~27.Bölüm~

71.1K 5.2K 1K
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🌹

Ağlamaktan kızarmış gözleri,bağırmaktan kısılmıştı sesi Ayşe'nin uzun süre boş tavan ile bakıştı. Vücudu kendinden bağımsız titriyordu, mutfktan gelen gürültü ile hızla ellerini kulaklarına götürdü ve yatakta oturur pozisyona geldi. Ses duymak istemiyordu... Gece gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı ve açtı daha sonra ağrıyan bedenine inat ağır ağır kalktı yataktan, odanın halini görünce kendinden tiksindi her yerde dün geceden anılar vardı sanki. Giysi dolabına doğru hızlı adımlarla yürüdü ve kendisine ait olmayan beyaz renkli bir  elbiseyi üzerine geçirdi. Önüne gelen saçlarını öfke ile arkaya doğru savurdu odada durmak istemiyordu. Canı yansa da hızlı adımlarla yürüdü ve odadan çıktı. Mutfaktan gelen sesler ile yüzüne bir gülümseme takındı ve oraya doğru adımladı. Miran, arkası dönük şekilde birşeyler yapıyordu ve sanki onun geldiğini hissetmiş gibi birden arkasını döndü. Ayşe korkasa da belli etmedi ve ona doğru gelen adama baktı.

- Günaydın karıcığım,"

Ayşe'nin yüzünde hala kocaman bir gülümseme vardı. Miran ona doğru yaklaştı ve elini beline attıp alnına öpücük kondurdu. Tüm dokunuşlara midesi bulansa da belli etmedi. Derin bir nefes aldı

-Günaydın." diye mırıldandı

Miran, Ayşe'nin bu sessiz tavırlarından hoşlanmıştı. Demek ki en başta böyle zor kullanması lazımmış, Ayşe'nin akılanması  için elini genç kızın yanağına koydu ve

- Biz dün gece tekrar kavuştuk Ayşe."

Ayşe başını olumlu anlamda salladı ve tekrar etti.

- Kavuştuk..." dedi Ayşe gülerek daha sonra arkasını döndü ve ocağın başına geçti. Miran anlaşılan yemek pişiriyordu arkasından Miran'da geldi ve yemeği karıştırmaya başladı. Tezgah'ın üzerinde gördüğü büyük bıçak ile oraya adımladı ve göz ucuyla tekrar yemeği karıştıran Miran'a baktı. Tüm dikkati yemekteydi ve arkasını yavaşça döndü ve tezgahın üzerindeki bıçağı alıp arkasına sakladı tekrar gülümesedi. Kalbi korku ile atarken, Miran'a doğru adımladı.

-Bak böyle ol canımı ye! sessiz sakinsin ila beni sinirlendireceksin,  dün gecede keşke böyle olsaydın canın yanmazdı." dedi tüm bedenini Ayşe'ye dönerken, birkaç adım attı ve Miran'a bakmaya başladı iyice dibine kadar girdi.

- Hatırlıyor musun Miran? Sana birşey demiştim." Genç adama yine yaklaştı ve aralarında hiç bir boşluk bırakmadı Ayşe, arkasında sakladığı bıçağın sapını daha sıkı kavradı.

- Ne demiştin güzelim?" yeşil gözlerini kıstı ve yüzündeki gülümseme ile karısına baktı. Tam o esnada karnına saplanan şey ile nefesi kesildi Miran'ın.

-Bana eğer zorla dokunursan, seni öldürürüm demiştim." diyip elindeki bıçağı Miran'ın karından çekti ve bu sefer daha sert şekilde kasıklarına doğru sapladı. Miran'ın gözleri tıpkı dün gece kendi gözleri ile acıdan doldu.

Yine çekti bıçağı içinden

Yine sapladı sert şekilde

Miran yere ayaklarının dibine düşene kadar sapladı. Daha sonra yerde yatan adama baktı elindeki, kanlı bıçağa ve bir anda yere çöküp bağıra bağıra ağlamaya başladı. Sinirini alamadı ve yeri yumruklamaya başladı.

- Seni sevdiğim güne lanet olsun! Hayatıma girdiğin güne lanet olsun! Ben seni sevdim... Sevmemin bedeli bu olmamalıydı." dedi

Dakikalar boyunca Miran'ın cansız bedenin başında ağladı daha sonra zorda olsa, Miran'ı yerden sürükleye sürükleye dün geceki yatak odasına getirdi ve üzerine battaniye  ile örttü ve kapısını kilitledi.

Bir zamanlar aşkından öldüğü adamın katili olmuştu.

Yanan ocağın altını kapattı ve mutfak dolaplarını karıştırmaya başladı. Gördüğü çamaşır suyu ile gülümsedi daha sonra salondan aldığı uzun bez parçası ile az önce Miran'ı öldürdüğü yere geldi ve çamaşır suyunu döküp elindeki bez ile temizlemeye başladı. Elleri kana değdikçe midesi bulandı ama umursamadı. Ağlamayacaktı yeteri kadar ağlamıştı bundan sonra ağlamak yoktu! Yeri tertemiz edene kadar temizledi ve ayağa kalktı. Mutfak çekmecesinden büyük boy bir çöp poşeti buldu ve kanlı bezi bıçağı içine koydu. Daha sonra kendi üzerine baktı, elbisenin kol kısmı kan olmuştu. Elbisesini değiştirecek zamanı yoktu. O yüzden içeri salona tekrar döndü ve uzun kollu siyah hırkasını üzerine geçirdi. Son kez bu dağ evine göz attı.

Az önce Miran'ı öldürmüştü!

Gitmesi lazımdı Yusuf ağabeyinin yanına gitmesi lazımdı... Ona ihtiyacı vardı hem ağabeyi  bu sefer onu kovmazdı. Ona kıymazdı bu sefer o kıymıştı ama ağabeyine, babası gibi gördüğü adama ama bu sefer kıymazdı. Gözünde yaş ile eline aldığı çöp poşeti ile kapıdan çıktı. Arabayı görünce dudaklarını büzdü keşke zamanında ağabeylerini dinleyip öğrense idi araba kullanmayı. Keşke zamanında herkesi dinleseydi de bu hallere düşmeseydi. Koştu Ayşe ormanın en derinlerine doğru koştu. Ana yola çıkıp bir araba buldu mu direkt ağabeylerini arayacaktı. Dakikalarca elinde poşet koştu ve ana yolu görünce kocaman gülümsedi. Nefes nefese kalmıştı, boğazı çok kötü halde kurumuştu adımları yavaşladı ve sakin adımlarla ana yola çıktı ama tek bir araba geçmiyordu. Olduğu yerde etrafında döndü durdu, tek bir araba yoktu! Derken arkasından gelen gürültülü bir korna sesi ile  elindeki poşeti korku ile atmış ve korkuyla dönmüştü. Son model siyah bir araba tam dibinde durdu. Kalbi korku ile atarken poşeten fırlayan kanlı beze ve bıçağa baktı daha sonra arabadan inen iri adama baktı ve yolun sonunda olduğunu anlayıp dizlerinin üzerine düştü gözleri karardı en son duyduğu ses ise o arabadan inen adamın bağırmasıydı.

Ağır ağır açtı gece gözlerini ve birkaç saniye boyunca nerede olduğunu idrak etmeye çalıştı. Yattığı koltuğun üzerinden canı yansa da oturur pozisyona geldi. Ve birkaç saniye boyunca etrafı süzdü... Nerdeydi? Kim getirmişti onu buraya? Kalbi korku ile atarken, pencereye baktı hava karanlıktı akşam olmuştu... Derin derin nefesler aldı en son hatırladığı tek şey bir arabanın ona çarpmak üzere olduğuydu tam yerinden kalkacaktı ki duyduğu gür yabancı bir sesle olduğu yerde kaldı.

- Yok kardeşim kötü birşey merak etme! Sevdim dağ evini bugün burada kalıp kafa dinlemek istedim kızımı benim yerime öp."

Adım sesleri yaklaştı ve Ayşe olduğu yere korku ile sindi, içeri giren iri yarı adamı görmesiyle sertçe yutkundu. Bu adam kimdi? Onun burada ne işi vardı? Derin bir nefes aldı ve kapı ağzında dikilen adama karşı tüm cesaretini toplayıp konuştu.

- Sen kimsin?"

- Barut.. ben Barut Karadağlı asıl sen kimsin?"




Bölüm sonu...🌹

Neydi bizim sözümüz " Gülü susuz sizi bölümsüz koymam."😋

Not; Taciz, tecavüz gibi olaylarda çok hassas biriyim :) Bana göre bunların sonu ölüm olmalı intikam alıp, adamı aşık edip süründürme vs bunlar bana göre saçma! Tecavüzün sonu ölümdür! Nikahlı karısıda olmuş olsa hiçbir erkek bir kadına zorla dokunmaz!

Instagram; Maysa_58_ 🤍

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin