"Taehyung sürekli Bay Jeon'un evine gidiyormuş. Bir keresinde morali çok bozuk çıkmış ve o hafta ikisinin arası çok gerginmiş."
"Sevgililer mi yani?"
"Ya sevgililer ya da Taehyung bunun için çabalıyor."
Statü buydu işte. Kimse üstün astına sarkacağını düşünmezdi. Farklı hisseden hep ast olurdu onlara göre. Halbuki bu durumumuz tam tersiydi. Onunla ilgilenen kişi bendim şu anda.
İlgilendiğimi bu kadar çabuk kabul etmem garip miydi? Hayır. Artık çocuk değildim, neyi sevip sevmediğimi, neyden etkilendiğimi biliyordum.
Bu konuşma nerede mi geçiyordu? Ben revirin iç kısmında duruyor ve hemşiremizin bana vereceği ilacı bekliyordum. Onlar da kapının yakınında diğer tarafta konuşuyorlardı. Hemşire de tüm her şeyi duymuştu ve panik olmuştu. Hiçbir şey söylemeden eli titreye titreye verdiği ilacı alarak teşekkür etmiş ve odadan çıkmıştım. Bakışlarım yakın duran ikiliyi bulduğunda ikisi de bana şok olmuş şekilde bakmaya başlamıştı. Bakışlarım oldukça net bir şekilde sert ve alaycıydı. Başımı iki yana sallayarak konuşurken yanlarından geçmiştim.
"Keşke işinizi bizi konuştuğunuz kadar konuşsanız da hisselerimizi biraz daha yükseltebilsek"
Onlar böyle yaptıkça ne yapasım geliyordu biliyor musunuz? Taehyung'u almak, ortalarına koymak ve onu herkesin içinde öpmek. Herkes en azından onu suçlamayı bırakıp beni konuşurdu diye düşünüyordum ama öyle insanlardı ki bunlar, bunu yapsam ve kendi gözleriyle görseler bile Taehyung'un planladığını söyleyip yine ona yüklenirlerdi.
İç geçirerek odama girdiğimde Taehyung'un başını masasına yaslayarak yattığını görmüştüm. İçeriye girdiğimde kendisini zorla oradan kaldırıp çalışmaya çalışmıştı ama yüz ifadesinden gram hali olmadığı belliydi.
"Bunu iç ve şurada yat biraz" diyerek elimdeki ilacı ve odadaki koltuğu işaret ettiğimde başını iki yana sallamıştı.
"Teşekkür ederim, iyiyim ben, sorun yok"
"Taehyung, saçmalama. İç ve yat, bir buçuk saate öğle arasına çıkacağız, o zamana kadar uyu, sonra seni evine bırakırım" dediğimde reddeden mırıltılar çıkartsa da birden sesli bir şekilde hapşurduğunda başka bir şey söylemesine gerek kalmamıştı. "Neden geldin ki? Yatıp dinlenseydin?"
"Ama çok yoğunuz"
"Senin sağlığından önemli değil" demiştim. O söylediğim gibi mahçup bir ifadeyle koltuğa oturduğunda ona su da getirmiş ve ilacı içmesini sağlamıştım. Ardından koltuğa uzandığında üzerine burada Lia için tuttuğum örtüyü örtmüştüm.
"Camı açacağım biraz. Ben de hasta olmasam iyi olur çünkü" dediğimde Taehyung örtüyü gözlerinin altına kadar çekmişti.
"Maske var mı burada? Maske taksaydım keşke. Hiç aklıma gelmedi"
"Sorun değil, çabuk hasta olan biri değilim. Biraz hava dönse yeter. Sen uyumaya çalış. İlaç iyi gelir sana birazdan"
"Teşekkür ederim Jungkook" demişti Taehyung masum bir ses tonuyla. "İlgilenmek zorunda değilsin ama yapıyorsun."
"İyileşmene bak, lafı olmaz" diyerek gülümsediğimde yorgunca açıp kapattığı gözleriyle beni izlemeyi zor bırakmıştı. Ardından kapanan gözleriyle birlikte ben de yerime geçip sessizce çalışmaya devam etmiştim.
Taehyung'un uyuduğu süre boyunca gelen aramaları reddetmiş, diğerlerine öğle molasına kadar beni rahatsız etmemeleri, çok acil bir şey olmadığı sürece odaya girmemelerini tembih etmiştim. Taehyung'un rahatça uyuyabilmesi için odanın nem oranını da biraz artırmış, nefesimi bile sessiz almıştım. Ve bunları tamamen içimden gelerek yapmıştım. Önceliğim birden işim değil de onu rahat ettirmek olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Family Issues; taekook
FanfictionKüçük, yaralı bir Jeon ailesi Kim Taehyung'la tanışırsa ne olur?