Bakalım bu bölümde neler olacak.
Keyifli okumalar..
***
Derin bir nefes aldı büyük ağalarda biri. Önce sağındaki sonra solundaki aşirete baktı. "Kararımız" dedi ve bir kez daha durdu. "Karar ölüm" dedi tek nefeste.
İşte o an Havin ve Barışın kalbi durdu resmen. Nefesi kesildi sanki ikilinin. Ne yani şimdi Havin ve Barış son nefeslerini mi alıyordu. Bir hıçkırık çıktı Havin'in ağzından. Kalbi sıkıştı. Dönüp yanındaki adama baktı. Aşkları uğruna şimdi öleceklerdi.
Barış nalet etti kendine. Varlığına yaptığı şeye. O zorlamıştı Havin'i. Kendi elleriyle onu ateşin içine atmıştı. Şimdi ölüm kararı alınmıştı. Kendine değil de yanındaki kadına üzüldü. Kendi ölse umurunda olmazdı ama yanındaki kadın ölse işe o zaman dayanamazdı. Hele de kendisi sebep olmuşken..
Azat o anda kafayı yedi sanki. Nasıl öldürüldü öz ve öz kardeşini ve gencecik bir kızı. Kendisine düşerdi bu iş. Yapamazdı bunu kalbi dayanmazdı ki. İçinden Barışa küfretti. Hem kendi hayatını hemde gencecik bir kızın hayatını mahvettiği için Barışa küfretti.
"Neden" diye bir kelime döküldü Berzanın ağzından istemi dışında. O bile bu kelimeyi söylemeyi beklemiyordu. Ama daynamamıştı. Barış onun canıydı kanıydı. Kuzeni değil kardeşiydi, dostuydu.
"Ölüm kararı versek böyle olacaktı. Kimsenin işine yaramayacaktı" dedi ağalardan biri. O an herkes bir birine baktı. Mirhanın sertçe sıktığı eli gevşedi. Kimse anlam veremedi bu cümleye. Ne demek istemişti ki Mirşat ağa.
"Onun için berdel olacak. Yapılacak iki düğünden sonra da aşiretler arası barış yemeği verilecek" dedi bu kez de Mirşat ağa. Barış ve Havin'in içine su serpildi. Genç kız rahatlamış bir şekilde gözlerini sıkıca yumdu. Her ne kadar berdel olsa da ölümden iyiydi sonuçta.
"Kimi peki" dedi Adar endişe ile. Sonuçta verilecek karar onu da etkilerdi. Eğer kendisine eğer kardeşlerine hiç farkemtezdi. Kararın ölüm olmadığına mi sevinse Berdel olduğuna mi üzülse bilemedi.
"İzol aşiretinin tek bir kızı var o da Azra. Canbeyli aşiretinde de Adar evli o olmaz. Yusuf da Azradan küçük. Geriye Mirhan kaldığı için. Berdel Mirhan ve Azraya olacak" diyince Mirhnin başından aşağıya kaynar su dökülmüştü adeta.
Deli danaya döndü. Bir sağa bir sola yürümeye başladı. "Olmaz!" Diye bağırdı, haykırdı. Ama biliyordu ne kadar inkar ederse etsin karar verilmiş hüküm konmuştu. "Yarın isteme olacak. İki gün sonra Azra ve Mirhan'ın düğünü olacak. Ondan iki gün sonra da Barış ve Havin ki olacak" dedi Mirşat ağa.
Mirhan sıktığı yumruğunu ağaca vurdu. "Beni öldürün!" diye bağırdı. Neredeyse tüm Şanlıurfa duymuştu sesini. "Ne bunlara karşın" dedi Havin ve Barışı kastederek. "Ne de beni o kızla berdel yapın. Onun yerine beni öldürün!" Diye haykırdı. Kafayı yemek üzeredi Mirhan. Bu olanları idrak edemiyordu. Kabul edemiyordu.
Ne demek Berdel olacaktı. Hem de tanımadığı düşman kızına. Bunu kabul edemezdi. Kendisinin ölmesine bile razıydı ama berdel değildi.
"Sakin ol Mirhan" dedi Adar kardeşinin yanına giderek. "Ne sakin ol abi! Ne sakin ol!" Ellerini saçlarına götürdü ve sinir ile karıştırdı. "Ben ölüme razıyım! Öldürün beni!" Diye bağırdı boğazını acıtacak bir şekilde. "Karar bellidir. Değişmeyecek" dedi ağalardan biri ayağa kalkarak. Onların ayağa kalkması ile iki aşiret de ayağa kalktı. "Beni öldürün!" dedi tekrardan Mirhan. Ama nafiyeldi hiç kimse onu dinelmiyordu bile.
"Mirhan kızını düşün. Kendini bırakma oğlum" dedi Hazar ağa çaresiz bir şekilde. O da ne diyeceğini ne tepki vereceğini bilmiyordu. "Zaten kızımı düşündüğüm için istemiyordum baba" ömrü hayatı boyunca ilk kez sesini yükstelmişti Mirhan babasına. Pişman mıydı kendisi şuan idrak edemiyordu. Aklında olan tek şey verilen karardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saklı Bahçe
RandomYıllar önce daha onlar çocukken kaderleri yazılmıştı. Aradaki düşmanlık ve söylenen toz pembe bir yalan ayrmıştı onları bambaşka bir hayata sürüklemişti. Ama berdel kararı onları birleştirmişti. İki küçük aşık berdel sonrası kavuşabilecek miydi?? ...