Takip etmeyi unutmayın. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum⬇️
2. BÖLÜM
"Geçmişin İzleri"Almira Dolunay
Son kez karşımda duran boy aynasından kendime baktım. "Abi, hazırım. Çıkabiliriz," diyerek üzerimdeki kabanı düzeltip kapıda bekleyen abimin yanına gittim. Dün gece Şanlıurfa'ya gelmiştik. Yolculuğun verdiği yorgunlukla erkenden uykuya daldığım için pek bir şey hatırlamıyordum. Birazdan hastaneye gidip kan verecektim.
Doğrusu bu şehri gezmek istiyordum. Burası annem Gülay Soylu'nun doğduğu şehirdi. Bu topraklar annem kokuyordu.
En son küçük bir kız çocuğuyken buraya gelmiştim. O zamanlar sekiz veya dokuz yaşlarında olduğum için hayal meyal hatırlıyordum. Bu şehir fazlasıyla değişmişti. Urfa'ya çok sık gelen biri değildim. Doğrusu annem ve babamın işi İstanbul'da olduğu için İstanbul ve benzeri illerde bulunurduk.
Otel odasından son olarak eşyalarımı alıp çıktım. Kapıda beni bekleyen İstanbul'un gözde iş adamlarından biri olan abimin yanına gitmemle sağ kolunu belime sarıp "İlaçlarını aldın mı?" diye sorması bir oldu. Gözlerimi kaçırdım. İlaçlarımı İstanbul'da unutmak gibi bir delilik yapmış olabilirdim.
Abim, cevap vermediğimi görünce sıkıntıyla homurdandı. "Yine nerede unuttun, Dolunay? Sana yanından ayırmaman gerektiğini söylemiştim." Tamam, haklı olabilirdi ama unutuyor olmam benim suçum değildi. "Bende unutkanlık olması benim suçum değil ki," diyerek kendimi savunmaya geçmiştim.
"Güzelim," dedi. İlaçlarımı İstanbul'da unuttuğumu öğrenirse daha fazla sinirleneceği belliydi. "Eylemleri veya benzeri şeyleri unutman senin suçun değil tabii. Ama gerekli vitamin takviyelerini kullanmaman senin suçun."
Kendimi bildim bileli unutkan biriydim. Annem bunu fark edince babamla konuşmuş ve hastaneye gidip birkaç tahlil yaptıktan sonra gerekli vitaminleri kullanmaya başlamıştım. Başlarda annem kendisi ilaçları bana getirir, kendi elleriyle içirirdi. Doğum günümden sonra ilaç kullanmak aklıma dahi gelmiyordu. Olaylar zaten fazlasıyla hızlı ilerlediği için bir ara nefes almayı bile unutabileceğimi düşünmüştüm.
"Tamam, sorun değil. Kendini üzme. Anlık sinirle sordum. Kırdıysam özür dilerim," dedi. Bu adamın centilmenliği insana nefes aldırmayı unutturacak seviyedeydi. Gülümseyerek asansöre doğru ilerliyorken "İlaçlarını nerede unuttun? Arabada mı unuttun?" diye sorunca, "Kadir abi, buraya gelecek mi?" diyerek konuyu değiştirdim.
Yalan söylemek yerine konuyu değiştirmek daha cazipti zira abimin yalan söylenmesine karşı ayrı bir nefreti vardı. Ne yalan söyler ne de ona yalan söylenmesinden hoşlanmazdı.
"Hastane çıkışı vakit kaybetmeden İstanbul'a döneceğiz." Bunu söylerken çoktan asansöre binmiştik. "Ne? Bu kadar çabuk mu? Daha buraları gezecektim." Sitemli çıkan ses tonuma karşılık tebessüm etti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FELAKETE GEBE Ailem Aşiret Mi?
Teen Fiction❝Hayat mucizelere gebedir, derler; peki ya felakete gebeysek?❞ Doğum gününde anne ve babasını kaybeden Almira Dolunay Soylu aylar sonra abisine gelen bir telefon çağrısıyla hastanede bebeklerin, nedeni belli olmayan bir sebepten ötürü, karışmış olma...