•
Jungkook başına dolan ağrı ve tüm bedeninde hissettiği yorgunlukla gözlerini yavaş yavaş aralamaya çalışmıştı. Gözlerini kırpıştırarak ışığa alışmaya çalışmış, alıştığında ise tamamıyla açmıştı gözlerini. Etrafına yavaş yavaş bakarken nerede olduğunu hatırlamaya çalışmıştı. Aklına dolan tek şey ise eşinin kolları arasına yığılmasıydı. Gerisi yoktu.
Şu anda ise bir hastene odasında olduğunu anlamıştı. Ve bunu anlar anlamaz içine işleyen korkuyla yataktan destek alıp birazcıkta olsa doğrulmuştu uzandığı yerden. Gözleri yanmaya başlarken kolundaki serumu bile önemseyemeyecek durumda olduğu için ellerini korkarak da olsa karnına yönlendirmişti.
Hissedeceği şeyden korkuyordu. Gözlerini kapatıp kendini hazır hissettiğinde ise karnına dokunmuştu. Ama hissedemediği şişlikle karnına bakmış ve içi acıya acıya gözlerini aralamıştı.
Gördüğü şeyle dudakları arasında bir hıçkırık çıkarken ağlamaya başlamıştı. Böyle uyanmamalıydı. Uyandığında karşılaştığı ilk şey bebeğinin yokluğu olmamalıydı.
"H-hayır."
Karnına dokunmuş ama artık orada olmayan beden için ağlamaya başlamıştı.
"HA-HAYIR, HAYIR."
Bağırmasıyla birlikte yatağı dağıtmaya başlamıştı. Hiçbir şeyi gözü görmüyordu. Sadece bebeğinin kaybına ağlıyordu. O sırada ise bu sesleri duyan alfası kapıyı açarak içeri girmişti.
"Jungkook."
"Hayır, hayır, hayır."
Taehyung birkaç adımla omegasının yanıbaşına varrken kollarından tutup sakinleştirmek için yatağa oturmuştu. Ancak Jungkook durmuyordu. Gözü bir şey görmüyordu ve sadece ağlayıp ortalığı dağıtıyordu. "Jungkook, bana bak güzelim. Hadi lütfen bana bak." seslenmesine rağmen değişen bir şey olmamıştı.
Jungkook sanki onu duymuyormuş gibi hıçkırarak ağlıyor ve Taehyung'a hiçbir şekilde bakmıyordu.
"Bebeğim, lütfen yapma böyle." Elleri omegasının yüzüne tırmandıktan sonra kendine döndürmüştü. Jungkook gördüğü bedenle duraksamıştı. Burnunu çekerek Taehyung'a bakarken nasıl bu hâle geldiğini sorguluyordu kendince.
Çünkü alfasının göz altları morarmış ve şişmişti. Dudakları kurumuş gözükürken gözlerinin içi kızarmıştı. Ağladığı her halinden belliydi. Saçları eski yumuşaklığını kaybetmiş gibi karmaşık ve dağınık bir şekildeydi.
Taehyung Jungkook'u kolları arasına alıp sırtını okşayarak onu teselli etmeye çalışırken konuşmuştu. "Güzelim, benim meleğim. Yapma böyle, sana söz iyileşeceğiz. Sana söz veriyorum iyi olacaksın."
Taehyung konuşsa da Jungkook alfasına bir karşılık vermemişti. Neden böyle söylediğini biliyordu. Taehyung ondan vazgeçmişti. Bunun bilincinde olmak kalbini ağrıtırken derin bir nefes aldı. Öylece camdan dışarıya bakmıştı. Yağmur yağıyordu. Yağmur damlaları odadaki pencereye damlıyordu. Ve ses çıkmasına sebep oluyordu. Gözlerini kapatıp geri araladı. Ardından dudaklarını araladı.
"Taehyung."
"Söyle güzelim, söyle."
"Bı-bırak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Happiness • Taekook
FanfictionHayat mucizelerle doludur. Her bir mucize bir yaşamı simgeler. •Taekook •Omegaverse
