Mafia e il suo bambino.(TAEKOOK)

~25

Mezun olmuştum. Aylarca imkansız olduğunu düşündüğüm diplomayı ellerimde tutuyordum.

Artık bir psikologdum.

Hayalimi gerçekleştirmiştim ve mesleğimi elime almıştım.

Hayal gibi geliyordu, ancak şu anda meslektaşlarımla elimizdeki diplomalarla beraber sahildeki geniş organizasyonda  kep atmaya hazırlanıyorduk.

Okulumuz prestijli bir okul olduğundan mezuniyetini fazlasıyla abartılı yapmayı seçmişti. Öyle ki en meşhur sahillerden birini hazırlatmış, mezuniyet töreni için işlevli bir alana çevirmişti. Herkes, ailesiyle birlikte tören alanındaydı.

Ben çevremi gülümseyerek izlerken, başımdaki kepin düzeltilmesiyle bakışlarımı arkama doğru çevirmiştim.

Karşılaştığım isimse, bir süredir bana rüya gibi bir hayat yaşatan Taehyungdu.

Bana gülümseyerek şefkatle ve gururla bakıyordu. Biliyordum. Bu diplomayı almam konusundaki en büyük destekçim o olmuştu. Ve gözlerindeki adeta gururlu bir baba gibi olan edasını anlayabiliyordum.

Evliliğimizin ardından aldığımız kararları bir bir gerçekleştirmeye başlamıştık. Öyle ki Taehyung sözünü tutarak beni beklemeyi seçmişti.

Yaşadığımız o gece dönüm noktamız olmuştu. O gün aldığımız kararlarsa bizim miladımızdı. Taehyung koyduğum sınırları asla aşmamıştı. Söz verdiği gibi eskisi gibi takıntı seviyesindeki kıskançlık ve korumacılığı kenara bırakmıştı. Hala kıskanç ve korumacı bir adamdı ancak bu rahatsız edici bir seviyede değildi. Örneğin telefon alma olayına, dışarı çıkmam konusundaki kısıtlamalarına son vermişti. Hala arada telefonumla oynarken gözü değerdi, dışarı çıkarken nereye ve kimle gittiğimi sorardı ancak bunu özgürlüğüme zarar verecek boyutta yapmayı bırakmıştı.

Ve şunu farketmiştim ki, kıskançlığı ve kısıtlamaları dışında Taehyung mükemmel bir adamdı.

Sevgisini gösterebiliyordu, romantikti, anlayışlıydı, dürüsttü, eğlenceliydi, nazikti, zekiydi, merhametliydi ve bana bebeğiymişim gibi davranıyordu. Bunun yanında aramızda gizli saklı olmaması gerçekten güzeldi.

Bu durum beraber aldığımız bir karar sonucu oluşmuştu. Her ne olursa olsun, akşam yemeğini beraber yerdik ve günümüzü tüm çıplaklığıyla anlatırdık. Ve bu aramızdaki güveni iyice kuvvetlendirmişti.

Tabi bu durumda, bana yapacağı çoğu sürprizi önceden öğreniyordum. Her ne kadar içeriğini söylememek konusunda ısrarcı olsa da.

Bunun yanında sabırlıydı. Onunla beraber olmak konusunda korkularımın olduğundan bahsettiğimde, zaten bunu asla ben istemeden yapmayacağını söylemişti. Ve neredeyse iki senedir beni bekliyordu. Onunla ne zaman bunu konuşsak, beklemekten rahatsız olmadığını ve istediğim kadar beni bekleyebileceğini söylemişti.

Ve ona olan güvenim gerçekten seviye atlamıştı.

Artık ona yaklaşırken tereddüt etmiyordum. Ben de ona ufak öpücükler veriyordum, tabii bu öpücükler dudakları dışındaki alanlara bırakılan masum öpücüklerdi. O ise dudaklarımı öpmeye bayılıyordu. Ben öpmesem de beni öpmesine izin veriyordum. Bu döngünün arasında o beni de tıpkı kendisi gibi temas bağımlısı bir hale getirmişti.

Tabii bu konuda Taehyungun eline su dökemezdim.
Temas konusunda gerçekten bir markaydı.

Yapılan anonsla birlikte dikkatimi tekrardan toparlayıp, diplomayı tuttuğum elimi Taehyungun eline sarmış, diğer elimle de başımdaki kepi geri sayım eşliğinde havaya atmıştım.