Merhaba, bu bölüme biraz üzüldüğümü belirterek başlamak istiyorum. Bu kitabı çok büyük hevesle bir buçuk senedir yazıyorum ve bir dakikasında bile pişman olmadım. Bir hafta içerisinde 500 okunma almıştı son bölüm ancak 50 oy bile almadı. Herkes yorum yapmak zorunda değil, bunu anlıyorum ama gerçekten kitaptan zevk alıyorsanız bütün bölümleri oylamanız beni mutlu eder çünkü diğer kitaplarda gördüğüm kadarıyla 500 okunan bir bölüm yaklaşık 100-200 arası oy alıyor ortalama.
Bu yüzden bu bölüme 100 oy ve 150 yorum sınırı koyuyorum. Sınır dolduğu zaman yeniden görüşmek üzere.
Not: Yorum olarak lütfen random atmayın. Sizin şahsi düşüncelerinizi okumak beni mutlu ediyor.
Okuduğunuz tarih?
Yıldıza basıldı mı?
NOT: BÖLÜMÜN DÜZENLEMESİ DAHA SONRA YAPILACAKTIR.
***
"GİZEM, KEŞFEDİLMEYİ BEKLER"
"Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz."
Özdemir Asaf
Sadece oda paylaşımı yapılacaktı ve işlerin neden bu kadar zor olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ben mecburen Koray ile kalacaktım. Ufuk, tek kalmak istiyordu ancak hal böyle olunca kimin Melis'le kalacağı sorun olmuştu. Eric ve Berk birbirine gergin bakışlar atıyordu ve bu durum çok sinir bozucu olmaya başlamıştı.
En sonunda sinirlenerek oturduğum sandalyeden ayağa fırladım. "Hepiniz susun bir dakika. Arkadaşlar, siz neyin kavgasını yapıyorsunuz? Koray ve ben bir odada kalacağız, Ufuk bir odada kalacak, Melis de tek başına kalsın o zaman. Siz ikiniz de birlikte kalırsınız. Hem çift kişilik odalarda iki ayrı yatak var. Ne uğraştınız!"
Aslında Eric'in tek kişilik odada kalması daha iyi olacaktı ama Ufuk yalnız kalmak istiyordu ve Berk sesini çıkarmamıştı. Çünkü Ufuk aynı zamanda liderdi. Onun sözünden çıkmayı sevmiyordu. Aralarında ne kadar abi kardeş ilişkisi olsa da Ufuk'un baskın karakteri ortaya çıkınca etrafa garip bir enerji dalgası yayılıyordu.
Sinirle solurken "Haklı benim güzelim," dedi Koray bana sırıtırken. Üzerimde soğuk bakışları yeniden hissettiğimde arkamı sönmedim. Yutkunup Kpray'ın belimden yakalayıp yanağıma derin bir öpücük bırakmasına izin verdim. Bu kez de o dondurucu bakışlar, yakıcı bir hal almıştı.
Berk ve Eric, aynı anda başlarını sallayıp durumu kabullendiklerinde, yukarıya çıkıp eşyalarımı yerleştirmenin iyi olacağını düşündüm. Melis de arkamdan geldi be girdiğimiz kapıyı kapattı. "Çözdün sorunu, sağ ol," dedi iç çekerek.
Onunla konuşmanın vakti gelmişti. "Geç otur karşıma, dedikodu vakti." Yüzünde hoş bir sırıtış belirdi ve yanıma oturdu. "Dökül."
Neyden bahsettiğimi bildiği için lafı hiç dolandırmadan konuya dalış yaptı. "Aslında aramızda bir şey yok. Sadece ne bileyim, uzun zaman sonra kalbimde bir şeyler kıpırdadı. Senelerdir herkesten uzak durmak isterken, sürekli onun yayına gitmek istiyorum galiba."
"Sana bir haberim var Melis."
"Nedir?"
"Siz baya baya flörtleşiyorsunuz, benden söylemesi."
***
Berk...
Ne flörtleşmesi lan! Başlarım böyle işe. Uzun zaman sonra kalbimde bir şeyler kıpırdadı, ne demek oluyor böyle? Yıllardır onun için pire gibi etrafta koşuşturmama rağmen kalbine bir gram dokunamadıysam suç bende miydi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİZANTEM
Teen FictionAldatıldığını öğrenen Lavinya Dinçer'in tek hedefi kocası Koray'dan intikam almaktır. Hayatını okulu ve Koray'dan alacağı intikama bağladığı anda gittiği spor tesisi olan Krizantem'de kaçırılır. Artık hayatı daha da karmaşıktır çünkü eşinin gerçek y...