Mutlu Mesut 🧵Tamamlandı🧶

🔞🧵16🧶🔞

Beğenmeyi ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.

"Sen beni nasıl görüyorsun ki?" Merakla gözlerime baktı. Gözlerimi kaçırıp üstünden kalkıp kendimi yanına attım. Daha demin soğuktan titreyen bedenim fazla ısınmış hatta terlemeya başlamıştı. Mesut etkisi bu olmalı diye düşündüm.

Bedenimden uzaklaşan adam memnuniyetsizce bana doğru döndü. Sağ elini yanağıyla yastığı arasına koyup hala merakla parlayan kahveleriyle bakmaya devam etti.

"Çirkin görmüyorum işte. " utançla konuşup gözlerimi kaçırdım. Mesut'sa bana inanmıyormuş gibi bakıyordu. Onun gözünde çirkin olmama ihtimali yok. "Ciddiyim. " yüz ifadesinden telaşla konuştum. Bana cevap vermek yerine dudaklarını birbirine bastırdı.

"Beni çirkin olarak görmediğine inanmıyorum. Üzmemek için böyle konuşuyorsun. " gerçek yüzüme çarptı. Mesut ben ne yaparsam yapayım bu düşünceden kurtulamayacak. Sertçe yutkunup gözlerine baktım. Gördüğüm kırgınlık yüreğime oturdu resmen. Kirpiklerimi art arda kırpıştırıp usulca gülümsedim. Bir yanda da gülümsememi silmeden yastıkta öne doğru kayıp dudaklarına ufak bir buse kondurdum. Heyecanla göğüs kafesime vuran kalbime hak verdim. Mesut'sa öpüşümle irkilip hafif doğruldu. Bende yastıkta kafamı eski yerine bıraktım. Bu arada yukarıdan bana bakan adama masum bakışlar attım.

"Sence seni çirkin görsem öpebilir miyim?" Masum yüzüm sesimede yansıdı. Mesut'un yutkunma sesi kulaklarıma dolunca, bende istemsiz yutkunmuştum.

"Bilmiyorum. " kararsız sesine karşılık dayanamayıp kollarımı boynuna dolayıp kafasını kendime çektim. Dudağı sertçe benimkine çarparken burnumda onunkine çarpmıştı. Neyse ki Mesut daha erken kendini toplayıp dudağıma asılıp emmeye başladı. Ensesindeki kollarımı iyice sıkılaştırıp benden uzaklaşmasına izin vermedim. Ben bile kendimdeki cesarete şapka çıkardım. Sobanın içinden gelen odunun çatırdama sesleri öpüşürken çıkardığımız seslere karışıyordu.

"Hala bilmiyor musun?" İkimizde nefes nefese birbirimize baktık. Bu arada Mesut öpüşürken bir ayağını diğer yanıma attığı için şu anda tamamen üstümdeydi. Sadece bedenlerimiz hala temas etmiyordu.

"Olumsuz cevap vermezsem devam mı edeceksin?" Bunu derken bakmayı kesip dudağını dudağıma sürtüp bıraktı. Altında heyecanla titreyip gözlerimi kaçırdım.

"Bilmiyorum. Etmeli miyim?" Mesut cevap vermek yerine eğilip boynuma sesli öpücükler bırakmaya başladı. Öptüğü yerlerde hafif nem bırakan adam öperek aşağılara kadar inip göğüs arama gelmişti. Aldığım derin nefeslerle göğsüm inip kalkarken kirpiklerinin altından bana baktı.

"Etmelisin. " karnıma giren ağrılar yüzünden bedenim gerilmiş ve alt kısmımda tuhaf bir zonklama başlamıştı. Hatta kasılıp gevşediği için tuhaf bir istek içime doldu.

"Etmesem. " yaşadığım yoğun duygular yüzünden telaşla konuştum. Mesut halime gülüp göğüs arama sulu bir öpücük kondurdu. Bu arada belim benden bağımsız havalandı ve alt kısmımda tarifi imkansız bir sızı geçti. "Mesut. " yalvaran sesimle yeniden kafasını kaldırıp bana baktı. Titreyen bedenimi serbest bırakıp belimi mindere indirdim.

"Söyle yavrum. " dediği kelimeyle donuo kaldım. Ne güzel üstüne bastırarak söylemişti öyle. Dudaklarımı birbirine bastırıp art arda nefes aldım.

"Acıyor. " bilinçsizce konuştum. Mesut çattığı kaşları ile hafif doğrulup gözlerime baktı. Ne yapıpta canımı yaktığını düşünüyordu eminim.

"Emerken mi acıttım?" Masum masum boynuma bakınca yüzüm iyice kızardı. Gözlerimi etrafta dolaştırıp parmağımla alt tarafımı işaret ettim. "Seninde mi acıyor?" Belli ki Mesut'un da etkilenen ve canını yakan bir organı vardı.