Yeni bölümden merhaba.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
"Azra" sesimi işitiğim sırada gözlerimi yavaş yavaş açtım. Görüş alanıma annem girdi. "Anne" dedi zoraki bir ses ile. Başım feci halde ağrıyordu. "Uyan güzelim" elimi başıma attım. Ağrı dayanılmaz bir şekildeydi. "Tamam" diyerek doğruldum. "Ne oldu kızım" dedi dikkatli bir şekilde beni inceleyerek. "Başım ağrıyor biraz" derken yataktan kalktım.
"Tamam kızım sen kalkma uzan ben sana kahvaltı ve ilaç göndereyim" dedi beni tekrar oturtarak. "Sen niye beni uyandırdın annecim" bir yandan başımı ovaladım bir yandan da anneme baktım. "Akşam kız istiyecez yardım et diye bir de hazırlan diye çağırmıştım ama boşver işleri biz hallederiz bir saat sonra sen kalk hazırlan" diyerek ayağa kalktı.
Benim ne o istemeye gidesim var ne de kimsenin yüzünü görmeye. "Anne ben gitmesem" dedim kabul etmesini umarak. "Abin de gitmem dedi kızım. O zaman kim gidecek" diyince nefesimi dışarıya verdim. "Ben abimi ikna ederim annecim. Ama lütfen ben girmeyeyim" derken bir kez daha başımı ovaladım. "Peki" dedikten sonra annem odadan çıktı.
Gidip elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Ben banyodan çıkarken kapı çalı "gel" diyip o yöne yöneldim. Barış abim elinde tepsi ile içeriye girdi. "Müsaade var mıdır Azra'm" dedi kapının önünde durarak. "Tabi abim gel" dedikten sonra elinden tepsiyi aldım. Sehpanın üzerine koyup oturduktan sonra abim de gelip oturdu. "Özür dilerim" dedi içine kaçmış bir ses ile.
"Abi lütfen bu konuyu kapat ve bir daha benden özür dileme" dedim sıkılmış bir ses ile. Tamam yaptıkları hayatımı mahvetmiş ola bilirdi ama kötü bir niyeti yoktu ki. "Ne kadar özür dilesem az kalır Azra'm. Eşeklik ettim. Senin hayatını mahvettim. Ama yemin ederim bu olayın senin başına patlayacağını bilmiyordum. Bilsem yapar mıydım hiç" sözünü kesip araya girdim. "Biliyorum abi ben unuttum sen de unut" derken tepsiyi elime aldım.
"Ben yedireyim mi?" Diyince abim gülümseyip olumlu bir şekilde kafamı salladım. Barış abim bana yemeğimi yedirip ilacımı içirdikten sonra hazırlanmak için gitti. Ben de bir süre dinlendikten sonra Azat abimin yanına gidip onu ikna ettim. Pek kolay olmadı ama sonunda yengemin yardımı ile başardım.
Hazırlıklar bitip gitme saati gelince herkese arabaya binip gitti. Annem ve babam dikkatli olmam için bir şey olursa aramam için sıkı sıkı tembihlediler. Onlar gidince bende mutfağa gidip su içtikten sonra odama çıkıp kendimce bir şeyler ile ilgilenmeye başladım.
•••
MİRHAN CANBEYLİ
Merdivenlerin üst kısmında durmuş gelenlere bakıyordum. İlk başta bizimkilere kesin ve net bir şekilde misafirlerin önüne çıkmayacağımı söylemiştim. Bu sefer Yezdanın sözleri bile beni ikna etmemişti.
İçeriye İzol aşireti tek tek girdi. Biri hariç. Sevgili nişanlım yoktu. Annemin neden gelmedi sorusu üzerine onun annesi biraz rahatsız dedi. Kim bilir o deli kız ne yapmıştı da o hale gelmişti.
Sonunda etrafın sakinleşmesi herkesin içeriye geçmesi ile merdivenlerden indim. Tam dışarıya çıkacakken yengemin "Nereye Mirhan" diyen sesine doğru döndüm. "İşim var yenge" diyip çıktım.
Arabama binip gaza bastım. Kalbimin götürdüğü yere doğru gitmeye başladım. Bu yaşadığım şeyler hiç akıl alır şeyler değildi. O kız benim ile sınanacak ne günah işlemişti acaba.
Arabamı park edip indim. Yürümeye başlayıp onun olduğu yere doğru gittim. Onu görür görmez acı bir şekilde gülümsedim. Gidip yanına oturdum ve elimdeki gülü uzattım. "Gülüm" derken toprağından bir tutam aldım elimden. "Özür dilerim Zilan'ım. Töre uğruna sana ihanet ettim gülüm. Kimse senin yerini tutmayacak Zilan'ım. Beni affet.."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...