Taehyung hayatımın farklı noktalarında bana bir şeyler katmaya, bana iyi gelmeye devam ediyordu.
Lia'yla olan ilişkisi sayesinde daha fazla dinlenme fırsatımın olmasının yanında iş yerinde de performansı her geçen gün artıyor, neredeyse bana iş bırakmayacak kadar iyi bir noktaya doğru ilerliyordu. Fazla verimliydi ve sağlam çalışıyordu.
Ama bu beni kötü hissettiriyordu çünkü Taehyung benim hayatımı hafifletiyormuş gibi hissediyordum. Yorgunluğumun farkında olan nadir kişilerden biriydi ve sadece farkında olmakla yetinmeyip benim için bir şeyler yapmaya çalışıyordu ve yapıyordu da. Bu yüzden artık kendimi mahçup hissetmeye başladığım da bir gerçekti. Bir yandan ona bir hayranlık beslediğimi de fark etmiştim çünkü yarım yamalak tanıdığın bir insan için, bu kişi patronun olsa da, bu kadar benimsemiş bir şekilde hayatını kolaylaştırmak adına çabalamak herkesin yapacağı bir şey değildi. Çünkü ortada ciddi bir yardımdan bahsediyorduk burada. Düşününce Hoseok'un bile yapmadığı derecede bir yardımdı bu.
"Akşam bir işin var mı?"
Toplandığımız sırada ona seslendiğimde hemen meraklı bakışları bana dönmüştü.
"Yok, bir planım yok"
"Birlikte yemek yemeye gidelim mi?"
"Oh, olabilir" diyerek hafifçe gülümsediğinde ben de gülümsemiş ve göz kırpmıştım.
"Ben ısmarlayacağım, haberin olsun"
"Hayır hayır" elbette hemen itiraz edecekti. "Yarı yarıya-"
"Taehyung" demiştim. Ses tonumdan itiraz kabul etmeyeceğim belliydi ama yine belirtmiştim. "İçimden geldi, istedim. Kırma beni" dediğimde iç geçirerek omuzlarını düşürmüştü. Çocuk gibi görünüyordu şu an. Sevimliydi.
"Pekala, tamam" demişti sessizce. "Bu seferlik öyle olsun"
"Çok güzel İtalyan pizzası yapan bir yer biliyorum. Sen de pizza seviyorsun diye hatırlıyorum. Gidelim mi oraya?"
"Benim için fark etmez. Neresi olursa gelirim"
"Fark etmez demeni istemiyorum. Hiçbir konuda hem de. Fikrini soruyorum, evet ya da hayır diyebilirsin?"
"Ama fark etmiyor?"
"Eder. En çok ne istiyorsun şu anda? Canının çektiği bir şey var mı?"
"Hayır yok. Midemi çok dolu dolu yapmayacak herhangi bir şey yiyebilirim."
"Tamam. Oraya gidelim o zaman. Farklı bir mekan olsun istedim"
Taehyung sessiz kalarak başını sallamakla yetinmişti. Ama garip bir tavır vardı üzerinde. Anlayamamıştım açıkçası. Sormaktan da çekinmemiştim.
"Canın istemiyor mu bir yere gitmek?"
"Hayır, istiyorum elbette. Neden ki?"
"İstemiyormuşsun gibi hissettim. Değişik bir tavrın var. Her zamanki hayran olunası Taehyung enerjisi yok gibi?"
Cümlemi duyar duymaz gözlerini kırpıştırmış ve bakışlarını kaçırmıştı.
"Seni rahatsız eden bir şey varsa söyleyebilirsin Taehyung" demiştim. Çok fazla ısrar etmek istemiyordum, zaten bu cümleyi kurarken içimden son kez soruyorum demiştim. Taehyung biraz sessiz kaldığında ben de dudaklarımı birbirine bastırmış ve bakışlarımı ondan çekerek önüme çevirmiştim.
"Sadece sana teşekkür etmek istemiştim. Bana gerçekten çok fazla yardımcı oldun son zamanlarda. Başka bir zaman belki çıkarız o zaman, bugünlük gitmeyelim-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Family Issues; taekook
FanfictionKüçük, yaralı bir Jeon ailesi Kim Taehyung'la tanışırsa ne olur?