Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Temsili değil, aynısıdır.)
Yorum yapmayanlar ve yıldıza basmayanlar ARABACIDIR!
Buket solundan sağına dönerken kolunu savurunca yüzüme denk geldi, acı tenime kazılı olan his dokularım sayesinde yüzümden bedenime yayılırken acıyla inledim. "Buket!" Diye bağırdım, kolunu ittiğimde az önce yattığı pozisyona geri döndü, uyumaya devam etti. Tınlamadı bile.
Elmacık kemiğimi ovuştururken parmaklarının girdiği gözlerimi açıp kapattım, yanıyordu gözlerim.
Buket dün akşam Gökmen buradayken gelmişti, kapıyı kilitlemediğim için biz öpüşürken odaya dalmıştı. Hatırlamak istemediğim anılarımdan biriydi, arkadaşım sağ olsun. Gökmen söylenmişti, ben utanmıştım, Buket ise bu işten en karlı çıkanımızdı; uyanık kalabildiği gece boyunca konuşmuş durmuştu.
"Hep söylüyorum, hızlısın kankişto!"
"Önce yanak, sonra dudak."
"Odaya bile atmışsın çocuğu yaaaa. Ben iki yıldır sevgiliyim Burhan'la, odamı geçen sene gördü anca."
O bunları ve hatırlayamadığım daha nicelerini söyleye dururken, ben yatağın köşesinde oturmuş, bükük boynum ve bıkkınlıkla çökmüş omuzlarımla dinliyordum.
Gökmen'in gelip beni alma saatine bir saat kala Buket tarafından uyandırıldığım için kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Dişlerimi fırçaladım, kaşlarımı tarayıp çok kısaca yüz bakımı yaptım kendime. Kaşlarımın ortasını aldım hızlıca. Maskaramı ve göz kalemimi sürüp odaya geri döndüm.
Buket tek gözü kapalı telefona bakıyordu, Burhan yazmış olmalıydı.
"Gökmen gelecek birazdan, kahvaltıya gideceğiz biz." Dolabımın önünde durdum.
Açık olan gözüyle bana baktı, yüzü uykusuzluktan şişmişti. Tabii gece bana dalaşmaktan az uyuduğu için.
"Yolda giderken de seni karakola şikayet edeceğim."
Anlamadı, "ne?" Dedi yeni uyandığı için kalın bir sesle.
"Yüzüme yumruk yedim sabah Buket." Dolaptan pantolonumu alırken ona baktım, önce boş boş baktı sonra gülmeye başladı.
"Yine mi vurdum sana?"
"Evet."
Bu bizim aramızda olağan bir durumdu aslında, Buket deli yatardı. Onunla yatarken hep içimde bir korku olurdu ama gülü seven dikenine katlanıyordu işte.
Bu yediğim yumruk hiçbir şeydi diğerlerinin yanında.
"Kızım çok nasiplisin ha."
"Bir de bana sor." Eşofmanımı dolabımın kapağı ardına geçip çıkarttım, başımı dışarıda tutup gözlerine baktım. "Sen de nasiplenmek ister misin?" Pantolonumu giyindim.