>>Bölüm 7 (KALEM)<<

159K 8.4K 1K
                                    

Tellerin arkasından Faruk'un ilk yardımını Nazlı hocanın yaptığı ve ona kızdığını görebiliyordum.

"Barış seni kıskanmış gibi görünüyor." Semra kulağıma doğru eğilip sıcak nefesini üflerken çok kısık sesle konuşuyordu. Başımı ona çevirip kaşlarımı çatarak ona baktım. Barış benden hoşlanabilirdi ama bu Altuğ'u kıskanmasını gerektirmezdi. Yani Barış'ın bana olan duygularını tam olarak çözmüşte sayılmazdım. Gelip bana bir şeyler söylememişti. Hep birileri tarafından imalı sözler kulağıma geliyordu. Beni gerçekten seviyorsa yüzüme karşı söylemeli ve o zaman olması gereken şeyle yüzleşmesi gerekirdi. Ona ne öfke besliyordum ne de bir sevgi. Bomboş hisler onun için tarif edebileceğim bir duyguydu. Sınıf arkadaşı olarak anlaşabileceğim, bazı konularda diğerlerinden daha mantıklı düşünebilen birisiydi. Barış'a doğru baktığımda yüzündeki kızgın ifade kaybolmuş daha çok maça odaklanmıştı.

Kızgınlığının çok sürdüğünü söyleyemezdim. Düşünceleri uçup gidiciydi. Daha küçüktük ve bu karışık şeyler bizim için fazlaydı. Yaşımızın gerektiği gibi davransak daha iyiydi ve bu günlerimizi güzel geçirmeliydik. Asla bir daha bu yaşlara dönemeyecektik. Bu yaşta farklı duyguları hissetmek sadece ilerisi için küçük güzel bir anı olacaktı.

Barış o anda başını bana çevirdiğinde onun yüzüne baktığımı fark etmiş dudaklarında küçük bir tebessüm oluşmuştu. Yakalanmaktan utandığımı belli etmemek için yavaş bir hareketle başımı sahaya doğru çevirdim.

O anda Altuğ kaleye bir gol daha atmış otuz iki dişini gösterip Gökalp sırıtırken Gökalp ona doğru koşup hızla onu alnından öpmüş ve birlikte küçük çaplı bir dans etmeye başlamışlardı. Semra onların bu halini görüp kahkahalarla gülerken bende onların bu komik dansına gülmeye başlamıştım.

"Cidden bunlar şapşal aptallar." Semra sırıtmasını bastıramazken yanımıza Faruk gelmişti. Burnundaki iki sokuşturulmuş peçeteyle komik duruyordu.

Semra eliyle Barış'ın yanını işaret edip "Yaralıları bu tarafa topluyoruz." İmalı komik sesi beni daha çok güldürmüştü.

Barış yana kayıp Semra'nın yanında Faruk'a yer açtığında Faruk keyifsiz görünüyordu. Semra Faruk'u incelerken onun kendisiyle sataşmadığını görünce bir şeyler olduğunun farkında varmıştı.

Barış'la Faruk aralarında fısıltıyla bir şeyler konuşurken Semra başını bana çevirdi.

"Maçtan dolayı morali bozuk olmalı."

Maçtan dolayı olduğunu pek zannetmiyordum. Faruk'un derdi tamamen başkaydı. Bir tane daha gol attığımızı tribünlerin yükselen sesinden anladım. Birkaç dakika sonra hakem düdüğü çaldığında sesler Altuğ diye yükseliyordu.

"Hadi yanlarına gidelim." Barış ayağa katlığında bize doğru döndü. Semra Barış'ı onayladıktan sonra kalabalığın arasından geçip onların yanına gitmiştik. Serkan hoca ve Nazlı hoca Altuğ'u tebrik ederken ilgiler onun üstünde yoğundu.

Gökalp " Bir anda kaybedeceğimizi düşündüm abi ya. Faruk oğlum iyi değil misin sen? Maçta bir gariptin?" Faruk'un yanına ilerlerken okul gazetesindeki diğer kızlar Altuğ ile konuşmak için çabalıyordu.

"Çok tuvaletim geldi. Şuraya edebilirim." Altuğ kıvranır hareketler yaparken şapşal şapsal sırıtıyordu. Gözlerimi kısıp ona doğru baktığımda rol yaptığını anlamam uzun sürmedi. Bu ilgiden kaçmak istiyordu.

"Semra ben bir lavaboya gidiyorum döneceğim." Semra'nın kulağına fısıldadıktan sonra o kalabalığın içinden ilk ben çıkıp okulun içindeki lavabolara gitmek için yürümeye başladım.

MUM OLMAK KOLAY DEĞİL (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin