otuz yedinci bölüm

33.5K 2.6K 290
                                    

Asaf'tan.

Gecenin ardından güneş doğar doğmaz Onur'la beraber Yusuf'un evine gelmiştik. Bunu yapan belliydi, Hasan'la işbirliği içinde olan tek kişi vardı ve muhtemelen daha önce sesimi çıkarmadığım için yine aynı şey olacak sanmıştı.

Geldiğimiz andan beri durduğu yerde beklemeye devam ederken şaşkınlıkla baktı bana. "Ya o gidecek, ya da ben," diye tekrarladım ikinci kez, daha net. "Umurumda değil, zaten sezon finali oldu. Yeni sezonda öldü gösterin beni. Ben o kızla devam etmem, etmeyeceğim."

"Saçmalama," dedi söylediklerimi algıladığında, koltuğa oturup. Eliyle yüzünü kapattı, biraz bekledi. Daha sakin olduğuna karar verdiğinde yeniden yüzüme baktı. "Sen yoksan diziyi izleyecek bir iki kişi var, hem sen yokken ne çekeceğiz lan? Konu Kerem'le Gökçe etrafında dönüyor, Kerem yoksa dizi de yok."

"O zaman kızı çıkarın," dedim, bahanelerle ilgilenmediğimi belli ederek.

Onur yaslandığı yerden sakince izliyordu. Aklımda bir şey var demişti ama ne olduğunu söylememişti.

"Olmaz," dedi Yusuf, sıkıntıyla.

"Neden olmuyor abi? Kim bu kız?" Kendime hakim olup ağzımdan çıkacak küfürlerin önüne geçtim. "Bölümde on dakikadan fazla gözükmüyor, kimin umurunda olacak onun olması veya olmaması?"

Küçümsemiyordum, daha önce dikkat etmemiştim ama iyi bir oyuncu olabilirdi. Onun, kendi karakteri kötüydü ve ne yaparsa yapsın, bunun üstünü örtemezdi.

Bu ekmeğiyle oynamak mıydı? Öyleyse, bu seferliğine Esra'yla rol değiştirecektim.

Bakışları halıya döndü. "Kanıtın var mı?"

"Ne kanıtı?" dedim ters bir ifadeyle.

"Hasan'a fotoğrafları onun verdiğinin, haberi onun yaptırdığının kanıtı. Var mı?"

Yüzüne boş boş bakıp telefonumu çıkardım, Işık'ın daha önce attığı fotoğrafları açıp kucağına attım telefonu. "Kız arkadaşıma attığı tehdit mesajları. Al, oku."

Mesajlar yerine şaşkınlıkla bana baktı. "Sen o kızla hala sevgili misin?"

Başımı öylesine salladım. Şu an ona laf anlatmak istemiyordum çünkü bana saçma sapan şeyler söyleyeceğini biliyordum. Kucağındaki telefondan fotoğraflara sırayla baktı, birkaç kez tekrar okuduğunu anladım. Yeniden bana uzattığında yüzünde çaresiz bir ifade vardı.

"Asaf," dedi nefes verip. "Esra, bizim kanalın sahibinin akrabası; yakın mı uzak mı bilmiyorum ama ona bu rolü ayarlayan da o. Normalde Esra yerine başka bir kızla anlaşacaktık ama araya bu adam girdi, halletti işi." Ayağa kalktı. "Yani sen çıkarsan da dizi biter, o çıkarsa da. Ortada buluşsak olmaz mı kardeşim, lütfen?"

Ben sessiz kaldığımda Onur, doğrulup birkaç adımla buraya yaklaştı. "Ortada ne var Yusuf?" dedi meraksız bir halde.

"İkisi de kalıyor ve artık onlara ortak sahne yazılmıyor. Hem Asaf, yeni sezon için sözleşme imzaladı."

"Feshediyorum," dedim duraksamadan, bir saniye ne olacağını kafamda tartmadan. Daha büyük bir şaşkınlıkla baktığında gayet ciddiydim. "Sana kızdan rahatsız oluyorum diyorum, sahne yazılmaz diyorsun. Gitsin Yusuf, çıkarın diziden. Onunla aynı ortamda nefes almak, aynı dizide gözükmek istemiyorum. Anlıyor musun?"

"Olmaz işte!" diye sesini yükseltti. "O kızı çıkaramayız, biteriz. Bu dizi için emek veren sadece siz değilsiniz, arkada çalışan yüzlerce insan var. Bencil olma, Asaf."

Bencil olsaydım, Işık bana o fotoğrafları attığı an ortalığı birbirine katıp Esra'dan hesap sorardım. Her şeyi bırakıp çekip giderdim ama ben beklemiştim. Durulur demiştim, Işık'ı rahatsız etmemesi için onu uyarmıştım ama o durmamıştı.

Tazminat Ortağı | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin