yüzden şaşırmadım desem yalan olurdu.

"Hwasa, beni doğru düzgün dinlemiyorsun bile. Çok zengin olacaksın diyorum sana." Direkt işin kendisinden hiçbirine bahsetmeyecektim. Hepsi birer soygunun parçası olduklarını sanmalılardı ki bana yardım etsinler. Bu yalan değildi, cidden böyle bir kazancımız da olacaktı ama sonuç olarak eksik bilgi veriyordum ve bu içten içe bana kendimi kötü hissettiriyordu.

Bir anlık durup gözlerime baktı. Bakışları bayağı sertti ve benden nefret ettiğini çok iyi belli ediyordu. Keşke onunla hep arkadaş kalsaydım da sevgili olup her şeyi berbat etmeseydim. Kim bilir, belki yeniden arkadaş olurduk.

"Sana güvenip seninle iş yapar mıyım sanıyorsun aptal herif?"

Derin bir nefes aldım. "Bu ciddi bir iş. Kimsenin güvenini boşa çıkarmam."

Alayla güldü. "Zamanında ilişkimiz de ciddiydi."

Gerçekten kafamı sikeyim. Neden onunla hep arkadaş kalmadım ki, neden!? Arkadaşken her şey daha iyiydi. Üstelik o bana karşı hiçbir şey hissetmezken aramızda bir şeyler başlatan ben olmuştum. Arkadaşlığımızı bozan da bendim ilişkimizi bozan da.

"Tamam, istediğin kadar laf sokabilirsin. Ama beni dinle, sadece dinle."

"İşim var," dedikten sonra sahneyi gösterdi. "Gördüğün gibi burada dans ediyorum. Meşgulüm yani? Rahat bırak beni."

"Yönetmen olmak istiyordun," diye mırıldandım.

"Evet sonra toz pembe hayaller kurmayı bıraktım. Paraya ihtiyacım vardı ve hemen başarılı bir yönetmen olmam imkansızdı."

"Üzgünüm... Neler yaşadığını bilmiyorum ama eğer teklifimi kabul edersen hayallerine kavuşabilirsin. O parayla yönetmen olabilirsin." Onu ikna etmek zorundaydım çünkü o bana hiç güvenmese de ben ona fazlasıyla güveniyordum. Ayrıca gerçekten hayatını yoluna koymasını isterdim.

"Namjoon..." dedi. "Neden ben?"

"Ne?"

"Neden ben diyorum. Eminim bu görev için daha iyi birilerini tanıyorsundur. Öyleyse neden ben?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır, hayır tanımıyorum. Sen en iyisisin. Bak, geçmişte bayağı eşeklik edip kalbini kırmış olabilirim, bunun için üzgünüm... Ama seninle yeni bir sayfa açmak isterim. Sevgili olmaktan veya bunun gibi şeylerden bahsetmiyorum. Tekrar arkadaş olabiliriz. Ve ben bu iş için senden başkasına güvenemem."

Birkaç saniye durup gözlerime baktı. Her zaman anlamlı bakan biriydi ama o an ne anlatmaya çalıştığını pek anlayamadım.

"Ya şimdi gidip polise planından bahsedersem?"

"Yapmazsın."

"Neden yapmayayım? Senden intikam almak fena olmazdı."

"Hayır Hwasa, yapmazsın. Arkadaş olarak da olsa bana hâlâ değer veren bir tarafın var." Güldü ve başını iki yana salladı.

"Hayır mankafa, yok. Senden nefret ediyorum."

"Tamam, benden nefret ediyorsun. Beni bırak, zengin olmak istemez misin? İşini seviyor musun gerçekten?"

strange family | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin