'3

12.4K 834 282
                                        

Önünde durduğum koca binaya göz gezdirirken yanıma varan Jiminle dikkatimi ona vermiştim.

"Bak Jimin, içeride sevmediğim haraketler sergilemeyeceksin tamam mı?" Yaptığım imayı uyarılı bir şekilde ona iletirken omuz silkip ilerlemeye başlamasıyla of'lamıştım. Belaydı başıma, tatlı bela..!

Çok geçmeden arkasından ilerleyerek mekana giriş yapmıştım. Kulaklarıma dolan uğultulu ses bir zaman sonra yükselmeye başlarken Jiminin bir masanın önünde durmasıyla bende aniden frenlemiştim.
Yabancı bir beden kalkıp önce yanımdaki bedeni sonra ise beni selamlarken uzattığı ele karşın sadece başımı sallayarak çoktan yerine yerleşen arkadaşımın yanına oturmuştum.

"Tekrardan daha beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkürler Jimin." O alışık olmadığım ses kendini belli ederken göz devirme isteğimi bastırmış, hic alakam yokmuş gibi yerimde yayılmştım. Ta ki, benim salak arkadaşım konuşana denk! "Asıl bizzat Taehyung'a teşekkür etmelisin. Kırmadı ve geldi."

Anında yerimde dikleşirken alttan alttan Jimin'in kolunu cimciklemiştim. Hafif bir irkilme yaşasada yüzündeki o piçlik yapan ifadeyi kaybetmemişti.

"Geldiğin için teşekkür ederim Taehyung."
Masanın yüzeyinde duran elimin üstüne elini uzatıp yerleştirirken baş parmağıyla tenimi okşamıştı. Hemcinslerimden hoşlanmama rağmen şu an bu adamın bana uyguladığı temas yüzümü buruşturma isteğiyle doldurmuştu içimi. Ondan aldığım elektirik hiç ama hiç iyi değildi. Hep negatif hep negatif.. ıy

"Ne demek, Jimin çok ısrar edince kıramadım. Yoksa gelmeye niyetim yoktu."
Zoraki bir gülümsemeyle karşılık verirken parmaklarımla elini ittirip geri çekmiştim kolumu. Ama yaptığım ima sanki ona yaramamıştı. Yüzündeki ifade hala daha yerini koruyordu. Ahh..

"Hadi bir şeyler içelim!" Jimin konu dağıtma çabası ortaya atılırken biraz sonra masa donatılmıştı. Önüme konulan içkiye uzunca bakarken içip içmemek konusunda çelişiyordum kendimle. Şimdi içmeye başlarsam net dağıtırdım kafayı, bu Jimin salağınada belli olmazdı. Beni bırakır giderdi bu piçin yanında. E içmesemde bardağı gördükçe canım çekiyordu. Of be!
Ortama derin bir nefes salarken etrafta gezinen sakin müziği bastıran kalın ses araya girerken dinleye koyulmuştum.

"Kendimi sana tanıtmadım öyle değil mi Taehyung? Ben Jay." Adının şu an ögrendigim adama karşın alttan alttan bakarken başımı onaylar biçimde sallamıştım. "Banane senin isminden.."
Kendi kendime konuşurken karşı taraftan gelen "Bir şey mi söyledin?" sorusuyla nefes verip tekrar konuşmuştum. "Diyorum, ne güzel oldu buraya gelmemiz." Ortaya alakasız bir şey atarken sonunda karar verip içkimden yudumlamıştım.

"Ben bir lavaboya hemen gidip geliyorum arkadaşlar." Jiminin ayaklanmasıyla beraber alel-acele masadan gidişini donmuş bir şekilde izlemiştim. Ne yaşıyordu?
Kendi kendime sorduğum soruyla başımı geri önüme çevirirken bu sırada ise yanımda yeni bir haraketlenme oluştuğunda sağıma dönmüştüm. "Ee Taehyung, hayatında birileri var mı?" Gereksiz bir samimiyetle dibimde duran bedeninden gelen sesle tekrar daha göz devirme isteğimi bastırmıştım. "Yok."

"Ne güzel, benimde yok ama senin gibi birini hayatımda isterdim. Güzelsin ve fiziğin muhteşem.." sonlara doğru kısılan sesiyle biraz daha yaklaşmıştı bana. Yerimde sinirden kaskatı kesilirken sitem ediyordum içten içe.

Oturduğumuz koltuğa doğru attığı kolu omzuma değerken bu son nokta haline gelmişti benim için. Tam ağzımı açmış bir şey diyecekken salak arkadaşım mükemmel zamanlama yapmıştı ortama. "Ben geldim. Oo, bakıyorumda kaynaşmışsınız şimdiden."
Ulan Jimin, tuvalete giitmediğine eminim!

"Biraz öyle oldu." Jay'den gelen karşılık ile kaşlarımı havalandırarak ona bakmıştım. Biraz mı? Lan biraz önce ağzıma giriyordun ağzıma! Birde birazmış.

comptive | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin