7. Bölüm

2.5K 141 14
                                        


Korkuyordum, belki de yapmamalıydım. Buraya hiç gelmemeliydim. Elim bir türlü o kapı ziline gitmiyordu şimdi. Çalamıyordum o kapıyı. İçeride kanımdan, canımdan biri vardı ama yapamıyordum. Değil karşı karşıya gelmek evinin zilini bile çalamıyordum.

Sanki, sanki o zili çalsam hayatımda bazı şeyler değişecekti. Biliyordum, eğer buna devam edersem bundan sonra çok şeyin değişeceğini biliyordum. Ama aklıma Jungkook'um dolunca her şey bitiyordu işte. Unutmamalıydım, buraya onun için gelmiştim. Buraya yeniden yaşam bulmak için gelmiştim.

Bizim için.

Aslında Yoongi ile birlikte gelecektim ama onun da burada bir yakın arkadaşı olduğu için onu görmeye gideceğini, zaten zamanımızın kısıtlı olduğunu söylemişti. Biliyordum, bizi yalnız bırakmak için gitmişti. Aslına bakılırsa böyle daha iyiydi. En azından onun öndünde aşağılanmazdım kim bilir.

Ellerim zar zor kapı zilini bulmuş gözlerimi kapatıp sıkıntılı bir nefes almış ve zili çalmıştım. Stresten feromon salgılıyordum ve sokaktan geçen bazı insanlar rahatsız oluyordu. Ama bu elimde olan bir şey değildi. Kendimi durduramıyordum.

Ellerimi yumruk yapmış ve beklemeye başlamıştım. Ya evde değilse? Ya bugün hiç gelmezse? Bunun gibi bir sürü düşünce aklımdan geçip giderken tahmin ettiğim şey gerçekleşmemiş ve kapı birden açılmıştı.

İki dakika.

Tamı tamına iki dakika. Sadece bakışmıştık. Ne o konuşabilmişti ne de ben. Sadece birbirimizin yüzüne bakıyorduk. İkimiz de şaşkındık. Nereden başlayacağımı nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. Ne söyleyeceğimi bile unutmuştum sanki bir an. Dudaklarımı aralamam zor gelmişti.

Kabul eder miydi? Benimle gelip bana hayatımı geri verir miydi? Bilmiyordum.

"Taehyung, annemi duydun. Bu evliliği yapamazsın. Jungkook bize uygun değil."

Odamdaki eşyaları yere fırlatmış ve bağırmıştım.

"Sende mi, sende mi hyung!"

Yerinden kalkmış ve birkaç adımda yanıma gelmişti. "Dinlemiyorsun, anlamıyorsun Taehyung. Onların istemediği bir evliliği yapamazsın. Jungkook olmaz, unut onu"

"Neyden bahsediyorsun sen ya! Hyung o benim ruh eşim. Ben Jungkook'u seviyorum ve ondan başkasıyla evlenemem. Evlenmem!."

"YETER, BU EVLİLİĞİ YAPMAYACAKSIN."

Aklıma doluşan anılar buradan gitmem gerektiğini, yanlış yaptığımı söylüyordu. Benim burda ne işim vardı? O bana bunca şeyi söylerken ben nasıl onun kapısına gelmiştim, yıllar sonra. Ama hayır, alfalık gururumu bir kenara bırakacaktım. Her şey Jungkook ve bebeğim içindi. Her şey sadece onlar içindi. Yapmak zorundaydım.

"Taehyung."

Uzun süren sessizliği bozan taraf o olmuştu. Yutkunmuş ve gözlerine bakmadan cevap vermiştim. Çünkü gözlerine bakamıyordum. Sanki gözlerine baksam bütün geçmişim önüme serilecekti. Buna hazır değildim.

"Konuşmamız lazım."

"Ne konuşacağız, ne işin var senin burada?"

"İçeri almayacak mısın?"

Söylediğim şeyle kendine gelmiş gibi kapıyı sonuna kadar aralamış ve içeri girmem için kenara çekilmişti. İlk defa gözlerinin içine bakmıştım içeri girmeden önce. Yüzünde her hangi bir şey olmasa da gözlerinden anlayabiliyordum. Şaşırmıştı ve beni şaşırtacak bir şekilde öfkeli değildi.

Happiness • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin