"Arabayı sabah aldım ben," derken asansörün aynasına sırtını yasladı Onur. "Sen uyurken tur attım öyle."
"Anahtarlar?"
"Bende." Onur cebinden çıkarttığı araba anahtarlarını sallarken Asaf hızlı davrandı, uzanıp elinden çekti. "Ne yapıyorsun lan?" derken anahtarı geri almaya çalıştı.
Asaf, altındaki şortun cebine attığı anahtarları daha da güvene almak adına ellerini cebine soktu. "Kaza yapmamızı engelliyorum."
Onur bir an itiraz etmeye kalktı ama hemen ardından yerine sindi. Kendi arabasını hurdaya çevireli çok da olmamıştı. Aslında iyi bir sürücüydü ama yollar engebeliydi.
"Mügeleri ne zaman alacağız?" dedi Onur, duran asansörden inerken. Yarım saat kadar önce kahvaltı yapmış, şimdi de giyinmek için odaya gelmişlerdi.
"Mügeler?"
Asaf, kapı kartını okuturken bakışları şüpheyle arkadaşının gözlerinde oyalanıyordu.
"Müge ve Işık. Mügeler, Işıklar. Aynı şey işte... Ne zaman alacağız?"
"Almıyoruz," dedi Asaf odaya girip.
"Nasıl almıyoruz?"
Asaf somurtarak kendini yatağa attığında Onur başında dikilmiş merakla onu izliyordu. "Işık çalışıyor," dedi en sonunda. Üstündeki tişörtün ense kısmından tutup üstünden çıkarttıktan sonra tişörtü odanın bir köşesine fırlattı. Hava çok sıcaktı ve Asaf kesinlikle yaz ayını sevmiyordu.
"Çalışıyor mu?" Asaf, moralini bozan konuyu tekrar eden Onur'a dik dik baktı. "İzin alsaymış ya, ne olacak birkaç gün gitmese?"
"Aynen canım, bizde de öyle işliyor zaten, değil mi? Diyoruz ki, benim bugün sevgilim geldi, çekimi erteleyelim. Canım sıkıldı, sete gelmiyorum falan, normal ki bunlar. Bence Işık bizi önemsemiyor."
Onur ona bakarken kaşlarını çatıp kendi yatağına oturdu. "Dalga mı geçiyorsun?"
Ağlarmış gibi sesler çıkaran Asaf, ona sırtını döndü. "Ciddiyim, Onur ama sen burada bekleme istersen. Müge'ye git."
"Ne Müge'ye gideceğim be, bana ne?"
"Bilmem," diye mırıldandı Asaf. "Mügeleri ne zaman alacağız derken çok istekli görünüyordun, o yüzden söyledim. Sen bilirsin tabii."
Onur, onun söylediklerini duymazdan gelmeyi seçti. "Gel beraber gezelim bari. Oturacak mıyız böyle?"
Asaf, kafasının altındaki yastığı çekip kollarının arasına aldı. Gözlerini kapatırken esnedi. "Benim götümde kurt yok kardeşim, yatıp uyuyacağım."
"Lan yeni uyandık?"
"Ben yemek yemek için kalkmıştım," diyen Asaf'ın sesi artık uykulu çıkıyordu.
Uykuyu çok seviyordu. Muhtemelen çalışmıyor olsa üç gün aralıksız uyuyabilir, arada bir sadece aç olduğu için kalkardı.
Ama çalışıyordu ve mecburiyetleri vardı. Bu mecburiyetlerin birisi de her gün sabahın yedisinde evden çıkıp gecenin ikisinde eve dönmekti.
"Yat zıbar," diye homurdanıp yataktan kalktı Onur. O, Asaf'ın aksine uyumaktan nefret ederdi. Geceleri genelde dışarıda geçirir, Asaf'ı da buna zorlardı. Evde geçirdiği her saniye boşa akan bir zamandı ona göre, yaşayabileceği her şeyi ölmeden önce yaşamak istiyordu.
İki dakika bekledi, Asaf'ın uykuya dalmış olabileceğini düşünerek bir dizini yavaşça yatağa bastırıp arkadaşının üzerinden eğilip elini onun şortunun cebine doğru uzattı ama beklemediği bir anda yataktan itildiğinde kendini yerde buldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tazminat Ortağı | texting
Teen FictionIşık; Sen osun, değil mi? Işık; O dizinin başrolü sensin ve haftalardır beni kandırıyorsun görüldü.