5

9.6K 426 30
                                    


Yine ilk derslerime geç kaldığım bir gündeydim. Koştur koştur hazırlanıyordum ve paniğim tutmuş her şeyi kaygı edip aklımda kırk tane kötü olay kurguluyordum. Çünkü bu enayilikle başıma her şey gelebilirdi.

Hızlıca diş fırçalama işimi bitirip gardırobumun önüne geldim. Aceleyle gri kumaş pantolonumu, beyaz sıfır kol cropumu ve beyaz gömleğimi alarak giyinmeye başladım. Panik halinde hareket ederek elime ne geldiyse çantama atıp son kez saçımı düzelttikten sonra ayakkabımı giyerek evden çıktım.
Asansöre hızlı adımlarla ilerlerken gördüğüm görüntüyle yerime çakılıvermiştim.

Hadi ama nasıl denk gelebiliriz.

Demir yani benim kurt bakışlım, aslan yelelim üzerinde üniforması ve endamıyla karşımdaydı. Asansörün önünde bekliyordu.

Nefesimi tutup kendime çeki düzen vererek yanına ilerledim. Allahım bu boy pos nedir bu endam nedir. Nasıl bu kadar harika görünüyor diye içimden çığlıklar atarken kafası bana dönüverdi.

Ölmedim. Ölmedim. Ölmedim yaşıyorum.

Yüzüme kan pompalanırken sakin kalmaya çalışıyordum. Asansörün gelmesiyle çok rezil bir hareket yaparak ondan önce aceleyle kendimi içeri attım.

AŞKIN NAPIYORSUN YAAA

Bana garip bakışlar atarak içeri giren adama kısa bir süre bakarak kafamı çevirdim. Al işte al rezil oldun. Hemen sıfıra basmıştım. Ayağımı titreterek stresimi atmaya çalışıyordum. Ama ölecektim az kalmıştı.

Kocaman vücudu vardı. Üzerine yapışmış forması o kadar mükemmel duruyordu ki aşık olmamak imkansızdı. Çok yakışıklıydı. Sinek kaydı tıraşlı yüzü, simsiyah saçları, karadelik misali beni içine çeken siyah hareleri kendine meftun ediyordu. Yanımdaki adamın düşleriyle derince bir iç çektim.

Kata geldiğimizi açılan kapıyla anlamıştım. Az önceki aptallığımı yapmayarak daha sakin bir şekilde çıkmıştım asansörden. Giydiği botların kalın tabanlarının çıkarttığı sesle arkamda adımlayan adam nefesimi tekletiyordu. Ama şuan asıl önemli olan yetişmem gereken dersimdi bu sebeple hızlı adımlarla durağa gelmiştim. Hemen gelen dolmuşla içimden seviç çığlıkları atmış ve binmiştim. 

Kısa bir yolculuğun ardından üniversiteye gelmiş ve hemen kampüse girmiştim.

Derslikte yan yana oturmuş derin bir sohbetin içinde olan arkadaşlarımın yanına gittim ve hepsinin kafası bana dönerken günlük rutinleri olan geç kalma nutuklarını dinlemeye başladım.
Mete ilk konuşanlardan oldu.

"Olum sen bu telefona niye bakmıyorsun. Sokucam artık götüne o telefonu"

Şak cevabı yapıştırdım. "Aaaaa ne varoşsun sen beee. Ne zorluklarla geldiğimi biliyor musun sen benim"

Ayşem carlıyarak "aman bilmiyoruz sanki seni"

"Carlama bee, öfff ne boş yaptınız"

Mete slaay moduna girerek "boşsa doldur aşkom" dedi. Serkan metenin 
baş düşmanı hemen cevabını çaktı. "Çok istiyorsa doldurim" yüzüne hin bir sırıtış taktı. Çok piçti çoook.

"Iyyy uzak dur benden"

Evet olay çiftimiz allahın her günü böyleydi. Bakmayın birbirini sevmiyomuş gibi yapıyorlar ama çok aşıklar. Sadece itiraf etmiyorlardı. Yani ben üstün müneccim boku yemişliğimle öyle düşünüyordum.

"Neyse neyse, sizce kimle aynı asansöre bindim."

Ayşem büyük bir carlamayla "şaka yapıyosunn"

"Nasıl oldu anlat çabuk anlat anlat"

"Ayy sıkıştırmayın tamam anlatıyorum." Diyerek sabah yaşadığım her şeyi duygularımın en derinine kadar anlatmaya başlamıştım. Heyecanla beni dinleyen arkadaşlarımın bu halleri içimi huzurla kapladı. En büyük destekçimdi onlar benim. Hepsiyle lisede tanışmış ve yakın olmıştum. Büyük şanstı bizdeki aynı üniversiteye gelmiştik hepimiz. Onlarsız nasıl yapacağım diye ağladığım gecelerimi huzura bırakmıştım. En kötü zamanlarımda her şeyim olmuştular. Çok değerliydiler benim için.
Bu yüzden her şeyimi biliyordular.

Demir'e olan aşkıma varana kadar hemde. Heyecanlı anlatışımın sonucunda Ayşem "abii inanmıyorum yaa ilk defa yan yana geldiniz. Enişte fazla inat ama bir he dese keşke" dedi.

"Ahh ahh keşke bir dese, ölürüm yolunda"

Meteyle serkan ikilisi ayşemle olan bu hallerimize gıcık gıcık baktılar.

Ayşemle aynı anda dönüp "ayy siz ne anlarsınız be aşktan" dedik. Bunu üzerine dayanamayıp bir daha laf soktum. "Anca yiyin birbirinizi eşekler."

Serkan "ne haliniz varsa görün bir şey demedim yine suçlanıyorum." dedi.
Metede drama queenlik yapıp kendini oradan oraya savurdu bi anda.

"Valla ikinizde çekilmiyorsunuz"
Ayşem artık bunaldı ki "kalkın kafeteryaya inelim yaa açım ben derse az kaldı yetişelim." Onu onaylayarak hepimiz ayaklandık ve kafeteryaya geçtik.

Demir'e yazmalıydım. Sadece bir kaç saattir konuşmuyorduk ama ben deli gibi onu özlemiştim ve hemen konuşmak istiyordum.

Ders boyunca, eve giderken her an aklımdaydı. Özlemden delirmeden yazmalıydım.

..

(Aşkının giydikleri)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Aşkının giydikleri)

Aşkın olayım? (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin