~1

65.7K 2K 1.3K
                                        

" Arkadaşlar bu gün sizin için bir konferans düzenlendi. Okulumuzdan başarıyla mezun olmuş, şu anda da büyük işlere imza atmış bir iş adamını davet ettik. Katılmanız sizin için yararlı olur. Ders bitmiştir. Çıkabilirsiniz."

Geniş amfide yükselen sesle derin bir nefes verip kitaplarımı toplamaya başlamıştım. Oldukça yoğun geçen bir günün ardından inanılmaz yorgun hissediyordum.

İkinci dönemin ikinci günüydü ve ben tatilde yapmam gereken ödevi son haftada uykusuz kalarak bitirmiştim. Genelde planlıydım ancak tatilde ailemin yanına yurtdışına gitmemle düzenim alt üst olmuştu. Dün de sabahlamıştım ve belkide birkaç litre kahve tüketmiştim. Göz altlarımı sabah çok zor kapatmış, yedi saatlik ders boyunca da ölü gibi dinlemiştim. Hocaların dersleri blok şeklinde yapması da tabiiki müthiş şansımın kendini tekrar belli etmesiydi. Okulun ikinci günü konferans mı yapılırdı?

Hızlıca masamda duran kitap, defter ve birkaç tane kalemimi toplayıp çantama koydum. Ardından da ayaklandım. Tek derdim duş alıp yatağa girmek, ardından da deliksiz bir şekilde sekiz,dokuz saat uyumaktı. Yarın derslerim öğleden sonraydı ancak uyku düzenimi oturtmazsam tüm sene asla toparlayamazdım. Uykuya aşıktım resmen. Bıraksalar bir gün boyunca uyuyabilirdim sanırım.Yatağımın hayalini kurarken sınıfa giren Jimin ile dikkatim dağılmıştı.

" Jungkook konferans haberini duydun mu? Mimarlık bölümünden dört sene önce mezun olmuş aşırı başarılı bir mimarı çağırmışlar. Profesörler adamı konferans için aylarca beklemişler. Çok yoğunmuş. Mutlaka katılmamızı söyledi Bayan Park. Gideceğiz değil mi?" Reddedeceğimi anlamış gibi yanıma gelip bana boncuk boncuk bakan arkadaşımın açık pembe tonlarındaki saçlarını karıştırdım.

İstediğini yaptırmak için adeta bir bebeğe dönüşüveriyordu.

" Jimin aşırı yorgunum. Bir haftadır aralıksız projem için uğraşıyordum biliyorsun. Bu gün ancak teslim ettim ve tüm günümü Yatağımda uyuyarak geçirmek istiyorum. Derslerde bile gözlerimi zor açık tuttum."Yaptığım uzun açıklama onu tatmin etmemiş ki, dudaklarını büzüp yapacağı itiraza hazırlanmıştı.

"Yaa hadi. Bir haftadır doğru düzgün yüzünü göremiyorum. Defalarca arayıp dışarıya davet ettim ancak hep projenden bahsettin. Hep bir bahane ya. Bari konferansta beni yalnız bırakma. Zaten bu tür konferanslar sık yapılmıyor." Gözlerimi devirmiştim. Gözlerini yapabildiği kadar büyütmüş, dolgun dudaklarını bir bebek gibi büzmüştü. Dışarıdan bakan biri on sekiz yaşında olduğuna asla inanmazdı.

"Ya senin sevgilin yok mu? Yoongi hyungla birlikte gitsene konferansa." Dudaklarını büzerek konuşmaya devam etti. Böyle tatlı olduğunu ve beni ikna edebileceğini düşünüyordu. Aslında, haksız sayılmazdı.

" Yoongi buranın öğrencisi değil, aptal! Sence nasıl gelebilir konferansa.Akşam almaya gelecek beni yalnızca. Ya ölür müsün gelsen ya. Hain arkadaş. Dost dedik yıl-" Jiminin yine destanlarını sıralayacağını anlamıştım.

" Aa tamam Jimin. Beş dakikada vatan haini ilan edildim şaka gibi. Tamam gelirim. Konferansın ortasında yorgunluktan bayılırsam sorumluluk sende."
Bıkkınca  konuştum. Ona yenileceğime emindim, bunun yanında ne kadar inatçı bir insan olduğunu da elbette biliyordum. Onunla birlikte büyümüştük. Küçükken komşuyduk ve aynı yaşta olmamızın getirisiyle tamamen birlikte büyümüş, her yaptığımız aktiviteyi birlikte yapmaya başlamıştık. Ailelerimiz de bu durumdan memnun, hatta bizden bile daha yakınlardı. O rehberlik ve psikolojik danışmanlık okuyup pedagog olmak isterken benim hayalim psikolog olup kendi kliniğimi açmaktı. İkimizin hayali de iletişim ve rehberlik üzerine olduğundan derslerimizin çoğu ortaktı ve bu yüzden de günde en az on beş kez bir araya geliyorduk. Ki dersimiz olmasa da buluşuyorduk orası ayrı.

Mafia e il suo bambino.(TAEKOOK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin