Bazen bir yabancı,
bir tanıdıktan çok daha fazla şey bilir.***
"Nasıl sikik bir teşkilat bu böyle?"
Dedektifin küfürlü sorusuyla birlikte, esmer olan hiçbir fikri olmadığına dair yalnızca omuz silkmişti.
"Şimdi sen, diyorsun ki..."
Masanın önündeki iki sandalyede yan yana oturan ikiliden sonra, Jeongguk durum analizi yapmak için istemsizce kendi sağına yani tam karşısına ona doğru yüzünü dönmüş ve el hareketleriyle de anlatmaya başlamıştı hararetle.
"Baban, Kim holdingine bağlı hastanesindeki kliniklerden birinde, Kore'de yasadışı bir uygulama olan hipnoz yöntemiyle Merhum Seoul Belediye Başkanını kontrol altına alarak, ona kendi intihar mektubunu okuttu ve intihar ettirdi?"
Kaşları iyice çatıldığı ve düşünceli bir şekilde gözleri de kısılarak başı hafifçe yana düşüp ekledi.
"Ve..."
"Bu da yetmezmiş gibi, yine baban, başkanın Hoxter olduğunu iddia ettiği mektubu da kendisi terasta bilerek yere düşürdü."
Taehyung tüm bu esnada onu sakince izliyorken, sadece basit bir "Evet, tam olarak böyle oldu, gözlerinizle gördünüz." dedi.
"Ama neden?"
Gözlerini deviren kavruk tenli, hafifçe yana açtığı bacaklarıyla tam anlamıyla ona dönmüş olan adama doğru yaklaşarak eğildi.
"İşte bunun nedenini siz bulacaksınız dedektif. Tüm bunlar size şaka gibi mi geliyor?"
Jeongguk'un kafasında oturmayan parçalar vardı. Evet bu video, çok şeyi ifade edebilirdi ancak, illüstrasyonistin böylesine değerli bir bilgiyi neden onunla paylaştığına dair kafasında hinlikler dönüyordu. 21. Yüzyıl dünyasında, bir de koredeysen, kimse kimseye böyle bir iyilik yapmazdı.
"Bu belgeyi babandan aldığını nerden bileceğim? Ya senin başının altından çıktıysa?"
Taehyung sırıttı. Yapacağı tek şey, daha da eğilerek Jeon'un arka cebine doğru dokunmak olduğunda bir an için bileği kavranmıştı. Ancak ona rağmen arka cepteki telefona ulaşmayı başarıp onu ordan çıkartarak geri çekildi ve kahve saçlıya uzattı.
"Bugun maillerinizi kontrol etmediniz sanırım. Buyrun. Ve sonra tekrar konuşun."
Jeongguk burnundan soluyarak kendi telefonunu kaptığı gibi, maillerine girmişti hızla.
Babasına ait çalışma odası olduğunu tahmin ettiği o yere ait görseller, çöp kutusunun ve bilgisayardaki bazı kilitsiz dosyaların fotoğrafı ve elindeki birleştirilmiş belgelerin bantlanmadan önceki parçalanmış hallerine rastladı.
Bir an için solunda kalan ve karşı penthouseu gören cama doğru iç çekerek baktı adam. Bu, büyük bir bilgiydi. Ancak eğer Bay Kim'i merkeze sorguya almaya kalkarsa, Amir Lee'den yiyeceği azarı düşünüyordu. Ve de... Onca ortalığı kaldırıştan sonra eğer arama emri çıkardıktan sonra bile Taehyung'un dediği gibi evde ve sürücülerde herhangi bir kanıt bulamazlarsa, başı çok pis yanardı.
Onun bu kararsızlığını gören Taehyung "Hah..." ladı.
Penceredeki bakışlar, o derin hahlayış ile yeniden esmere dönmüştü ne var dercesine.
"Siz tırstınız. Anladım. Tamam." der demez belgeyi Jeon'un elinden çekmeye kalktığı an, kağıdı kendine çeken dedektifle öne doğru savrulmuştu ona doğru kızıl olan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smokescreen を
Fanfiction"Arabanız da sizin gibi öylesine temiz ki, onu feci halde kirletmek istiyorum Dedektif Jeon." - ᴇꜱʀᴀʀᴇɴɢɪᴢ ʙɪʀ ᴄɪɴᴀʏᴇᴛ ᴀʀᴅıɴᴅᴀᴋɪ ɢᴜ̈ɴᴀʜ ᴋᴇᴄ̧ɪꜱɪ ᴠᴇ ꜱᴜᴄ̧ ᴍᴀʜᴀʟɪɴᴅᴇ ʙᴜʟᴜɴᴀɴ ᴛᴀʙʟᴏʏʟᴀ ʙᴀꜱ̧ʟᴀʏᴀɴ ᴛᴜʜᴀꜰ ɪʟɪꜱ̧ᴋɪ... #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 #𝐂𝐫𝐢𝐦𝐢𝐧𝐚𝐥 [01.03.2...