30. Safety

4.6K 433 349
                                        

Biz geldik! Nasılsınız bakalım?

Bismillah diyip kitabın ikinci kısmına başlıyorum, hadi bakalım >⁠.⁠<

Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurmuşum

🌕🌕🌕

Bu.... güzel bir sabah. Taehyung'un evinin duvarlarına hoşlandığı o tatlı koku sinmiş. Kuş seslerini bu kadar yükseklikten duyamayacağının farkında ama alfanın zihninde kuşların cıvıldadığı, taze çiçek kokusunun etrafını doldurduğu, iki katlı mütevazi güzel bir evin hayali var. Şöminedeki odunun çıtırtısı, evin içine hakim olan ahşap kokusu ve gerçekten 'ev' diyebileceği bir sıcaklığın hayali zihninde dolaşıyor.

Taehyung başını oturduğu koltukta arkaya yatırarak gülümsedi, karşısında bir top gibi kıvrılmış uyuyan küçük adamı böyle bir evde hayal ediyordu. O ve kendisi, belki yıllar sonra aralarına katılacak olan üçüncü bir üye. Bu tablonun hayali bile kalbini ısıtmaya yetiyordu.

Taehyung, hayatı boyunca hiç gerçek bir aileye sahip olmak istemedi. Genç yaşta sürüsünün başına geçişi, Seoul'ün güvenliğinin ve ülkedeki sürülerin birliğinin onun ellerine bırakılması, sık sık yaptığı yurt dışı ziyaretleri ve ofisinde gecelediği sabahlar... Bu karmaşanın içinde birini hayatına almak istememişti.

Ama Jungkook'un üzerine bıraktığı büyü alfayı kendisine öyle çok çekiyordu ki, hayatı hala aynı karmaşada devam eden Taehyung omeganın hayatına girişinin her şeyi daha fazla karıştıracağını bilse de o tavşan deliğine girene kadar omegayı takip etmeyi bırakmamıştı. Yolun başında güzel gözlerine kapıldığı bu çocuk ne yapmıştı emin değildi ama yolun sonunda onu kendi evine çekmeyi başarmıştı.

Jungkook büyülü bir oğlan, birinin onu sevmemesi imkan dahilinde bile değil. Taehyung böyle düşünüyor, ona nasıl kapılmasındı ki. O kendisine ışıltılı gözlerle bakarken omegaya karşı koyabilmesinin imkanı yoktu.

Jungkook sert bir çocuk, yeri geldiğinde dilini kılıcı haline getirip karşısındakine saplayabiliyor. İlk tanıştıkları vakitten beri ne kadar çok sürtüştüklerini hatırladığında alfanın gülesi geliyor ama karşısında huzurla uyuyan çilek saçlı oğlanı rahatsız etmemek adına sadece tebessüm ediyor.

Taehyung da ondan farklı değil, belki de ondan daha sert. Kavga ettikleri o geceyi hatırladığında alfa göğsünü sıkıntıyla şişirdi. Onun kalbini kırdığını biliyor fakat birkaç saat önce de itirafında söz ettiği gibi onun için, affedilmek için çabalamaktan vazgeçmeyecekti.

Taehyung artık tüm gemilerini yakmış ve güzel omegayla kendisini ıssız bir adaya hapsetmişti. Bu adada mutlu olmalıydılar, olacaklardı. Taehyung bu konuda kararlıydı, kendisini affettirecekti ve bu adadan ayrıldıklarında dünyayı karşısına alması gerekirse Taehyung bunu da yapacaktı.

Hem... Jungkook'un da gönlü var gibiydi. Taehyung mutfağındaki itirafından sonra kucağına çıkarak yumuşacık dudaklarıyla dakikalarca kendisini uzun uzun öpen omeganın da kendisine karşı boş olmadığının farkındaydı. Taehyung otuz dört yaşında, nihayetinde çoğu ifadeyi ve duyguyu okuyabilecek yaşta bir adam.

Ama dün gece öğrendiği her şey zihninin arka planında dönüp dolaşırken karşısında mışıl mışıl uyuyan omegaya baktığı sırada kalbinin kıpır kıpır olmasına engel olacak yaşta değil. Gerçi sevginin yaşı olduğunu düşünmüyor ama bu kıpırtının ve Jungkook'un onu öpmesiyle açığa çıkan heyecanın onun yaşındaki bir adama uymadığının farkındaydı.

Hislerin yaşı olmazdı da yüzünde nedensizce dolaşan gülüşün yaşı olmalıydı. Kendisini on beş yaşında hissediyordu, otuzlarındayken on beşinde dolanıyordu. Taehyung ertelenmiş hislerinin karşılığını bu şekilde alacağını bilseydi on beş yaşındaki haline biraz daha sabretmesini söylerdi.

Shoot Love - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin