Merhabalar biz geldik 🙃 nasılsınız keyifler nasıl? Umarım iyisinizdir.Derin bir nefes alın bölümü öyle okumaya başlayın. Fena bir bölüm sizi bekliyor.
İyi okumalar, başlamadan bir oy alayım sizden ✨
🌕🌕🌕
Jungkook kulağında son ses çalan müzik, üstsüz bedeni ve durmaksızın efor sarf eden bedeniyle spor aletlerinin arasında zamanın izini kaybetmişken evin bir diğer ucunda kopan kıyametten habersizdi.
Kolunu kaldırıp dijital saatteki sayıları kontrol etti, bir yandan gözleri karanlığa gömülü bahçedeydi. Saat çoktan altıyı geçmişti ve Taehyung'un bu saate kadar eve gelmiş olması gerekiyordu.
Bir aksilik olduğunu huzursuzlanan kurdundan hissediyordu ama yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunun kendisi de farkındaydı. Son birkaç haftadır oturttukları rutinde Taehyung'un şimdiye kadar çoktan evde onu aramaya başlaması, sonra yanına gelmesi ve ona yemek yiyip yemediğini sorması gerekiyordu.
Evet Jungkook buna alışmıştı. Farkında olmasa bile yıllardır korkup kaçtığı şey başına gelmişti. Önceliğini kendisinden başka birisi yapmak... Jungkook bebeği öldükten sonra kendisine bir söz vermişti: bir başkasına kapılmak yoktu, başkalarını hayatının merkezine koymak yoktu, bunu bir kez daha yapmayacaktı.
Bebeğinin babasıyla ilgili hiçbir şey hatırlamasa dahi ruhunda açılan derin yaranın izleri onu her gece rahatsız etmeye devam ediyordu.
Ensesindeki havluyu alıp alnında biriken teri kuruladıktan sonra koşu bandını durdurdu. Nefes nefese kalmış haliyle etrafına göz gezdirdi. Hala kimsecikler yoktu, Taehyung'un işi neden bu kadar uzun sürmüştü ki? Artık gelmeliydi.
Spor salonundaki minibara giderek bir şişe su çıkardı, buraya getirdiği çantasının içinden tişörtünü alarak üstüne geçirdi ve terli gövdesinin üzerini örttü. Sessizdi, ev o kadar sessizdi ki Jungkook suyunu yudumlarken boğazından gelen sesi çok net duyabiliyordu.
Kulaklıklarını çıkarıp küçük çantasına attığı sırada ayak sesleri duydu. Dudakları bir gülümseme için gerilmişti ve tam güleceği sırada bu adım seslerinin alfaya ait olmadığını fark etti.
Arkasını dönüp gelen kişiye baktı. Jimin rahatsız bakışları eşliğinde kendisine yaklaşıyordu.
"Taehyung seninle konuşmak istiyor."
Pekala, burada gerçekten yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Taehyung ne zamandır kendisiyle konuşmak için bir başkasını ona gönderiyordu?
Jungkook betadaki rahatsızlığın farkındaydı, hayır buna farkında olmak denemezdi. Jungkook aralarındaki elektiriği neredeyse teninde hissedecekti.
"Tamam." Jungkook aralarındaki bu garip konuşmanın içeriğine şaşırdığı için gözlerini sonuna dek açmış, betanın bakışlarını yakalamak için uğraşıyordu. Yanlış yaptığı şey neydi? Jimin kendisine hep sıcak davranmıştı, şu an aralarındaki mesafenin anlamını çözemiyordu.
"Eşyalarımı toparlayayım önce."
Jungkook küçük çantasına birkaç özel eşyasını doldurduktan sonra, gün boyunca Taehyung'dan bir haber beklediği telefonunu eşofmanının cebine koyarak Jimin'e baktı. Şişme montunu sırtına geçirirken yan gözle betayı kontrol ediyordu.
"Taehyung ne zaman geldi?"
"Birkaç saattir evdeyiz."
"Geldiğinizi duymadım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shoot Love - Taekook
Fanfiction"Tek bir geceyle sınırlı kalması gerekiyordu." Kurt adamlar ve insanlar arasında tesis edilen barıştan yıllar sonra, Kim sürüsünün baş alfası Taehyung'un yolu, daha önce soylarının kesildiğine inanılan kutsal bir kurtla kesişir. Modern omegaverse ...