[20] Emerging facts

Start from the beginning
                                        

Jimin yavaşça Hoseok'un kapattığı elini yüzünden çekmişti. Hoseok asla yüzüne bakamıyordu. Jimin'i sürekli uyarırken o da aynı şeyi yapmıştı. Fazlasıyla utanıyordu bu durumdan ama içinde tutmaya devam etseydi aklını kaçırabilirdi. Yine de rahatlık duymuştu bunu ona söylediği için. 

''Bu harika bir şey. Peki neden bu kadar üzgünsün.'' Jimin heyecanla konuşurken Hoseok dişini alt  dudağına bastırdı. Kendini rahatsız hissediyordu bir şeytandan hoşlandığı için. Bir anda neden kuralları çiğner olmuştu hiç bilmiyordu. 

Eğik olan kafasını kaldırarak meleğin heyecanlı yüzüne bakındı. Ondan kötü bir tepki beklemiyordu çünkü Jimin'de aynı şeyleri yaşıyordu. Hiç bir zaman yargılanacağını düşünmüyordu. En azından Jimin tarafından. "Jimin ben kötü hissediyorum. Sonuçta yasakları çiğnemiş gibi oluyorum. Oysa en çok kurallara takık biri olmuştum hayatı boyunca. Ne yapacağım hiç bilmiyorum." Hoseok elini çenesine koyarak bıkkın bir şekilde nefesini dışarı verdi.

Jimin onun için üzüntülük duymaya başlamıştı tekrardan. Pişman olması gibi bir durumu vardı ve de olabilirdi. Şuan kendi de farklı bir durumda değildi. Bir şeytan ile ilişkiye girmişti ve gerçek aşkı olup olmadığını bilmiyordu. En azından Jimin'in gerçek aşkı oydu. Yoongi için aynı şey söylenemezdi. Jimin derin bir iç çekti ve meleğin elini tuttu. Onu her zaman destekleyeceğine yemin etmişti. Umuyordu ki gerçek aşkı o hoşlandığı kişinin olmasını.

"Üzülme, eminim her şey yoluna girecek." 

Hoseok yavaşça doğruldu ve saçlarını hafif geriye iterek kendine çeki düzen verdi. Evet bir şeytandan hoşlanmış olabilirdi fakat bu onunla görüşeceği anlamı da katmıyordu. Belki nefsine sahip çıkabilirse her şey eskisi gibi olabilirdi. Karşısındaki meleği daha fazla endişelendirmemek için ayağa kalktı ve bir kaç eşyasını düzenlemeye başladı. Jimin, Hoseok'un ne kadar belli etmemesini görse de hissediyordu. Yine de üstüne gitmemeyi düşündü.

Melek yavaşça yataktan kalkarak üzerindeki beyaz kıyafeti düzeltti ve yavaşça kapıya doğru ilerledi. Hoseok şaşkınca ona bakarken elindeki eşya ile Jimin'e doğru döndü. Bu durumda odadan dışarı çıkmaması gerekiyordu. 

"Nereye gidiyorsun?"

Jimin yavaşça arkasına dönerek elini kapının kulpuna koydu. "Lavaboya gideceğim."

Hoseok kafası ile onayladı ve elindeki kitabı rafa koydu. "Dikkatli ol." Jimin kafası ile onayladı ve kapıyı araladı. Bazen Hoseok'un çok abarttığını düşünüyordu. Zaten durumların karışık olduğunu biliyordu ve bundan daha fazla ne tehlike olabilirdi ki?

Koridora çıktığında ağır adımlarla ilerlemeye başladı. Bu şatoyu pek fazla bilmediği için nereden gideceğini hiç bilmiyordu. Koridor biraz fazla kalabalık görünüyordu çünkü şeytanlar odaların önünde birikince meleklere de merak uyandırınca odalarından dışarı çıkmıştı. Onların arasından utanarak geçiyordu Jimin. Bir ara şeytanla görüştüğünü öğrenen meleklerde oradaydı ve bir kaç şeytanla konuşuyorlardır. Onlardan bu yüzden zorbalık görürken aynısını şuan onlar yapıyordu. İstemsizce bir öfke oluşmuştu bedeninde. Yoongi ile de aynı şatoda olmadığı için de kızgındı fazlasıyla.

Sonunda bulduğu lavaboya girdi ve aynanın karşısına geçti. Aniden arka kapıdan bir şeytan camda belirince Jimin ürkmüş ve geriye doğru adım atmıştı. Şeytan onu uzun bir kapıya gidene kadar süzdü. Jimin, Yoongi hariç tüm şeytanlardan ürküyordu. Sebebi belliydi, çok korkunç bakıyorlardı. Şeytan lavabodan çıkınca Jimin musluğu açtı ve yüzünü yıkamaya başladı. Bu tür şeylere alışması gerekiyordu. Tıpkı bir anda karşına çıkan şeytan gibi. Artık her yerden çıkabilirlerdi.

mockingbird ㄨ yoonmin ✓Where stories live. Discover now