3. Bölüm

8.3K 766 342
                                        


Üstüme geçirdiğim siyah kazağın yakalarını düzelterek, aynadan kendimi inceledim.

Jungkook ile yaşadığımız o saçma anı bölen kişi Minjun hyung olmuştu, garip bakışlarını üstümüzde gezdirse de neyseki bana herhangi bir şey dememişti.

Jungkook ise o geldikten bir süre sonra gitmişti, ben de antrenman yapmaya devam etmiştim. Şimdi ise saat yaklaştığı için hazırlanıyordum.

Minjun hyung ile birlikte gidecektik davetli olduğumuz restorana. Diğer takım arkadaşlarımın da birlikte geleceğini söylemişti Minjun hyung.

Saçlarımı da son kez düzelterek soyunma odasından çıktım. Minjun hyung beni dışarıda beklediğini söylediği için yürüyerek binadan çıktım.

Güvenliğe de selam vererek Minjun hyungun yanına geldiğimde, Minjun hyung birkaç saniye beni incelemişti.

"Güzel olmuşsun, aferin. Gidelim hadi." Onu onayladığımda, binanın önüne park ettiği arabasının kilitli kapılarını açmıştı. O şoför koltuğuna otururken, ben de yanındaki koltuğa yerleştim.

"Taehyung, seni şimdiden uyarıyorum. Orada sakın kavga çıkarayım deme, tamam mı?"

Kafamı Minjun hyunga doğru çevirerek kaşlarımı çattım.

"Benim biriyle kavga ettiğimi ne zaman gördünüz ki şimdi uyarıyorsunuz?"

Minjun hyung sıkıntıyla iç çekerek, gözlerini bir anlığına bana çevirmişti.

"Hiç görmedim fakat neler olacağını biliyorum Taehyung, dünyanın en sakin ve sabırlı insanı da olsan karşında rakibin olduğu için en ufak bir kelimesi bile sinirlendirir seni."

Kafamı iki yana sallayarak, "Merak etmeyin, ben kolay kolay sinirlenmem." dedim. O ise alayla gülmüştü.

"Gördük, Jungkook sana alt tarafı yeteneksiz olduğunu ima etti diye delirmedin sanki."

Jungkook'un ismini duyunca yutkunma ihtiyacı hissetsem de, sabit kalmayı başardım. Ben bir cevap vermeyince Minjun hyung da yolun geri kalanını sessizce geçirmişti.

Restoranın önünde durduğumuzda, arabanın kapısını açarak dışarı çıktım. Minjun hyung da peşimden çıkarken, elindeki anahtarı valeye vererek benimle birlikte yürümeye başlamıştı.

Restoranın önünde duran birkaç paparazi bizi görmeden içeri girdiğimizde, rahatça bir nefes verdim. Minjun hyung ve Jeon Jungkook oldukça popüler iki antrenördü, ikisinin takımlarının karşı karşıya geldiğini öğrenen herkes delirmişti resmen.

Önceden oynadığım takımlar da vardı fakat beni popüler yapan takım kesinlikle şimdiki takımımdı. Bundan sonra ne olurdu bilmiyordum ama Minjun hyungun benim için bir dönüm noktası olduğu kesindi.

Kendisini kişisel olarak pek sevmesemde, az çok iyi bir antrenör olduğunu kabul edebilirdim.

Minjun hyungu takip ederek, ilerlediği masada gözlerimi gezdirdim. Jeon Jungkook ve takımı bizden önce gelip oturmuştu bile.

Onların yanına ulaştığımızda Minjun hyung, Jungkook'un da ayağa kalkmasıyla Jungkook ile el sıkışmıştı.

Jungkook'un yanında oturan Yoongi ayağa kalkıp, yüzündeki sırıtış ile elini bana uzattığında tepkisiz bir şekilde sakince elini sıkmıştım.

Sırasıyla diğerleriyle de el sıkıştığımda, sıra Jungkook'a gelmişti. Onunla ise el sıkışma gereği duymadan başımla selam vererek, Minjun hyungun yanına oturmuştum.

Jungkook bakışlarını birkaç saniye üstümde tutsa da, bir şey demeden yerine oturarak Minjun hyunga dönmüştü.

"Diğer takım üyeleriniz ne zaman gelecek?"

for 23 | taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin