isteme

4K 209 5
                                    

Yeni bölümden herkese selam.

Bakalım neler olacak.

Keyifli okumalar.

***

Dolabımı açıp içinden siyah düz elbisemi çıkardım. Yatağın üzerine indirdim. Ardından çekmeceden siyah şalı çıkartıp diğer dolaptan ise siyah topuklu bir ayakkabı çıkardım. Sonuçta bu gün benim cenazemin ilan ediliş günüydü.

Kapım açıldı Sude yengem içeriye girdi. "Azra hazırlanıyor musun?" Diye sordu. "Evet yenge" dedim. Daha sonra az önce açmış olduğum dolabı kapadım. "Yardıma ihtiyaç var mı?" Diyince acı bir şekilde gülümsedim. "Yok sağ ol" dedim. "Yardıma ihtiyaç olursa çağır" diyip odadan çıktı.

Nasıl olur da çağırdım ki. Benim yüzümden sabahtan beri temizlik yapıp bir oraya bir buraya koşup duruyorlardı.

Elbiseyi alıp giyindim. Ardından aynanın karşısına geçtim. Makyaj yapmaya gerek duymadım. Bir insan neden kendi cenazesinde makyaj yapardı ki. Elime siyah şalımı alıp bağlamaya başladım.

Yatağın üzerine oturdum. Yine duvara bakarak dalıp gittim. Ben nasıl kaldıracaktım bunca şeyi. O kadının vebaline nasıl girecektim. Şimdi ne haldedir acaba. Kocası kız istemeye giden biri nasıl ola bilir ki.

"Kızım" diyen annemin sesi ile o yöne döndüm. "Annem" dedim yanın giderek. "İyi misin kızım" diyince gülümsedim. Onu üzmeye hakkım yoktu. "İyiyim annecim" dedim güçlü bir ses ile. "Gerçekten iyi misin" kafam ile onayladım.

Gelip beni öptü daha sonra sıkı sıkı sarıldı. Bende aynı şekilde ona sarıldım.

CANBEYLİ KONAĞINA BAKALIM (MİRHANDAN)

Koltukta oturmuş kafamı geriye doğru yaslamıştım. Evde saçma sapan bir telaş vardı. Herkes bir tarafa koşturup duruyordu. Ben ise oturmuş onları izliyordum.

Yezda koşarak yanıma geldi. "Baba hangisi" dedi elindeki kıyafetleri göstererek. "Siyah olan prensesim" diyince koşarak gitti. Yezda bile heyecanlıydı. Ben ve Havin hariç herkes telaş içinde ve heyecanlıydı.

Sıkkın bir şekilde nefesimi dışarıya verdim. "Mirhan hangi gömleğini ütuleyeyim" diye soran yengeme baktım. "Niye ültuleyeceksin yenge" dedim sıkılmış bir ses ile. "Giymen için" diyen yengeme bıkkın bir bakış attım. "Ben gelmeyeceğim" dedim net bir şekilde.

"Ne demek gelmeyeceğim. Şilan kızım sen siyah gömleği ütüle" diyerek annem araya girdi. Daha fazla bu saçmalığa dayanamayak avluya çıktım. Abim de avluda sigara içmekteydi. Gidip yanında durup bir tane de ben yaktım. "Sen de bu saçmalığa dayanmadın demi?" Dedim sigradan bir nefes çekerek.

"Dayanamıyorum" diyince abim alaycı bir şekilde güldüm. "Peki ya ben!" Yarılamış olduğum sigaradan bir nefes daha aldım. "Zaten senin için dayanamıyorum ya bu duruma" dedim sinirli bir ses ile. O anda duyduğum bir diğer ses daha da sinirimi bozdu. "Çiçek ve çikolatayı aldın mı Yusuf" dedi babam.

Elimdeki sigarayı alıp yere attım ve ayağımın ucu ile söndürdüm. "Aldım baba" derin bir nefes çektim. "Baklavalar?" Diyince babam burada da bana huzur olmadığını anladım. "Sipariş verdim baba bir saate gidip alırım" diyen kişi bu kez yanımda duran abimdi.

"Mirhan sen niye hazır değilsin" babam tek tek hepimize emirler yağdırmaya yemin etmiş. "Gidin isteyin gelininizi. Ben gelmiyorum!" İçeriye doğru yürümeye başladım. "Geleceksin dediysem geleceksin Mirhan!" Olduğum yerde durdum. Sesimi sakinleştirmeye çalıştım. "Baba lütfen" dedim.

O sırada Yezda giyinmiş olarak yanıma geldi. "Baba hadi gel sende hazırlan" onu böyle heyecanlı görünce dayanamadım. "Tamam prensesim" Yezdayı asla kıramazdım. O ne derse yapmaya hazırdım.

Saklı BahçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin