Bölüm 14 | "Saklı Duygular, Yasaklı Ruhlar"

1.7K 100 81
                                        

OKUL PROJELERİMLE UĞRAŞTIĞIM İÇİN DÜZENLEMESİ CUMARTESİ GÜNÜ OLACAK. HERHANGİ BİR ANLAM KARIŞIKLIĞI VEYA YAZIM HATASI VAR İSE AFFOLA.

Oy sınırı dolmamasına rağmen bölümü yayınlıyorum ama kırgınım biraz. Bölümün birkaç günde 350 okunması olmasına rağmen 30 oy anca geldiği için kırıldım. Rica etsem bu bölümü okurken oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. ❤️‍🩹

Yıldıza basıldı mı?

Okuduğunuz tarih?

Sizi seviyorum, keyifli okumalar! 💖

***

"SAKLI DUYGULAR, YASAKLI RUHLAR"

"Sen, aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin."

Cemal Süreya



Ufuk...

Onu görmek beni mutlu ediyordu. Açıklayamıyordum nedeni. Tatlıydı, huzur verici bir kokusu vardı, çok iyi bir arkadaştı o. İnsan onun yanındayken mutlu oluyordu. Hele de simdi ona bir bakınca... Benim gördüğüm rahat ve şık giyimli kadın bir prensesten farksızdı şimdi. Nasıl da güzeldi öyle. Tıpkı bir melek kadar büyüleyici yürüyordu karşımda. Gerçi o hep çok güzeldi, tüm benliğiyle ve kalbiyle.

Yanındaki lavuk elini onun beline attığında saniyelik de olsa yüzü düştü ve bu manzara midemi bulandırdı. O hep gülümsemeliydi. Bunu hak ediyordu.

Milyonlarca kez düşünsem onu gördüğümde midemde bir bulantı oluşacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Aslında ondan dolayı değildi bulantım, onu yanındakiyle aynı portrede görmekti asıl sorun. Bazen hiç evli değilmiş de spor salonumuza yazıldığı için arkadaş olduğumuz bir kadınmış gibi geliyordu bana.

Belki de ben öyle olmasını istiyordum. Farklı şartlar dâhilinde daha masum bir halde olabilseydik keşke. Ama sorun tam olarak da buydu, ikimizin de hiçbir zaman normal bir hayatı olmayacaktı.

Biraz sonra Koray, dudaklarını Lavinya'nın dudaklarına bastırdığında kulaklarımdan duman cıktı, başımdan litrelerce kaynar su döküldü. Yüzümün yandığını hissediyordum. Bu durumdan nefret ettim. Böyle hissettirmemeliydi. Çenem kasılmış, ellerim yumruk halini almıştı. Beni hâlâ fark etmemişti. Beni burnumdan solurken görmesini istemezdim de.

Yine de içimde bir şeyler kırılmıştı. Bu görüntü imkânsızlığı yeniden yüzüme çarptığında anladım bir kez daha olamayacağımızı. Artık daha dikkatli olmam gerekiyordu. Çok kaptırmıştım işte. Yıllar sonra ilk kez bu denli garipsemişti kalbim bir başkasını.

Ama hatırlatmıştı da bazı şeyleri. Artık mesafeyi kontrol etmek bana kalmış bir zorunluluktan ibaretti. Hem bana âşık olmayan bir kadının yüzüne bakıp hayaller kuracak kadar kendimi bir yalana bulaştırmam iğrençti. Çünkü biliyordum ki bazı şartlar bazı durumlar doğururdu ve bu oyunun kartları adil dağıtılmadı ve bizim kuralları çiğnemeye lüksümüz yoktu.

Belki de yeni insanlarla tanışmamın zamanı gelip geçiyordu. Yıllar sonra kalbime ihanet etmediğime gerçekten inanmışken şansımı bir başkasıyla deneyebilirdim.

Halinden çok mutlu gözüküyordu. Onu tanımasam yanındaki adamın onun elini tutmasından, onu öpmesinden mutlak bir sevinç duyduğunu falan söyleyebilirdim. Ama gözleri... Ah o maviş gözleri onu öyle bir ele veriyordu ki, hislerini yansıtacak tek şey mavi irisleriydi.

KRİZANTEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin