iki

1.1K 164 103
                                    

Ucu mavi sulu boyalı fırçasını tuvale değdirmeden önce çalan ritme göre belini içeriye kıvırıp binbir türlü renge boyanmış elini kaldırdı. Minik baş hareketleriyle şarkıya eşlik ederken boyaması gereken yere dokundurdu fırçayı. Sulanan yeri, sağa sola dağıtıp tuval üzerinde gezdirdi.

Güzel yeşil gözlerini kırpıştırıp dalgalı yumuşak saçlarını hafifçe salladı. Dudaklarından eksik olmayan gülümseyişle kalçasını hafifçe kaldırıp otururken uzanamadığı yeri boyamaya koyuldu.

Etrafta yanan mumların ışığı ve köşedeki küllükten gelen çilekli tütsünün kokusu güzel geçen gününü daha da güzelleştirirken tekrar yerine oturup çıplak bacaklarını birbirine geçirerek bağdaş kurdu. Resim yaparken üzerinde boya tişörtü ve iç çamaşırları dışında bir şey olması pek hoşuna gitmiyordu. Böyle daha özgür, belki biraz da boya direkt çıplak bacaklarına değdiğinden daha renkli hissediyordu.

Yerden destek alarak ayağa kalktı. Gramofona yeni bir plak koymak için plak koleksiyonunun başına geçti. Moduna uygun bir şarkıcının plağını yerleştirdikten sonra da tütsünün yanında duran şarap bardağını parmakları arasına aldı.

Bugünlük bu kadar çizim yeterliydi, yarın erken kalkması gerekiyordu.

Boyalarla bezenmiş tenini arındırabilmek için girdiği sıcak duştan çıkarken ev kapısının açıldığını anladı. Bornozla birlikte minik oturma odalarına geçerken de anahtarın her zamanki gibi masaya atılış sesini duydu.

"Ben geldim!" diye bağırdı ardından.

"Hoş geldin." dedi Çınar bilgisayarının karşısına geçmiş, yarınki ders programını inceliyordu. Yarın 12. sınıflara dersi vardı yani bu atölyeye inmeyeceği anlamına geliyordu. Sınava hazırlandıklarından ilk derste önce onların sınıfta karşılanmaları ve ilerleyen günlerde işlenecek derse birlikte karar vermeleri lazımdı. Sadece 2 12. sınıf kendi elinde olduğundan mutluydu, onlara söz geçirmekte biraz zorlanacağını düşünüyordu. Her ne kadar inanılmaz bir ikna kabiliyeti olsa da...

Kafasını içeriye doğru uzattı.
"Naber öğretmen, günün nasıldı."

Sırıttı. Oturduğu yerde geriye yaslanıp gözlerini tavana iliştirdi.

"Güzeldi. Öğretmen olduğuma çok şaşırdılar."

"Ben de arada şaşırıyorum, normal."

Laf çarpıtmasını boş verip tavandaki gözlerini indirdi üzerine.
"Yağmur'la mıydın?"

Başını salladı karşısındaki adam.
"İşten çıkar çıkmaz gittim."

"Niye döndün? Normalde bir hafta kalırdın halbuki."

"Kızlarla sözleşmiş bugün, sonra gideceğim yine." dedi esneyerek. "Çok uykum var lan." diye ekledi.

"Benim de."

"Sen resim mi çiziyordun yine?"

"Evet."

Uzun süren dostluklarının getirisi olarak Yunus, Çınar hakkındaki birçok şeyi o söylemeden anlayabiliyordu. Alışkanlıklarını, düşüncelerini, hareketlerini...

Kapı pervazına yaslandı. Sırıttı.
"Ee var mıydı okulda yakışıklı adamlar."

Çınar hafifçe güldü.
"Bir müdür var, filmden fırlamış gibi. Beklediğimden çok gençti. Çok uzundu, baya da yapılıydı. Takım elbise giymişti."

"Oooh oh, hiç de sevmezsin çünkü." dedi elini sallayarak.

Yine güldü.
"Çok yakışıklı ama içimden bir ses hetero olduğunu söylüyor."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mahperi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin