cigarette flower || jeongho

anything.

"Ben bir lavaboya gidip geleyim."ayağa kalktım ve boğazımı temizleyip tuvalete doğru yürüdüm.Kapıyı açmamla beraber içerdeki bir adamla çarpıştık. "Üzgünüm."dedim ve kenara çekilip geçmesine izin verdim.Kapıyı kapatıp ellerimi lavaboya yasladım.Yemek boyunca düğünden bahsetmişlerdi.Sıkıcıydı.

Suyu açıp ellerimi yıkamaya başladım.Kurutma makinasının önüne ellerimi koyup kuruttum bir süre.Hâlâ nemli olan ellerimi boynumda gezdirdim.Daha sonradan bir süre aynaya baktım.Yanaklarım yok gibiydi.Gözlerim neredeyse tamamen kapanacaktı.Kendime bakmayı kesip tam lavabodan çıkacakken içeri Minho Hyung girdi.Bir süre bakışıp ellerini yıkamaya yöneldi.Ben de onun ellerini yıkayışını izliyordum.Az önce yaptıklarımın aynısını yaptıktan sonra bana döndü.

"Neyin var senin?"klasik sorulardan birisiydi yine.Çok şeyim verdi.Kardeşimden hoşlanıyordum.Ayrıca kardeşim en yakın arkadaşımın sevgilisiydi.Hislerim gittikçe ilerliyordu ve beni bu hisleri açıklamam için sıkıştıran yıllık arkadaşım vardı.Kısacası derdim büyüktü.Ama ben hiçbirini söylemeyi tercih etmeyip kısaca cevap verdim.

"Hiçbir şey."lavabonun kapısını açtım.Ama Hyung beni bileğimden tutup kendisine çevirdi. "Jeongin-ah bana her şeyi anlatabilirsin tamam mı?Lütfen içine atma.İyi ya da kötü her şeyi söyle bana.Utanma.Ya da korkma.Sana kızmam.Sana bağırmam.Ya da seni üzmem.Ama lütfen,ne sıkıntın varsa anlat olur mu?"şefkatli bakışlarını yolluyordu yine.Onun bakışı onun için bir abinin kardeşe baktığı gibiyken benim için farklı anlamlar taşıyordu.Oysaki sadece bakıyordu.

"Eve gidince konuşuruz Hyung."dedim ve onu orada bırakıp yemek masasına geri döndüm.Gülüşmeler devam ederken Hyung da gelmişti. "Tatlılara başlanmış."ve herkes ona güldü.

Ama o yanında oturan Jisung'a için için bakıyordu ve tebesümünü ona armağan ediyordu.Benim ona olan bakışlarımı fark etmeden.

_