dalgakıran

1.2K 132 250
                                    

İçerik uyarıları:

Okumak üzere olduğunuz kurguda aldatma ve geçmiş bir intihar girişiminden söz edilmektedir. Bahsi geçen her şey kurgusaldır. Yazarın ve diğer gerçek insanların hikayede olanlarla bir alakası yoktur.

•••

[17 Temmuz, Seoul. Gelin odası.]

Kolunu tutan sert elin verdiği acıyı hissedemeyecek kadar kendinden geçmişe benzeyen Jisung onu zapt etmeye çalışan Minho'ya dokunmaya, ona sarılmaya çalışırken Minho Jisung'la birlikte odaya girerek kapıyı arkalarından kilitledi.

Jisung kahkaha atarak kolunu tutan Minho'nun elini tutmaya çalışırken diğeri tarafından sert bir şekilde yere fırlatıldı ve aniden dengesini kaybederek kendini yerdeki beyaz, tüylü halının üstünde buldu.

Minho panikle hızlanan kalbini ve kesilen nefesini görmezden gelmeye çalışırken cebinde durmadan çalmaya devam eden telefonu çıkararak kapattı ve öfkesi ne yapsa dinmediği için elindeki telefonu odanın bir köşesine fırlattı.

Jisung kolunun üzerine düştüğü için canı yanıyor olsa da hiçbir şey olmamış gibi ona yaklaşan Minho'ya doğru bir adım attı. Minho ona sarılacakmış gibi hissetmişti bu yüzden kollarını açarak ona doğru ilerlerken beklediği sıcak kucaklama gelmedi.

Minho tek eliyle Jisung'un bileklerini yakalayıp hareketini engellerken diğer eli yerinden söküp çıkarmak istermiş gibi çenesine sarılmış ve yüzünü kendine yaklaştırmıştı.

Jisung'un ağzından canının yandığını gösteren bir ses çıktığında Minho dişlerini sıkarak bileklerini serbest bıraktı ve bu sefer suratını iki eliyle de avuçlayarak gözlerini incelemeye başladı.

"Gelmeden önce yine bir şey mi aldın?"

Minho'nun bağırıp çağırmasından çok bu dişlerini sıkmış, kısık sesli hali onu daha çok korkutuyordu. Jisung korkarak boşta kalan elleriyle ona sarılmaya çalışırken Minho bir şey aldığına dair bir kanıt arıyordu görüntüsünde.

"Hayır hyung..."

Dursun artık diye beklerken Minho'nun ellerinin suratında gezinişine odaklanmaya çalıştı. Avuçlarını tutarak suratına bastırmak ve ellerini teninden bir an bile ayırmamak istiyordu.

Minho Jisung'un bir an olsun azalmamış olan neşesini, heyecanını gördükçe kendini daha büyük bir çıkmaza sokmuş gibi hissediyordu. Bıkkın, bitkin bir tavırla onu tuttuğu başından geri iterek uzaklaştırdığında sinirden ağlamak üzereydi.

"O zaman neden yapıyorsun bunu Jisung?!"

Jisung onun bağırışına bir tepki vermezken çıldırmış gibi gülüyordu hala.

"Ç-çünkü gideceğiz birlikte. Her şey çok güzel olacak hyung, yerimde dura-"

Minho susması için bağırdığında Jisung yüzünde asılı kalmış olan gülüşüyle saçlarını çeken Minho'ya baktı. Bu halde oluşunun nedenini anlayamıyor gibiydi.

"Yaşananları unutacağını söylemiştin!"

Jisung sessiz bir şekilde hala heyecanla parlayan gözlerle ona bakarken Minho hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu.

"Sana yalvardım susman için. Söz verdin bana Jisung!"

Jisung ona doğru bir adım atmak isterken Minho yaklaşmaması için bir elini kaldırarak onu uyardı. Şu an ne kadar sinirli olduğunun farkındaydı ve hiçbir şekilde Jisung'a zarar vermek istemiyordu.

dalgakıran, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin