~8

20K 1.2K 274
                                        

" Jungkook!"
Duyduğum tanıdık sesle, arkama yani sesin geldiği yöne doğru dönmüştüm. Konuşan kişiyi sesinden tanısam da, içimden o olmamasını diliyordum. Gördüğüm kişi karşısında hem çok şaşırmış, hem de zamanlaması sebebiyle  içimden küfürler ediyordum. Dualarım her zamanki gibi tutmamıştı. Bu kişi takıntılı eski sevgilim Minyongdu. Ayrılışımız pek medenice değildi.

Arkadaş kalmamamızın yanında ona karşı içimde büyük bir nefret besliyordum. Sarhoşken yakın bir arkadaşımla birlikte olmuş, o anki kafayla da bir takım fotoğraflarını sosyal medya hesaplarında yayınlamıştı. Dürüst olmak gerekirse gayet güzel giden bir ilişkimiz vardı. Hatta herkesin imrenerek baktığı bir çifttik. Birbirimize karşı anlayışlı ve dürüsttük. En azından ben öyle sanıyordum. Bu tezimi kendi elleriyle çürütmüştü. Ayrılık sebebimiz gerçekten acıydı. Aramızdaki sevgiye güvenen ben, sevgilimin müstehcen fotoğraflarıyla güne başlamayı tahmin etmemiştim. Bu gerçekten trajikomik bir sahneydi. Ardından ondan basit bir mesajla ayrılmış, tüm hesaplarını engellemiştim. Bende büyük bir güven problemi oluşturmasının yanısıra onun yüzünden hayatıma kimseyi almaya cesaret edememiştim. Resmen travmamdı. Lise üçüncü sınıfa gidiyorduk ve ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordum.

Ondan ayrılmama rağmen yıllardır utanmadan peşimde dolaşmaya devam ediyordu.
Açıklaması ise sarhoşlukken, bunun bir bahane olamayacak kadar günahkar olduğunun farkındalığıyla hiç acımadan yüzüne tokatımı geçirmiştim. Asla pişman değildim. Keşke hastanelik etseydim.
En yakın arkadaşım olarak bildiğim kişiyiyse tek kalemde silmiştim. İkisi de hayatıma değillerdi ve ortak arkadaşlarımızdan aldığım duyumlara göre mutsuz bir hayat yaşıyorlardı.
Karma onları bulmuştu. Açıkçası bu pek umrumda değildi. Yaşadığım şeylerden sonra ne olursa olsun içimi rahatlatamazlardı. Birbirlerimi bulmuşlardı. İlişki içerisinde değillerdi. Her ikisi de yalnızlığa mahkumlardı. 

Sürekli okul çıkışlarıma gelip beni rahatsız ediyorken en son geldiğinde, yani yaklaşık beş ay kadar önce, onu polise vermekle tehtid etmiştim. Belki de bu yüzden yanıma yaklaşmıyordu. Bir süredir karşıma çıkmamasının mutluluğunu yaşıyordum ancak yanımda Taehyung varken beni bulması da hayatın bana yaptığı en komik şaka olabilirdi.

" Kim bu yanındaki herif?!"
Bir de haklıymış, aramızdaki bağlar kopmamış gibi beni kıskanması yok mu? Beni gerçekten delirtiyordu. Olayları bilmesem, aşkından yollara düşmüş biri falan sanardım herhalde onu.
Taehyung kaşlarını çatıp etrafta olan şeyleri algılamaya çalışıyordu sanırım. Ancak sinirlendiği belliydi. Minyong yanıma yaklaşıp bileğimi tam kavrayacakken Taehyung sertçe elini tutmuş, neredeyse kırabilecek kadar güç uygulamaya başlamıştı. Zaten günün gerginliğini taşıyan Taehyunga bu durum hiç iyi gelmemişti.
" Ben nişanlısıyım da, sen kimsin? Ne bu cesaret?" Buz gibi sesiyle konuşam Taehyungla olası bir kavgayı önlemek adına koluna tutunmuştum. Minyoung ortaya gür bir kahkaha bırakmıştı. Gerçekten bazı hareketleri psikopatçaydı. Belki de kendini öyle yansıtmaya çalışıyordu.

" Ne saçmalıyorsun sen? Onun zaten bir sevgilisi var!" Minyoung avazı çıktığı kadar bağırırken birkaç gözü üzerimizde hissediyordum. Gözlerimi devirmiş, kafasında kurduğu hayallere kahkaha atmak istemiştim. Be yaşıyordu bu adam?
Muhtemelen çevredeki şaşkın gözleri hisseden  Taehyung etrafa sert gözlerle bakıp, herkesin önüne dönmesine sebep olmuştu.

Taehyungun vereceği tepkiden korkarken verdiği cevap ona karşı düşüncelerimi değiştirmeye başlamıştı. Bana güvendiğini hissediyordum.
" Peki bu durumdan Jungkookun haberi var mı? Çünkü bana senden "eski sevgilim"
olarak bahsetmişti. Benim de bir süredir aklımdaydın. Karşılaşmamız iyi oldu." Taehyung yüzündeki sinsi gülüşten sonra ufak bir el hareketi yaparak korumaları etrafımıza yığdı. Üniversitenin bahçesi boşaltıldıktan sonra, Minyoungun saçlarından tutup, arabaya sürüklemeye başladılar. Taehyung derin bir nefes alıp söze girmişti.
" Sen dersine gir bebeğim. Bu konu hakkında konuşacağız." Sakince söylediği şeyle başımla ona onay vermiştim. Ardından çantamı sıkıca tutup tam yürümeye başlayacakken, bana sımsıkı sarılıp, boynuma öpücük kondurmasıyla dumura uğramıştım.

" Dikkat et. Konuştuklarımızı unutma."
Başımla onu onaylayıp kendime gelmek adına içime derin bir nefes çektim. Hızlıca üniversite binasına doğru ilerlemeye başladım.

...

Evet gerçekten okulu çok özlemiştim, ancak tüm arkadaşlarımın defalarca bana yönelttiği sorularla oldukça yorulmuştum. Daha önce okuldan hiç bu kadar uzakta kalmamıştım. Herkese ailemden birinin rahatsızlandığı yalanını söyleyerek, onlardan uzaklaşmıştım.
Çünkü yalan söylemek konusunda pek başarılı değildim. Dolayısıyla pot kırmam oldukça mümkündü. Şanslıydım ki bu gün Jiminin dersi yoktu.

Yoksa açıklama yapmaya parmağımdaki yüzükten başlamalıydım, ve yalan söylemekten nefret eden bir olarak bu gün bu prensibimi yeterince yok saymıştım. Bunu yanında konularda epey ilerlenmişti. Profesörlerle konuşup sınav olmak istediğimi söylemiştim. İsmimi söyleyince direkt kabul etmişlerdi.

Yüksek ihtimalle bu işte de Taehyungun parmağı vardı. Yoksa bu kadar kolay ikna olacaklarını sanmıyordum.
Haftaya final haftam olacaktı. Bu yüzden de tüm hafta boyunca hem konuları yetiştirmem, hem de finallerime çalışmam gerekiyordu.
Bir süredir derslere girmememin sonucunu gerçekten ağır ödüyordum.

Taehyung, gün içerisinde tam olarak elli yedi kez mesaj atmıştı. Son olarak ders programımı ona atmıştım. Hava gittikçe kararmaya başlamışken son dersimden de çıkmıştım.
Üniversiteden çıktığımda gözüme, arabaya yaslanmış, takım elbiseli Taehyung çarpmıştı.
Odağı yanındaki korumasındaydı. Ciddi bir şey konuştukları barizdi. Ben yürümeye devam ederken, gözüne çarpış olmalıyım ki bana bakarak gülümsedi. İstemsizce benim de dudaklarım kenarlara doğru kıvrılmıştı.

Yanındaki adamı küçük bir el hareketiyle yolladığında, iyice yanına yaklaşmıştım. Doğrulup bana doğru yaklaştı ve belime kollarını dolamıştı. Ben de oldukça hafif bir şekilde karşılık vermiştim.
" Nasıl geçti günün bebeğim?"
Sesi yorgun çıkıyordu. Buna emindim.
" Yorucuydu." Başıyla beni onaylayarak ayrıldı.
Yanaklarıma öpücükler kondurup, arabaya binmemizi sağladı.

" Evindeki eşyalarını toplattım. Orayı boşaltıyoruz." Söylediği şeyle birlikte çok şaşırmıştım. Muhtemelen, kaçıp gidebileceğim bir alanımın kalmasını istemiyordu. O evi çok seviyordum ancak yapacak bir şey yoktu.
O sırada aklıma evimin gizli bölmesi doldu.
" Taehyung, evin bodrum kısmında küçük, gizli bir bölüm var. Orada benim anı kutum var. Benim için çok değerli. Onu almaya gidebilir miyiz?" Başıyla beni onaylayıp, yüzüklü elime derin bir öpücük kondurdu. Bu küçük temasları karnımda uçuşan kelebeklerin sebebi oluyordu.

" Burası gerçekten çok tozlu bebeğim."
Onu kafamla onaylayıp, kenarda duran anahtardan loş ışığı açtım. Burayı çok fazla kullanmazdım. Basit bir depoydu işte.
Burada tamir eşyaları, bisikletim, eski birkaç eşya kutusu bulunuyordu. Ancak şu anda bomboştu.
Duvarın tamamı girintili ve çıkıntılıydı. Yüksek ihtimalle bu yüzden köşedeki bölmeyi farketmemişlerdi. Elimi oraya sokup taş parçasını çıkarttığımda solmuş gök mavisi büyük kutuyu görmüştüm. Dikkatlice kutuyu çıkarttığımda üzerindeki çiziklerden dolayı yeni bir kutu satın almayı aklıma not ettim.

Bu kutuyu ilk başta bebekliğimde ailem toplamaya başlamıştı. İlk oyuncağım, ilk boyadığım kağıt hepsi bu kutunun içerisindeydi. On beşinci yaş günümde de bana bu kutuyu hediye etmişlerdi. O günden ber kendim biriktiriyordum.
Üzerindeki tozu elimin tersiyle silkeledim.
O sırada çalan zille paniklemiştim. Burası müstakil bir evdi. En yakın evle aramızda kilometrelerce mesafe vardı. Yakın olduğum bir komşum yoktu. O yüzden Jiminin geldiği düşüncesiyle çok korkmuştum.
" Birini mi bekliyordun?" Taehyungun sorduğu soruyla kafamı iki yana salladım. Ardından da yukarı çıkarak kutuyu bu gece götürüleceğini öğrendiğim mobilyalarımın arasında olan sehpama  bıraktım. Taehyung da arkamdan beni takip ediyordu. Kapının önüne vardığımda sakince açmıştım.

Ancak gördüğüm yüzler bana günün en büyük şokumu yaşatmıştı. O an gelen kişinin Jimin olmasını dilemiştim....

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Herkese tekrardan merhabalarr. Umarım iyisinizdir. Hikayenin ilerleyişiyle ilgili fikirlerinizi merak ediyorum. Yorumlarda belirtirseniz sevinirim.
Sınır koymak istemiyorum ancak bir emek veriyorum.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Sevgiyle kalın🌸

                                                  ~Kelebek 🦋

Mafia e il suo bambino.(TAEKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin