11-PAZAR AKŞAMI 🏍

21.9K 1.4K 773
                                        

İyi okumalar dilerim.

(Dikkat! Aşırı sevgi ve tatlılık içerir! 😉)

Yorum yapmayanlar ve yıldıza basmayanlar ARABACIDIR!

Salı akşamı...

Dünya için geçmiş olan bir gün, bir gece. Benim içinse bir özlem, bir özlem.

Babam insafsızca dediklerini uyguluyordu. Yemeğim odama geliyordu, çok bunalırsam salona yanlarına iniyordum ama benim yanımda televizyon açılmıyordu. Telefonum elimdeydi ama o bana güvendikleri içindi, belirli saatler dışında almayacağımı biliyorlardı.

Bu en azından bir sevgilim olana kadardı. Artık eskisinden birazcık daha fazla alıyordum elime.

Çarşamba günü Buket, ben ve Burhan kına alışverişine gittik. Buket benim de gelmemde özellikle ısrar etmişti, aslında gelmeliydim de zaten, adetler de gelinirdi sanırım; çok biliyormuşum gibi... Ama arkadaşım isteyince ekstra gelmek durumunda kaldım.

Buket'in zor beğenisi Burhan'la beni darlamıştı. Oturmuş arkadaşımın giyinmesini beklerken bir ara ona Gökmen'i sordum.

İyi olduğunu biliyordum ama buluşamadığımız için morali bozuk ve sinirli bir Gökmen'di.

"İyi." Demişti sadece.

"Onu ben de biliyorum." Dediğimde bana bön bön bakmaya başladı.

"Neyi soruyorsun o zaman?" Diye sordu safça.

"Göremediğim için soruyorum."

"Haa... Şöyle özetleyeyim Aysuna, sinirli, huysuz, gıcık olduğu halde daha da gıcık, artık hiç yarışlara katılmayan sinir bozucu bir arkadaşım var sayende." Bana gözlerini büyütüp samimi bir ifadeyle bakınca gülümsedim.

Buket üstünü giyinmiş çıkınca hemen çok beğenmiş gibi abartılı tepkiler verdik, yoksa bugün bitmezdi. Kendisi de beğendiğini söyleyince rahatladık, Burhan parayı ödedi ve mağaza poşetleri üçümüze dağıtılmış biçimde arabaya yürüdük yan yana.

Gökmen'le gündüzleri mesajlaşırken, akşamları telefonda konuşuyorduk. Bazen sesi o kadar yorgun geliyordu ki, ona gidip yemek yapasım geliyordu, bir yorgunluk masajı. Tamamdır.

Ama mesafeler, engeller...

Buket iyi olduğunu söylüyordu aslında bu kamp işinin. Ben biraz hızlı ve çok yanaşıyormuşum, Gökmen'in de karakterinde vardı. Uzaklık bizi dinginlermiş.

Ne alakaysa... Neyse.

Perşembe akşamı telefonda konuşurken bayağı bir huysuzlanmıştı. Sesi boğuklaşırken yatakta zıplar gibi sesler çıkartmıştı. Onunla aynı durumdaydım ama daha sabırlıydım, oysa ki ilk sevgilim yani... Benim o halde olmam gerekirken, ben Gökmen'i sakinleştiriyordum.

Cuma günü sadece mesajlaşma ile geçmişti. İşten geldiğinde de çok yorgun olduğu için aramamıştı.

Cumartesi günü öğlen vakti telefonla konuştuğumuzda daha neşeliydi. Son bir gece ve bir gün kalmıştı buluşmamıza çünkü. Bende de aynı heyecan vardı, sanki ilk randevumuz olacaktı... Gökmen o gün öğlenden sonrası için izin alıp Uçurtma'ya gitmişti, bensiz gittiği için bozulmuştum ama yapacak bir şey yoktu. Günün videosunu çekmesini istemiştim ben de.

Akşam vakti çektiği tüm videoları tek bir editte toplayıp bana attığında o akşamki eğlencem olmuştu: Çiçek'in üstünde giderken açılmıştı kamera, kaskın altına taktığı kulaklığında açık olan müzik kameraya da bağlıydı ve böylece ben de duyuyordum.

SERENDİPÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin