-thirty nine -

60 5 0
                                    


🐱

---
---

"Beni iyi dinle Jiyu , biraz sonra içeri gireceğim ve telefonu Yoongi 'ye vereceğim. Onunla gayet güzel konuşup iyi olduğunu ve konserine odaklanmasını söyleyeceksin. Telefonda tek bir olumsuz kelime bile duymak istemiyorum. Çocukça davranarak onun aklını meşgul etme. Bu zamana kadar ilişkinizi destekledim ama beni karşına almak istemezsin."

Bunları diyen Seongi olamazdı. Seongi bunca zaman bana hep kibar olmuştu. Böyle tehditkar konuşmasını gerektirecek birşey yapmamıştım ona. Ben zaten Suga'nın konserine odaklanmasını istiyordum.

"Ben bundan farklı birşey istemiyorum zaten Seongi. Ben Suga'ya haber verilmesini bile istemiyordum ki. Neden böyle konuşuyorsun?"
"Kelimelerim gayet açık ve netti Jiyu. Dediklerimi anladın değil mi ?"
"A-anladım. "
"Güzel öyleyse , içeriye giriyorum. Telefonu ona veriyorum."

Birşey dememe fırsat vermeden içeriye geçti.

"Suga , Jiyu telefonda. Konuş onunla hadi."

Suga'ya söyledi bunu.

"Jiyu mu ? Ver bana telefonu !"

Telaşlı olduğu sesinden belli oluyordu. Çok korktuğunu anlamıştım. Yaptığım şeyin hata olduğunu biliyordum. Kendimi durdurmuştum da ama yuttuğum ilaçlar çok kötü etkilemişti beni. Zaten mide sorunu olan biriydim , bir de o kadar ilaç içince...
Üst kattayken , alt katta bangır bangır çalan telefona zar zor yetişmiştim. Can havli dedikleri bu oluyordu. Ölmemem gerekiyordu demek ki Tanrı bana o son gücü vermişti.
İlaçlar ağırlık yapınca inanılmaz bir uyku bastırmıştı , gece boyu baygın şekilde uyumuş, sabah zar zor gözümü açmıştım. Mide bulantım , kusma hissim , ağırlaşan göz kapaklarım ve ayakta duramayan uyuşmuş vücudum ile son bir hamle ile kendimi merdivenden bırakmıştım. Salona yuvarlandığım da çalan telefonumu son anda açmış, sesimi Namjoon'a duyurmuştum.
Gerisi de malum Namjoon gelmiş ve beni kurtarmıştı. Tesadüf değildi bana göre ölmem için doğru zaman değildi.

Telefon elimdeyken ürkek gözlerle Namjoon'a baktım. Neden gözlerimin dolduğunu bilmiyordu elbette ama Suga ile konuşacağımı biliyordu. Onun telefonundan aramıştı zaten Seongi.

"Jiyu ! Jiyu iyi misin ? Neden yaptın bunu Jiyu ! Nasıl vazgeçersin canından ! Aklım almıyor !  Deliriyorum burda ! "
"Merhaba Yoongi... Be-ben iyiyim. Endişe etme. "

Sesimin neşeli çıkması için rol yapıyordum.

"Jiyu ! Jiyu ! Ah ! Sesini o kadar özledim ki ! Ah , ağlayacağım ! Sesin çok iyi gelmiyor Jiyu-shi , bana iyiyim diyerek yalan söylemiyorsun değil mi ? Lütfen , doğru söyle bana ! "
"Kendime geliyorum yavaş yavaş. İyiyim merak etme. Toparlarım birkaç güne. Akşam üzeri zaten çıkacağım hastaneden. Daha da iyi olurum."
"Çok üzgünüm Jiyu , bu duruma seni getirdiğim için çok üzgünüm. "
"Seninle alakalı değil Suga , sen sebep olmadın. Benim saçmalamamdı sadece. Hem... Geçmişte sen de benim yüzümden yaşamıştın böyle bir durum. Olabiliyor işte , insan saçmalıyor bazen."
"Nasıl hissettirdiğini biliyorum Jiyu , berbat bir his. "
"Ben iyiyim Suga , düşünme bunu artık. -"
"Nasıl düşünmem ! Ne yaşandığının farkındasın değil mi ? Ölüyordun Jiyu ! Bak konuşalım tamam mı ? Sana herşeyi anlatayım , lütfen açıklama yapmama izin ver. Oraya geldiğimde konuşalım."
"Tamam konuşalım ama sen önce konserlerini bitir. "
"Ne konseri ? Sikerim turunu ! İlk uçakla geleceğim. Seongi engel olmaya çalışsa da geleceğim Jiyu."

Yerimden doğruldum. Oldukça ciddiydi sesi. Kafasına koymuştu gelmeyi.

"Suga... Gelmek falan yok. "

Ağlamaya başladım.

"Jiyu lütfen , lütfen ağlama. Burada geçen her saniye kalbim parçalanıyor. Kalamam burada, duramıyorum yerimde !"
"Biliyorum ,muhtemelen de şuan bir sağa bir sola dönüp duruyorsun. Otur ve sakinleş biraz. "
"Beni tanıyorsun. "

Contract || Suga of BTSTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon