Açtığım şarkıya eşlik ederek, son kıyafetimi de çantama yerleştirdim ve fermuarını kapatarak yere koydum. Bir yandan dans ediyordum bu yüzden Hera başını kaldırarak 'ne yapıyor bu manyak' tarzı bir bakış atıyordu. Bir kedi olmasına rağmen yargılayıcı bakışlar atabiliyordu, evet.
"Ne var?" Yatakta yuvarlanan kedime ilerledim ve kucağıma alarak sıkı bir öpücük kondurdum. Kaçma girişiminde bulunsa da sıkıca tutarak aşağı kata inmek için merdivenlere adımladım. Çantamı toparlamak için yukarıya çıkarken beni takip etmişti bu yüzden eski yerine götürüyordum şimdi.
Salona girdiğimde, koltukta uyuyan Afro'yu görmüş ve kucağımdaki kediyi yanına bırakmıştım. Sonrasında ise mutfağa adımlayarak büyük bir bardak su içtim, alt tarafı çanta toplamıştım ama hemen yorulmuş gibiydim. Buzdolabına ilerleyerek kendime biraz çilek çıkardım ve onları alarak salona geri döndüm.
Kendimi koltuğa atıp telefonumda gezinmeye başladığımda, galerime girmiş ve dün çektiğim Koray'ın fotoğrafını görmüştüm. Fotoğrafın tatlılığıyla hemen dudağım büzülmüş ve anlayabilirmiş gibi Hera'ya göstermiştim bunu. O da vardı fotoğrafta.
"Babaya yazalım mı?" Hera bu dediğimden pek bir şey anlamamış olsa da kucağıma çıkmış ve kıvrılmıştı. Bunu evet olarak algıladım ve mesajlara girdim.
Koray-Bora'nın sohbeti.
Bora: Sevgilimm
napıyosuuun
Koray çevrim içi.
Koray yazıyor...
Koray: Çalışıyorum yavrum öyle
Sen ne yapıyorsun?
Bora: çantamı toparladım, oturuyordum
simdi de seni bekliyorum
Gel artık :(
Sabredebilme sürem bu kadar
Koray: geleceğim güzelim az kaldı işim
hem bekleme öyle bir şeyler falan izle
Bora: telefonda geziyordum aslında
sonra sen ve hera'nın fotografini gördüm!!
dedim neden yazmiyorum
Koray: çok iyi yapmışsın
Ne fotoğrafı?
Bora: ayy bekle bulayim
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.