☂️ 1 ☔

1.5K 197 156
                                    

Lütfen yorum yapmayı unutmayın. Yazmak için gerçekten uğraştım

...

"Minho bir şeyler yemelisin"

Büyük olan, Jisung'un söylenmelerine kulaklarını tıkamış, üzerine kabanını geçirmiş, şapkasını takmıştı. Ardından kısaca 'ben çıkıyorum' demiş, ve ayrılmıştı büyük daireden. Seungmin'i gördükten sonraki günler böyle geçiyordu.

Minho'nun durumu Jisung'u fazlasıyla korkutuyordu

Hyunjin, kapalı kapının önünde bekleyen arkadaşına ithaf konuştu:

"Yine mi meydana gitti?"

Jisung derin bir nefes aldı, kafasını sallarken. Minho, Seungmin'i göreli bir buçuk hafta olmuştu. İlk günler odasından çıkmazken, birkaç gün sonra her gün meydana gitmeye başlamıştı. Arkadaşları onun için endişeleniyordu. Özellikle Jisung bazı anlarda 'keşke onu görmeseydi' diyordu içinden.

Çünkü Minho oldukça zor toparlamıştı. Tabii buna toparlamak denilirse. Siyah saçlının geceleri ağladığını bilmiyordu hiçbiri.

Hyunjin, Jisung'a destek verircesine omzunu sıktı, ardından kendisini çağıran sevgilisinin yanına gitmişti. Jisung birbirine gülümseyen çifte tebessüm ederek bakıyordu. Ne olursa olsun bu iki yılda en güzel şeylerden biriydi bu çift. Jisung bir hata yapmıştı. Aslında birçok hata yapmıştı ancak şu an baktığında gördüğü mutlu çift... onu çok mutlu ediyordu. Changbin ile o kadar çok uyumlulardı ki, bunu herkes farkedebilirdi.

Birdenbire duyduğu ses ile irkildi.

"Yine mi meydana gitti?"

"Chan...bir de sen mi konuşsan onunla?"

Büyük olan, derin bir nefes aldı. Konuşmuştu zaten. Ancak Minho görmezden gelmiş, her gün meydana gitmeye devam etmişti belki bir umut Seungmin'i görürüm diye. Ancak öyle gözüküyor ki sonuç başarısızdı. Her akşam eve geldiğinde boş bakışlarının, hepsi farkındaydı.

Chan, tek yönlü düşünmüyordu. Şarkıların Bayan Ae'ye ait olduğunu bilerek şarkının her aşamasında vardı. Ancak iki yıl önce birdenbire değişen şarkı ve sonrasında şarkıların hepsinin Seungmin'e ait çıkması...

Chan diğerlerinin bilmediği şarkıları da biliyordu. Umutsuzluk dolu sözlerle kaplanmış sayfaları hatırlıyor, biliyordu. Minho'dan sonra o sayfaların umutla dolduğunu da biliyordu.

Şu an Minho kadar Seungmin'i de düşünüyordu. Nasıl hissetmişti? Minho'yu gördükten sonra uyuyabilmiş miydi? Yoksa tamamen onu unutmuş ve umursamamış mıydı? En azından birinin iyi olmasını istiyordu.

"Benim konuşmam bir şey değiştirmeyecek... Şimdilik ona izin verelim."

Jisung istemeye istemeye onaylamıştı onu.

...

"Neredesin... Neredesin..."

Siyah saçlı genç, meydanın tam ortasında, yağmurun altında bir oraya bir buraya bakıyor, gözleriyle etraftaki tüm insanları inceliyordu. Bir haftadır arayış içindeydi. Biliyordu mantıklı olmadığını ancak içinde küçük bile olsa bir umut vardı. Ancak bugün umudunu kaybettiğini hissediyordu. Olduğu yerde duraksamış, omuzları çökmüştü.

Jisung hep dediği "zamanla her şey geçer" sözü Minho'nun, Seungmin'e olan aşkı söz konusu olduğunda doğru değildi. Aksine Minho her geçen yıl ile aklında ve kalbinde olan anıların daha da ağırlaştığını hissediyordu.

He Loves Me, He Loves Me Not || 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin