"hey, baksana sözleri bitirdim. şarkıyı açmaya ne dersin?" yine gongjin'deki sahile geldiklerinde seungmin hevesle chan'a dönmüştü. chan mutlu olmuş ve telefonunu çıkarmıştı. şarkıyı açarken seungmin ritimle beraber aklındaki sözleri söylemeye başlamıştı.
here always.
bitirdiğinde chan büyülenmiş gibi onu izliyordu. seungmin merakla tepkisine baktı. "bu.. çok güzel. gerçekten çok güzel olmuş. sesine çok yakışmış."
seungmin sevinmiş ve gülümsemişti. chan ona sarıldığında başını boynuna sokmuş ve esen rüzgarla huzuru hissetmişti. çantasındaki defteri çıkardı ve en son iki sayfayı ona gösterdi. chan kendini görünce gülümsemiş ve teşekkür ederek sevgilisine övgüler yağdırmıştı.
birlikte gelmişken taze balık yemiş ve öyle geri dönmüşlerdi. bu sahil, onların kaçamakları gibiydi ve ikisi de buraya gelmeyi çok seviyordu.
evlerine döndüklerinde seungmin onu bırakmadan elinden tutmuş ve kendi evine ilerletmişti. hala chan ile vakit geçirmek istiyordu. kapıyı açıp içeri girdiklerinde mutfaktan gelen kıkırtıları duymuşlardı. seungmin mutfak kapısına gittiğinde annesini, chan'ın annesinin kucağında kıkırdarken görmüştü ve chan'ın annesi dudaklarına bir öpücük kondurdu.
chan'ın beline sarılmasıyla gelirken chan ikiliyi böldü. "anne..?"
ikisi de bu sesle beraber şok olmuş bir şekilde mutfak kapısına döndü. wheein hemen kalkıp korkuyla seungmin'e baktı. "seung.. gelmişsiniz."
"neden benden sakladın?" seungmin bir tek bunu söyleyebilmişti. wheein ağzını açtı ama bir şey diyemeden kapadı. seungmin geriye bir adım attı ve chan'ın elini tuttu. "keşke bize de haber verseydiniz. görmeseydik saklamaya devam ederdiniz."
seungmin arkasını döndü. "chan, gidelim."
chan sevgilisini onayladı ve oradan çıktılar. chan seungmin'in yüzüne bakmış ve bir duygu yakalamaya çalışmıştı ama bomboştu.
chan'ın odasına girdiklerinde seungmin onu yatağa oturtmuş ve kucağına oturup sarılmıştı. "ne hissettiğini anlayamıyorum.."
"kırgınım. böyle bir şey için kızamam ama saklamasını istemiyordum." seungmin mırıldandığında chan onaylar bir mırıltı bıraktı. "biz de sakladık."
"biz belliydik. bakan herkes anlardı." bir süre ikisi de sessiz kaldı. seungmin cümlelerini doğru toparlamaya çalıştı. "yine de anlamıyorum. eğer kadınlara karşı ilgi duyuyorsa neden babamla evlendi? anneni seviyorum ama.. bilmiyorum chan. sadece anlam veremiyorum sanırım. kafam çok karışık."
"belki de hem erkeklerden, hemde kadınlardan hoşlandığı içindir. hemen hemen her kadın bir bebeğinin olmasını ister ve annen bunu bir kadınla yapamayacağı için babanla evlenmiştir. ama zaten biliyorsun, seni kırmak için söylemiyorum bebeğim, yine baban anneni bırakıp gitmişti. belki de wheein anne hala onun üzüntüsünü yaşıyordur."
seungmin başı omzundayken bir elini sırtında dolaştırıyordu. "haklı olabilirsin. ama yine de bizimle paylaşabilirlerdi. yabancı değiliz. ve biraz garip geliyor, yani biz sevgiliyiz ve annelerimiz birlikte falan."
"evet, orası öyle. bilmiyorum bebeğim, belki kendilerince haklı sebepleri vardır. sonuç olarak bizden büyükler ve yaptıklarını biliyorlardır. onları dinleriz ve öyle konuşuruz." seungmin başını sallayıp sevgilisini onayladı. başını kaldırıp dudaklarına bir öpücük kondurdu. chan da onun dudaklarına art arda öpücükler kondurmuştu.
"biz.. bir daha ne zaman yapacağız?" seungmin kızaran yanaklarıyla sorduğunda chan başta anlamamıştı. gongjin'den bahsettiğini düşündü. "neyi bebeğim?"
"şeyi, dört gün önce burada yaptığımızı." seungmin yatak örtüsüne bakarken chan sonunda anlayıp kahkaha atmıştı. seungmin oflamış ve dalga geçtiği için kucağından kalkmaya çalışmıştı. chan ellerini seungmin'in beline sarıp kendine çekti. "ne zaman istersen. şimdi bile yapabiliriz."
"hayır, dalga geçmeseydin." chan seungmin'i yatağa yatırdı ve başını boynuna soktu. birkaç öpücük kondurup emerek bu sefer iz bırakmaya başlamıştı. "chan.. dur.."
chan devam ederken zil çalmış ve berry havlayarak odaya girmişti. chan oflayarak kalktı ve aşağı indi. berry, seungmin'e yanaştığında seungmin onu kucağına alıp aşağı inmiş ve dudaklarını yalayan berry'i öpmüştü. chan gelip beline sarılınca seungmin salonda oturan ikiliye baktı.
seungmin oturmadan berry'e bakarken onları dinliyordu. "seung, seninle konuşmayı düşünüyordum ama hiç fırsat bulamadım. nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum ki hala da bilmiyorum. böyle tepkisiz durman beni daha çok korkutuyor."
seungmin eğilerek berry'i kucağından bıraktı ve belini bırakmayan chan'a bir bakış attı. chan hala seungmin'in söylediklerinden dolayı odaya çıkmak istiyordu.
"sadece kırgınım. bunu ne zamandır bizden saklıyordunuz?" seungmin aklındaki soruyu sorduğunda berry havlayarak chan'ın pantolonunu ısırdı ve çekti. chan geri çekilince berry onu rahat bıraktı. "çok değil, min. wheein sana söylemeyi her zaman düşünüyordu. bende chan ile konuşmayı istiyordum ama bu şekilde olmasını beklemiyorduk."
"anne, yine de benim böyle bir şeye tepki vermeyeceğimi biliyordun. benimle konuşabilirdin ve ben seungmin'e anlatırdım." yongsun üzgün bir şekilde başını salladı. wheein de çok üzgün duruyordu.
"bize biraz zaman tanımayı deneyebilirsiniz. ve oğlunuz olduğumuz için bizden bir daha bir şey saklamayın." chan konuştuktan sonra seungmin arkasını dönüp yukarı çıktı. chan, berry'i tutup salona bıraktı. "burada kalsın. yukarı çıkıp odaya dalmasın."
yongsun göz devirdi. cidden oğlu yalan konusunda berbattı ve halini fark etmişti. seungmin'i gözleriyle yemişti. derin bir nefes alıp başını iki yana salladı.
—
ee annelr cikti ortaya slm onlara da manit yaptk. bu fikir tsmamen slk bi bebemin istegi uzerineydi.
neysse wattpad hesaplarimdan surekli cikis yapsa da cb yaptim insalla beni banlamaza gelip hazir bolumkeri atcm
min ile kalin staa, sizi seviyorum💓
ESTÁS LEYENDO
given.
Fanfictionchanmin given animesi yuki-mafuyu iliskisinden esinlenerek yazilmistir. !short fic 16.
