'2

13.4K 743 315
                                    

"Sende kimsin?" Karşımdaki belirsiz siluete doğru adım atarak etrafta yankı yapan sesimle konuşmuştum. Cidden burası neresiydi ve en önemlisi ne işim vardı? Önümdeki beden kimdi?

"Gel bana." Elleriyle yaptığı işaretle birlikte konuşurken kaşlarımı anlamsızca çatmıştım. Ardından ise cevabını alamadığım sorumu yinelemiştim.

"Kimsin sen?" Ona belirttiğim sorumu takmadan geri adımlar atmaya başlamış ve beni ani bir strese sokmuştu.

"Hey hey, nereye gidiyorsun!" Oldukça uzaklaşmış bedenin arkasından ilerlemeye başlamışken bir anda kaybolmasıyla olduğum yere çakılı kalmıştım.

"Nereye kayboldun.." nefeslerim ciğerlerime yetmezken soluklarım eşliğinde etrafıma bakınmıştım. Sadece karanlıktı. Her yer, kapkaranlık.

"Buradayım Taehyung, sesime gel."
Etrafta bir yankı misali yayılan gürültü ani haraketlerde bulunmamı sağlamıştı. İsmimi nereden biliyordu?

"Neredesin? Kimsin sen Tanrı aşkına!"
Sesimi oldukça yüksek tutup içimde biriken, onu bulamamamdan dolayı olan öfkeyi dışarı sarf ederken belirsizce ilerlemeye başlamıştım.

"Ben.." garip bir ses tonuyla cümleye girişmişti. Bu içime küçük bir heyecan katarken onu dinlemeye koyulmuştum.
Konuşacaktı, bana kim olduğunu söyleyecekti. "Sen?"

"Kalk artık Taehyung! Bu kaçıncı bağırışım sana!" Tanıdık bir ses kulaklarımı çınlatırken şaşkın bir nida dökülmüştü dudaklarımdan. "Jimin? Jimin neredesin?"

"Kalk diyorum sana kalk, çamış!"
Kulaklarımı çınlatan ses ve kalçamda hissettiğim acıyla birlikte öne doğru savrulurken ne oldugunu bir türlü anlayamamıştım. Yüzümdeki şaşkınlık hala daha yerini kolluyordu.. ve bedenimdeki sert dokunuşlar kesilmiyordu. Başıma kuvvetli bir ağrı saplanırken kendimi dizlerim üstündeyken bulmuştum. Göz kapaklarım artık dayanamıyordu..
___

Bilincim mükemmel sarsılmam sayesinde kuvvetle açılırken, gözlerimi pörtleşmiş bir şekilde üstünde uzandığım parkeye bakmış, sızlayan bedenimle birlikte bir küfür savurmuştum. "Sikeyim.."

Avuç içlerimi yere koyarak dayanak sağlamış kendimi ayağa kaldırırken az ileride duran Jimin'e karşı sinirli bakışlar atmıştım. Ve yavaş yavaş konuyu idrak ederken sert bir soluk salmıştım ortama.

"Hiç bana öyle bakma, nasıl bir uykun varsa artık uyanmadın. Rüyanda ne görüyorsunda bu kadar dalıyorsun anlamıyorum ki. Çocuğu yataktan itmesek uyanmıyor." Odadan çıkmadan önce bana parmak sallaya sallaya konuşmuş, yerinden ayrılmasına rağmen bile hala daha kısık seslede olsa hayıflandığını duyabiliyordum.

Bu davranışına karşı uzun bir göz devirirken esnemiş ve paytak adımlarla camın önüne gelmiştim. Bu sırada rüyam zihnime doluşurken kaşlarımı havalandırmıştım. "Ne garipti ama." Kendi kendime sesli düşünürken denizliklere dirseğimi dayamış temiz hava alma ihtiyacı duyaraktan boşta kalan elimle camı aralamıştım.

Yaz havasının verdiği esinti anında yüzümü yalayıp geçerken rahatlamışlıkla gözlerimi kısa bir süre kapatmış huzuru bulmuştum.
Cidden.. çok güzeldi bu his.

"Taehyung!!" Ki, bu anın ağzına kim sıçacaktı? Tabikide Jimin!
"Geliyoruz be, geliyoruz!" Uyarısına karşın kendim duyabileceğim şekilde cevap verirken odadaki banyoda hemen kısa bir işimi görmüş, komodinin üstünden telefonumu kaptığım gibi bir çırpıda mutfağa geçmiştim.

Burnuma mis gibi kokular dolarken mırıldanmış, peşine karnımın guruldamasıyla birlikte dudaklarımı dişleyerek masaya kurulmuştum.

"Ah Jiminie~, yine döktürmüşsün."
Bile bile ona sunduğum tatlı sesle ellerimi birbirine çarpıp sürterken Jimininde yerine oturmasıyla tabağımı doldurmaya koyulmuştum.

comptive | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin