Ben Gracelýnn Tara Valentin.
İlk yaşamımda aristokrat bir leydiydim.
İkinci yaşamımda ise 21.yüzyılda İspanya'da yaşayan biriydim.
Okumayı severdim. Gençlik yıllarımda okuduğum bir romanda ilk yaşamımda ki kocamın ana karakteri olduğu bir hikâyeyi...
Çocuklarla bahçede birkaç saat oturup zaman geçirdik. Bu sırada Marlon evde olduğu için odaya istediğim zamana kadar çıkmadım.
Daha sonra çocuklarla birlikte dükalık malikanesine girip üst kattaki odamın bulunduğu koridora çıktığımda Marlon'un aceleyle bu tarafı yürüdüğünü gördüm. Beni görünce hemen yanıma gelip elini alnına vurdu. "- Ah, aptal kafam! Sizi tamamen unutmuşum. Affedersin hayatım, seni yalnız bırakmamalıydım." Gülümseyip sorun olmadığını söyledim ama bir ufak bozulmadım da değildi.
Adam ciddi ciddi beni saatlerce dışarıda unutmuştu. Öyle ki hava bile kararmıştı. Akşam yemeği yerine çocuklarla kek atıştırmıştık.
Çocuklarla vedalaşıp odama ilerlerken hasta bedenime lanetler okudum. Enerjim yine tükenmişti. Odaya girip üzerimi değiştirmeden direkt yatağa uzandım yorgunlukla.
Reenkarne olup ilk yaşamıma dönmek iyiydi hoştu da keşke birde şu hastalıktan kurtulmuş olsaydım. İlk yaşamımda yaptığım, daha doğrusu yapamadığım, içimde uhte kalan ne varsa yapmak istiyordum. Hatalarımı düzelterek, yepyeni coşkulu kararlar alarak gönlümce eğlenerek yaşayacağım bir hayatı arzuluyordum. Ancak bitkin bedenim bana engel olup duruyordu!
Ağrıyan sırtım yüzünden rahat yatamazken Marlon'un üzerime uzanan elini gördüm. Nazik hareketlerle üzerimi çıkaran kocama yardımcı olmak için yerimde doğruldum. Tüm kıyafetlerimi çıkardıktan sonra uzun beyaz geceliğimi getirip giyinmeme yardımcı olduğunda yorgun bir halde teşekkür ettim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geceliği giydiren adam bir anda dudaklarımızı uzun ve tutkulu bir öpücükle birleştirip birkaç dakika sonraysa geri çekilince huysuz bir nefes verdim.
Hasta olduğum için bana dokunmuyordu çünkü tek bir birlikteliğin bile bedenimdeki tüm enerjiyi sömüreceğini düşünüyordu. Oysaki zaten savaşa da gittiği için yaklaşık sekiz dokuz aydır birlikte olamamıştık. Üstelik ben birde ekstra hayat yaşayıpta dirilmiştim.
Ben libidosu yüksek bir insandım bir kere! Öpüp öpüp çekilmesi sabrımı zorluyordu. Bu aşırı dikkatli hallerinden bunaldığım için doktora detaylarıyla ne yapıp ne yapmamam gerektiğini soracaktım.
Evet, ciddi ciddi doktora sevişebilir miyiz diyecektim! Çünkü sıkılmıştım. Hormonlarım şaha kalkıyordu ama adamda tık yoktu. Gerçi pantolonundan belli olan ereksiyonu tam tersini gösteriyordu. Ona bakarken yüzüm kıpkırmızı oldu ve hemen başımı çevirip yorganın altına girdim. Başıma kadar çektiğim yorganla karanlığa gömüldüm. Birkaç dakika boyunca öylece yattım. Bu sırada kıyafet hışırtıları duydum. Sanırım üzerini değiştiriyordu.
Yorganın karanlık atmosferini diğer köşesini kaldırıp içine giren esmer adam bozdu. Kollarını belime uzatıp beni kendisine çekerek sarıldı ve başımı göğsüne yaslayarak yarı yan uzanmış pozisyonda gözlerini kapattı.
Uyuyacaktı herhalde. Ne güzel, uyusun tabii. Ona hava hoş.
Üzerine yarı uzanmış vaziyette olduğum çıplak bronz tenini hissederken içimde kıpırtılar geziyordu ama o rahat rahat uyuyabiliyordu!