VESAİRE | BXB

otuz

Karanlığı bölen birbirine girmiş ışıklar, dans eden bedenler ve olmazsa olmaz gürültülü müzik. Girdiğimiz kapıdan sonra bizi karşılayan şey bu büyük mekan olmuştu ve bu ortamın şimdiden iyi geldiğini hissedebiliyordum. Hiçbir şey düşünmeden geçirmek istediğimiz bir gece.

Bakışlarımı yanımdaki ikiliye çevirdiğimde aynı keyifle etrafı incelediklerini gördüm. Sadece eğlenmek için seçtiğimiz bu gece kulübü bizi yanıltamamıştı ve oldukça güzel görünüyordu. Emir ve Miraç kalabalığa karışıp bar kısmına doğru ilerlediklerinde, herhangi bir alkol ürünü almayacağıma dair kendime söz vermiş ve arkalarından ilerlemiştim. 

Oldukça uzun gözüken bar kısmına geldiğimizde ne kadar çok içki şişesi olduğuna şaşkınlıkla bakıştım, karşı duvarın yarısını kaplıyorlardı neredeyse. Uzun bar masasına yaslanıp onların sipariş vermesini bekliyordum çünkü içki isimleriyle de aram yoktu. 

Yirmili yaşlarında gözüken bir barmen bizi fark ettiğinde gülümseyerek yanımıza gelmiş ve isteklerimizi sormaya başlamıştı. Arkadaşlarımın isteklerine karşı başını sallayıp bana döndüğünde, annesi olmadan konuşamayan bir çocuk gibi bakışlarımı Emir'e çevirmiştim.

"Arkadaşım için de alkolsüz kokteyl alacağız, Mojito falan olabilir." Emir benim adıma koştuğunda karşımızdaki barmen gülümsemiş ve bana dönmüştü.

"Bence kendi karar verebilir," Elindeki çalkalayıcıya bir şeyler katıp salladığında bakışları hala benim üzerimdeydi. "Naneli şeyler sever misin?" Arkadan yoğun bir müzik sesi geldiğinden duymak için biraz yaklaşmıştım ona.

"Pek değil."

"O zaman Mojito olmaz. Çilekli bir şey peki?" Tam üzerine basmıştı çünkü çikolata gibi çileklere karşı da yoğun bir sevgim vardı.

Başımı onaylarcasına salladığımda üçümüzün içeceklerini de hazırlamaya başlamıştı. "Abim bir şey yazmış mı?" Miraç ile bir şeyler konuşan Emir'e yaklaşıp sorduğumda telefonunu çıkararak baktı ve başını olumsuz anlamda salladı.

Evet, yaklaşık iki saat önce zeki arkadaşım 'parti' kelimesi içeren bir fotoğraf paylaşmış ve bunu abim görmüştü. Bu girişimi birkaç yıl önce de denemiş ve abime yakalanmış olduğumuzda izin vermemişti. Ama Emir'in söylediğine göre bu sefer sinirlenmemiş ve izin vermişti.

Buna nedense inanasım gelmiyordu ama görünürde bir şey olmadığından kabullenmiştim.

Bir süre sonra karşımızdaki barmen içeceklerimizi hazırlamış ve önümüze koymuştu. İçeceğimin tadına baktığımda oldukça hoşuma gittiğini hissetmiştim. Ücretleri ödeyip oradan uzaklaştığımızda kalabalığa karışmıştık tekrardan.

Çalan şarkıya eşlik ederek yavaştan dans etmeye başladığımda karşımdaki ikilinin inanılmaz coştuğunu görmüştüm ve gülerek izliyordum onları. Dans işinde kesinlikle benden iyilerdi ve alkolle gevşemiş olduklarından çabucak ayak uydurmuşlardı. Ben sarhoş olmamak konusunda kesinlikle emin olduğumdan onlara sahip çıkma işini kendime vermiştim.

"Selam." Onları gülerek izlediğim süre içinde duyduğum sesle başımı hızla çevirmiş ve bir adamın yanıma gelmiş olduğunu görmüştüm. Hafif bir sırıtışla bana bakıyor olduğundan biraz gerilsem de başımı sallamıştım.

"Selam." Bakışlarımı ondan çekip tekrar arkadaşlarıma çevirdiğimde yanımdan gitmesini umuyordum çünkü kimseyle tanışmak için gelmemiştim buraya.

"Arkadaşların mı?" Gelen sesle gitmemiş olduğunu fark ettiğimde başımı arkadaşlarımdan çekmeden, "Evet." demiştim. Bu yoğun seste ne kadar duyabildiğini bilmiyordum gerçi, umurumda da değildi.