23. BÖLÜM: "UMUT"

756K 32.6K 47.4K
                                    

Bölüm Şarkısı: Chouchou - Sign 0

23. BÖLÜM: "UMUT"

Efken'in varlığı; cehennem gibi bir yaz sıcağında, güneş almayan serin bir evin, soğuk fayanslarında çıplak ayakla gezmek gibiydi. Ve belki de kavrulan bedenini fayansın üstüne atmak, soğuk fayansın üstünde sere serpe uzanmak.

Zihnimde oluşan hiçbir görüntü tam olarak onun varlığını yansıtmıyordu aslında. Yalnızca küçük bir gölge gibi bu gerçekliği doğruluyor, altında nefeslenmesine izin veriyordu.

Onun varlığının kaburgalarımın arasına saplandığını ve tam orada kaldığını hissedebiliyordum. Onun kaburgalarıma saplandığını hissetmiyordum. Biliyordum.

Lavabonun fayanstan tezgâhına yaslanırken aynaya bakmadım çünkü lüzumsuz derecede çaresiz olan bir şeyin sağlıklı nefes alıp vermesini izleyemezdim. Uyumak için yatağıma gitmiştim ama bunu da gerçekleştirememiştim üstelik. Uykuya dalamamıştım çünkü umutlu düşleri göz kapağımın arkasına kilitlemek istemiyordum.

Ben, bir insanın gözlerini yummadan da ölebileceğinin bir kanıtıydım.

Efken'in kalbinden yükselen çaresizliğin sesi hâlâ avuç içlerimde yankılanıyordu sanki.

Soğuk suyu birkaç kez yüzüme çarptıktan sonra yüzümden sicimle inen su damlacıklarını elimin tersiyle sildikten sonra, yüzümü havluyla kurulama gereği duymadan banyodan çıktım. Banyonun kapısını kaparken karanlıkta Efken'in oturduğunu fark edebilmiştim. Loş ışık kapalıydı ve şu an karanlıkta görünen tek şey onun sigarasından yükselen kıvrımlı gri duman ve sigarasının ucunda yanan kızıl alevdi. Sigarayı içine her çekişinde, ucundaki kızıl alev harlanıyor, rengi açılıyordu.

"Efken?" diye seslendim kısık bir sesle. Cevap vermedi. Islak ellerimi taytımın yüzeyine silerken, gözlerimle karanlığın içindeki yıkım getireni seçmeye çalışıyordum. Silueti bir gölgeden ibaret olmasına rağmen, gölgesi bile çok güzel görünüyordu.

Sigarasının ucundan yükselen alevin çıtırtısını duydum.

"Pekâlâ, ben uyuyorum." Topuklarımın üstünden arkama dönüp, geçici odamın olduğu yöne yürümeye başladığımda Efken'in derin bir nefes aldığını duydum.

"Uyuyacak mısın, Medusa?" Sesini ilk kez böylesine narin duyuyordum. Kalbim ritmini anında hızlandırırken önce başımı salladım ama görmediğini fark ederek omzumun üstünden karanlıktaki gölgesine bakarak, "Uyuyacağım," diye mırıldandım. Birkaç saat önce yaşanılanlar sanki benim hayal ürünümmüş gibi davranıyorduk. Sanki hiçbir şey olmamıştı ve tüm olanlar benim gördüğüm kısa bir rüyaydı.

Belki de böyle olmasını her şeyden çok isterdim. Uyandığım da Efken'in kollarında olmam şartıyla tabii ki.

Bir süre sessiz kaldı ama sigarasını içtiğini, sigaradan çıkan çıtırtılar ve harlanan kızıl alevden anlayabiliyordum. "Tamam," dedi dümdüz bir sesle. "Sanırım gerçekten dinlenmeye ihtiyacın var."

"Senin yok mu?"

"Benim dinlenme şeklim bu, Medusa. Sen bana aldırma."

Bu ne demek oluyordu? Ne yani, benimle uyumayacak mıydı? Şu an ona ihtiyacım olduğunun farkında değil miydi? Aslında saçma sapan düşünceleri beyninde dolaştıran ve olmayacak şeyleri haddinden fazla kafasına takan bendim. Efken'in benimle uyumak gibi bir zorunluluğu yoktu neticede. Peki neden böyle hissediyordum? Tüm hislerime bir bir lanet ederken, odanın kapısını açtım ve son kez karanlık siluetine bakıp odaya girdim.

İÇİNDE BİR SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin