HERŞEYDEN HABERSİZ

97 9 3
                                    

Herşeyi yoluna koyduğum hissine erken kapılmışım. Aslında ben son taşları yerleştirmeye çalışırken baştakiler yıkılıyormuş. Sevdiğim insanlar, en başta annem olmak üzere terk edilişim ve şimdi bir yenisi daha ekleniyor. Bu koca şehre geldiğimden beri sırtmı dayayabildiğim gözlerim kapalı güvendiğim insan. Kısmen de olsa beni terk ediyor. Üveys Aytaç. Belki döndüğünde kaldığımız yerden devam edebiliriz ben ve Batuhan sen ve Elçin. Güzel olacağını hayal etmiştim hep. Gidişine üzülüyorum sevgili kuzenim, popüler çocuk. Gidişin bana güvendiğim bir dağa daha kar yağdığını hissettiriyor. En önemlisi de ne biliyor musun. Senden yediğim tokat, azarlara rağmen yine en çok güvendiğimsin.

Gözümden düşen bir damla yaşı teyzem sildi. Ve birlikte Üveysin havalanan uçağına bakakaldık. Gidişi onun geleceği için iyi bir yatırım olsa da bizi bırakıp gideceğini düşünmemiştim. Onu ciddiye almamış 'gitme' bile dememiştim. Şimdi o koca evde bir başıma ne yapacaktım. Sonradan görmeliğimi kim dizginleyecekti. Kim bilir bir daha ne zaman gelecekti. Güzel günlerimizi özleyecek yeniden yaşamak isteyecektim.

Eve döndüğümüzde yengemin de benim de gözlerimiz yaşlıydı. Amcam ise dokunsan patlayacak gibi duruyordu. Kimseye bulaşmadan odama gitmeli ve canımı sıkmaya orada devam etmeliydim. Elçin nasıl hissediyordu acaba. Havaalanına bile gelememişti ona veda bile etmeden gitmişti Üveys. Elçine acıyordum, tamam beni ezik bir köylü kızı gibi görebilirdi ama o gelecekte Üveysle olması planlanan ama Üveys tarafından istenmeyen ve şu durumda terk edilmiş bir kızdı. Belki bu süreçte onunla arkadaş olur ve biraz moral verebilirdim. Akşam bizde olacağına ve yengemin ağlama seanslarına katılacağına bahse girerim.

Kendimi yatağa atıp telefonumu elime aldım. Mesaj panosunu açarak batuhan yazan kutucuğa tıkladım.

"Üveys gitti"

Diye bir açıklamada bulunduktan sonra gönderi tuşlayıp telefonu yastığın altına gömdüm. Kısa süre sonra titredi.

"Akşam gitmek zorundamıyız"
-Batuhan

Evet. Bir de akşamımız vardı. Bu akşam Zeynep ve Sertan bizimle dışarı çıkmak istemişti. Onların aralarında ne olduğunu hala çözebilmiş değilim, sorduğumda sadece takıldıklarını söylüyorlardı. Aslında son üç haftada baya yakınlaştıklarını düşünüyorum. Sertan Zeynepten birkaç yaş büyük olmasına rağmen birbirlerine uyum sağlayabiliyorlardı. Biz de artık bazı şeylere alışmıştık. Batuhanı görüdüğümde hala ilk günkü gibi heyecanlanmamı sağlayacak şeyler yapıyordu. Birlikte vakit geçiriyor eğleniyorduk.

Bunları yaparken yengeme de Batuhandan bahsetme fırsatı bulmuştum. Hoş karşılamış ve birgün tanışmak istediğini söylemişti.Sık dışarı çıkışlarım ve arada okulu ekmelerime göz yumuyordu. Amcama bahsetme cesaretini henüz gösterememiştim, henüz erkendi. Amcam ruh hali sık değişen, psikolojik problemleri olan bir insandı. Bu yüzden ne zaman ne tepki vereceğini alıgılayamıyordum. Çoğunlukla sessizliği tercih ederdi ama aynı zamanda ciddiyetini de korurdu.

Akşam için sade lacivert bir elbise giydim. Çekmecelerin birinden maşayı çıkarıp dalgalarımı belirginleştirdim. Haftalardır ortama ayak uydurmak için yaptığım saçlarım, bu alanda artık uzmanlaştırmıştı beni. Aynı zamanda kırıklarımı da arttırmıştı. Kuaför desteğine ihtiyacım vardı.

İşlerimi halledip evden çıktım. Kapıda bekleyen taksiye yaslanmış şöförle sohbet eden Batuhanı görünce gülümsedim. Samimiliğini seviyordum. Beni görünce yanıma gelerek yanağıma bir öpücük kondurdu. Taksini kapısına yürüdü ve kapıyı açarak girmemi işaret ederek uşaklar gibi eğildi. Üveys gittiği için üzgün olduğumu tahmin etmiş olmalıydı ki böyle davranıyordu.

HARİKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin