9 |DUVARIN ÖTESİNDE

16.2K 872 557
                                    

Ay merhaba,

Nasılsınız???

Özlediniz mi biziiii ^^ Biz sizi çooook özledikkkk ^^^^

Yoğun halimle bile bölüm yazdım, değerimi bilin ayollll 😌😌. Bölüm geç geldiği için üzgünüm, kusuruma bakmayın malum sınavlar...

Bölümle ilgili fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın.

Rica; Arzu'nun tavırlarına bir çok yorum gelmiş. Küfürler bile var. Karakterine yapılmış küfürü kendime sayarım. Tabiki bunun için size kızmıyorum, ancak lütfen kitaba bu şekilde davranmayın. Kitabın o bölümleri 12-13 bölümlerde yeniden düzenlenecek. Lütfen bunu dikkate alalım. Ben de Azerbaycanlıyım ve inanın ki biri benim askerime böyle şeyler dese tabiki ben de kızarım ama bu kurgu. Lütfen kendinize gelin. Bu sözlerim ağır yorum yapanlara. Gerçeklikle alakası olmayan bir şeye bu kadar nefret kusmaniza gerek yok bence*

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ^^ ❤️

Tiktok: hesenaidan

Instagram: hesenaidan

Takip edinnnnnn

Umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur.

KEYİFLE OKUYUN!

🌑

9. Bölüm: Duvarın Ötesinde

Yok olunca mı seveceksin beni?

22 Sene önce...

Elindeki Horozlu elma şekerini yalarken sıkkınca nefes verdi.

Şekeri hızlı hızlı yalıyordu. Sanki şimdi gelipte elinden alıcaklarmış gibi. Diğer eliyle koltuktan tutunurken, kulaklarına ikişen topuklu ayakkabı sesiyle o tarafa döndü.

Gözlerini hayret ve beğeni bakışıyla kocaman açtı. "Vauvvv..." Hayret ve şaşkınlık içeren sesinden sonra ılık kahkaha ilişti kulaklarına. Ne kadar da güzel olmuştu böyle... Tıpkı bir melek gibi... Gelen kahkaha ona âdeta melodi gibi gelirken hâlâ ağzı açık izliyordu karşısındaki bedeni. "Hiii nə gəşəng olmusan!" (Hiii ne kadar güzel olmuşsun!) Hayret güzelliği içeren sesiyle dedi. Kıvırcık saçlı kadın koltukta oturan oğlunun yanına eğildi, dudaklarında ki gülümseme hâlâ yerini korumaya devam ediyordu. Sol eliyle oğlunun saçlarını okşadı. Oğlunun hâlâ hayretle ağzı açık ona baktığını gördüğünde saçlarını karıştırdı. "Niyə elə baxırsan? Ağzını bağla." (Neden öyle bakıyorsun? Ağzını kapa.)

Rauf annesine bakarken ağzını kapadı. Elinde tuttuğu şekeri tekrar ağzına götürdü. Yalamaya devam etti. "Nə qədər şirniyyat yeyirsən? Bu axırıncı olsun. Çox yesən dişlərin tökülər!" (Ne kadar tatlı yiyorsun? Bu son olsun. Çok yersen dişlerin dökülür!) Oğlu gerçekten de çok tatlı yiyordu. Sonra da işten döndüğünde anne dişlerim ağrıyor masalını dinliyordu. Ne kadar oğlunu tembih etse de, oğlu tamam diyip onu dinlemiyordu. Gerçi oğlunun onu dinlemedigi tek konu tatlı konusuydu. Ne kadar azarlansa da tatlıdan vazgeçen bir Rauf asla olamazdı! Hele baklava sevdası...

TABBOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin