Nasılsınız canlarım?
Bölüme başlamadan sizden ricam yıldızı doldurur musunuz? Şimdiden çok teşekkür ederim.
Keyifli okumalar. 🌺✨
***
"BELKİ DE SON KEZ"
"Sevmeyi değil, yalnızlığı öğren. Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak."
Charles Bukowski
"Daha iyi misin?" diye sorduğumda başını salladı.
"Nasıl hissettigimi ben bile bilmiyorum doğrusu. Çok karışık, ne kadar zaman geçsede asla hiçbir şey yoluna girmiyormuş gibi. Baksana daha Koray için elimizde hiçbir şey yok. Telefonu bizde olabilir ama bu onu bitirecek cinsten bir şey değil. Her şeye nasıl devam edeceğimi bilemez bir hale geldim çünkü bilmiyorum, sadece başlamadan kendini frenlemek zorunda gibi hissediyorum."
"Seni anlıyorum ama her şeyin asıl başladığı noktaya geldiğimizin farkında olman gerek. Evet, kendini çok daha iyi bir şekilde korumak zorundasın ancak asıl oyun şimdi başlıyor. Kartlar yeniden dağıtıldı."
"Haklısın," dedi iç çekerek. "Ancak ne yazıkki kendimi nasıl koruyacağını hala bilmiyorum. Kendime son derece yetersiz hissediyorum."
"Saçmaladığını düşünüyorum ben de. Sen hiçbir zaman yetersiz olmadın, aksine en güçlü hep sendin güç sadece fiziksel olarak ele alınamaz. Senin gücün kalbin, yeri geldiğinde herkese düşman olan ve yeri geldiğinde göğüs gerip savaşandın. Emin ol bana Lavinya, buradaki hiç bir kimse senin zekân ve gücünle boy ölçüşemez."
Kıs kıs güldü. "Bunu bana programlara virüs yayan bir yazılımcı mı söylüyor?"
"Evet ve bu yazılımcı sen böyle gülmeye devam edersen çok yanlış ve aptalca şeyler yapacak. Sebep olmak istemezsin."
Başını omzuma yasladı ve eliyle gülüşünü bastırdı. "Bana ne yaptığının farkında bile değilsin. Bu kadar gülmeyi asla hak etmiyorum. Hiç bu kadar güler yüzlü bile olmamıştım, hem de hayatımın hiçbir zamanında."
Aksine unuttuğun bir şey vardı; gülmek en çok onun hakkıydı, aydınlıkta huzur bulmayı en hak eden oydu. Kendini öyle görmesede bu hikâyedeki belki de en masum kişi oydu. Hiçbirimizin masum olmadığını farkındaydım, hepimiz en az bir kere ihanetin kana bulanmış rengine yürümüştük ama yine de belki de masum yetini kormasını en çok dinlediğim kişi Lavinya'ydı.
Bir süre sessizliği dinledik. Yıldızlar gözükmese bile hep oradaydılar. Tıpkı onu görmediğim her bir dakika gibiydiler. Parlak ama son derece karanlık... Lavinya her ikisiydi, gökyüzünde sabah görünmeyen ama hep var olacak olan minik bir parıltıydı.
Ara sokağa girdiğimiz yerde bir hareketlilik ardından da ışık gördüm orada biri duruyordu. Kim olduğunu anlamak üzere ayağa kalktığımda bir flaş patladı ve uzun boylu bir genç kaçmaya başladı. "Burada bekle," dedim ve çocuğun peşinden koştum.
Onu yakalayamazsan çıkacak haberlerden ve Koray'ın aptal bağırsaklarından nasıl kaçacağımı düşünmeye başlasam iyi olurdu. İçme ferah tutmalıydım. Yapacaktım, ne olursa olsun bu fotoğraf makinesini yeryüzünden yok edecektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİZANTEM
Teen FictionAldatıldığını öğrenen Lavinya Dinçer'in tek hedefi kocası Koray'dan intikam almaktır. Hayatını okulu ve Koray'dan alacağı intikama bağladığı anda gittiği spor tesisi olan Krizantem'de kaçırılır. Artık hayatı daha da karmaşıktır çünkü eşinin gerçek y...