1. Bölüm: ''Hüsran.''

206 19 253
                                    

Selam farklı bir kurgu ile geldim. Kurgu aşk ağırlıklı bir kurgu değil ama nadir de olsa olabilir bölümler de bunu şimdiden belirtmek isterim. Beş yakın kız arkadaşın başından geçenleri anlatan bir kurgu giriş bölümünden de anladığınız üzere. Yani demek istediğim çağtu/leyyağ vb. kurgusu değil, ona göre okuyun ve yorumlarda sen nasıl çağtu kurgusu yazıyorsun falan demeyin. Çağtu kurgusu istiyorsanız profilimde ki diğer kurguma göz atabilirsiniz. Saygı duyacağınızı düşünüyorum. Kurguma destek olanlara  ve olacaklara da kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum.  

Okumaya başladığınız tarihi alabilir miyimm??

Yazım yanlışlarım varsa, yorumlarda belirtebilirsiniz.

Son olarak; @narin-naz @klaraa_55 @enecxdizim08 @bBluemoon12 vee @istanbulhanimefendsi bebeklerime bol bol öpücüklerimi gönderip bölüme geçiyorum. 🤍🐚

İyi okumalar! 🎀

&

''İki dakika!'' diye fısıldadı Tuana Tiryaki, avucundaki saate bakarak.

Fakat Bayan Sara hemen yanına damladı ve kalemini ona doğrultarak, ''Sessiz ol, Tuana!'' dedi.

''Özür dilerim, efendim.''

Tuana, gözlerini önüne eğip, öğretmenin tahtaya döndüğüne emin olana dek öylece bekledi. Meydanı boş bulur bulmaz hemen arkadaşlarına döndü ve ses çıkarmadan, sadece ağzını oynatarak, ''Bir dakika,'' dedi. Böylece tüm arkadaşları, dikkatlerini soldan üçüncü sırada oturan oğlana çevirdiler. Tuana'da gözlerini oğlanın poposuna odakladı. Çocuğun aniden sandalyesinden fırlayıp sınıftan alelacele çıktığını canlandırmaya çalışıyordu zihninde. Gözlerini tekrar saatine çevirdi ve geri sayım için parmaklarını havaya kaldırdı; beş, dört, üç, iki, bir...

Hiçbir şey olmamıştı.

Kızlar, konsantrasyonlarını  birkaç dakika daha korudular.
Hâlâ olan biten bir şey yoktu.

Meriç Yaman yerinden kıpırdamamıştı bile. Tuana hışımla defterini açtı, parmağıyla yazıların üzerinden geçerek, ''Meriç Yaman'ı altına sırılsıklam işetmek'' isimli sekiz numaralı büyüyü buldu ve üzerine kocaman bir X işareti koydu. Memnuniyetsiz bir şekilde iç geçirdi ve bir yandan arkadaşlarıyla birbirlerine anlamlı bakışlar atarlarken, defteri ters çevirip kapattı. Sonra, dikkatini tekrar sınıfın diğer ucundaki tahtada yazan düzensiz fiillere verdi.

Teneffüs zili sonunda çalıp, dersin sona erdiğini duyurduğunda Zeynep, mor renkli asker botlarının bağcıklarını sıktı ve yün çoraplarının birinden sarkan ipliği umursamaz bir tavırla çekip kopardı.

Parmağına dolanan ipi sallayarak, ''Resmen hüsranlardayım,'' dedi. ''Görülmeye değer bir manzara olacaktı.''

''Üstelik böyle bir şeyi de fazlasıyla hak ediyordu,'' dedi Alisa. ''Sandalyeni aniden altından çektiğinde, dirseğini incitmene neden olmuştu. Bir keresinde de herkesin önünde Tuana'ya 'sıçankuyruğu saçlı' demişti. Bu da ne demekse?!''

''Şu demek,'' diye cevap verdi Tuana, ''Saçım berbat ve yağlıymış, bir de sıçanların kuyruklarına benziyormuş.''

''Saçmalık!'' dedi Alisa, yoğun buklelerle dolu kıvırcık saçlarını mavi gözlerinin önünden çekerken. ''Senin saçlarına sahip olabilmek için neler vermezdim. Düzleştirici kullanmana bile gerek yok. Her zaman fönlü gibi dümdüz!''

Tuana, ''Aman, onun ne dediğini takan kim?'' diye karşılık verdi. ''Küçük ama etkili bir şokun ona iyi geleceğini düşünmüştüm sadece. İşe yarasaydı, muhteşem olmaz mıydı?''

Kötü Ruhlar DefteriWhere stories live. Discover now