🗡️2. KİTAP| 3. BÖLÜM🗡️

1.8K 274 49
                                    

"İÇİNDE ÖLÜM SAKLI KABUKLAR"




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



1. KISIM

Hassas duygularımın gölge zırhında, bir savurma darbesi hissettim. Küçük bir kaynakta toplanıp ileri fırlayan ağır bir tıklama.

Yüzmeye ve elbiselerimi kandan arındırmaya ara verdim. Su belimi görene dek yüzeye tırmandım,saçlarımı geriye doğru taradım ve gözlerimin alışması için biraz bekledim.

Önce sessizce tüm sesleri bir noktada topladım, ardından onları iç içer geçirip bir yumak yığına boğup susturdum. Bunların dışında, kendini sıyıran o sesin açığa çıkması için hafif bir dürtüyle duyularım ile onlara dokundum. Körlmesine saplanıp kalan ses yumağının içinde, küçük bir kıpırtı oldu. Güçlü bir çekişle kendini itti,itti,itti. Dışarı fırlayana kadar.

Sesin şiddetiyle suya gömüldüm. Yüzeyde oluşan dalgacıkların etrafını kuşatan sis, beni takip etti ve dibi görene kadar kolaçan etti. Su boğazıma doldu, taştı ve nefesiz kalmaya başladığım ilk an sis, ateşli bir kavrayışla belimin etrafına dolandı ve beni hızlıca yukarı çekti.

"Marcus," dedim boğuk, inilti ile büzüşen kederli bir mırıldanmayla. Kürek kemiklerimin işlenen kanatların köklerinden, zehirli kan tekrardan kendini serbest bıraktı. Suyun içine düşen her damladan, siyah bir buhar öfkeli bir homurtuya benzeyen sesle görünmeyen daha küçük parçalara bölündü. Dönerek bir araya geldiler ve süzülerek beni terk etmeyen gölgenin eksenine sarılan ince dallar oluşturdular. Kan, suya düşmeye devam ettikçe bu döngü kendini tekrar etti. Ta ki gölgenin etrafında çığlık çığlığa beni sarsan o yüzü meydana getirene kadar. Marcus... Dehşetle delik deşik olan patlama kafamın içinde ölü benliğine seslendi. Onu duymam için. Onu bulmam için.

Yüzünün her bir detayı ince oyma gibi oluşmuştu. Gözlerin baktım. Rüyalarımı süsleyen, nefeslerimi düzensizleştiren, aklımı başımdan alana o güzel gözleri. Unutmama ihtimal bile tanımayan o doyurgan kusursuzluğu, beni tekrardan baştan ayağa kuşatı.

Gözlerim doldu.

Kirpikleri bitkin bir çabayla birbirine sürtünüp titreşti. Onda gördüğüm bu şey, çaresizlik, keder...bu sönmemesi için her an bir yeminle tutsak tutulan saf bir öfke. Fokurdayan bu şeye öfke demek, fazla komik kalıyordu. İçindeki o şeyi serbest bıraktığında ortaya çıkacak şeyin, ölümcül dehşeti yüzünü duygusuz ve kararlı bir emirle eşi benzeri görülmemiş bir vahşetle kan dökmeye savururdu.

Genzimden çıkan bir hıçkırık suyun sütunlu, eğri ve kavisli dalgalarına çarptı, döndü ve yankılandı.

"Kurtar beni." Havadaki sis ve kan etrafa saçıldı. Suyun içine gömülüp kaynayan toz bulutu gibi uçup kayboldu.

ATEŞ ORDUSU | DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin