5

2.8K 140 5
                                    

Gözlerimi yeni güne açtığımda içimde beliren sıkıntıya bir anlam veremedim. Rüyamda yine bir şey mi gördüm acaba diye düşündüm fakat hiçbir şey hatırlayamadım. Boşvererek kendimi lavobaya attım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa yöneldim. Annem kahvaltı masasında oturmuş elinde çayla dalmış gitmişti. Yanına giderek öpücüğümü yanağına yerleştirdim ve "Günaydııınn!" dedim. Annem sessiz şekilde iç geçirerek "Günaydın kızım." dedi. Bir şeye bozulduğu belliydi ama deşmeye hiç niyetim yok. Önce bir ağız tadıyla pazar kahvaltımı yapayım. Çayımı doldururken babam dükkana gitti herhalde diye düşünüyordum.

-Babam gitti herhalde?

-Evet köfte yapacakmış. Sen kalkmadan gitti.

-Her pazar böyle yapıyor yahu.

-Boşver iyi oldu. Seninle konuşmamız gereken şeyler var.

Ağzındaki baklayı çıkarmaya karar verdi demek ki...

-Buyur annecim dinliyorum.

-Asıl ben seni dinliyorum kızım. Hani şu eve geç kaldığın geceyi eksiksiz, yalansız bir daha anlatsan diyorum.

Ağzımdaki peyniri zorla yutarak, duraksadığımı belli etmemek amacıyla çayımdan bir yudum aldım.

-Nasıl yani?

-O akşam eve gelince bizi geçiştirdin gibi geldi.

Haydaa olaya bak. Ne diyeceğim şimdi? Tekrar mı yalan söyleyeceksin? Ha Zeynep?

-Estağfurullah olur mu öyle şey.

-Zeynep, hadi kızım uğraştırma da anlat.

-Ya işte dedim ya köpek kovaladı yolu kaybettim.

-Zeynep!

-Ya, şey...

-Ney?

-Ben okuldan sonra dershaneye geçtim ya. Oradan da 5 gibi ayrıldım ama minibüs bekle, yol yarım saat falan hava karardı birden tabi. Ben de eve geç kaldım diye kestirme yola girdim. Orada da bir kaç serseri vardı. Laf attılar, biraz yolumu da kesmiş olabilirler. Allah'tan bir asker geçiyordu da o tartakladı onları sonrada eve getirdi arabasıyla öyle işte.

Bu dediklerimden sonra annem şok olmuş ifadeyle bana bakıyordu. "Zeyneep! Bir şey yaptılar mı? Yapmadılar değil mi? Bak yaptılarsa söyle hemen polise gidelim. Yok bu böyle olmaz. Babanı mı arasak? Abine söyleyelim. Polise gidelim Zeynep..."

-Anne lütfen sakin olur musun? Gördüğün gibi sapasağlamım. Bir şey yapmadılar. Hem babama söylersek durur mu sanıyorsun? Gider bulur o şerefsizleri. Sonra? Elini kana bularsa ne olucak? Üstelik çocuklar tekin değil. Ya babama bir şey yaparlarsa? Hem abim ne yapıcak? Ankara'da çocuk. İçine kurt mu düşürelim. Buraya gelmeye kalkar falan olmaz. Hem vizeleri var bu hafta. Polise gidersekte herkes duyar zaten. Büyütmeye gerek yok. Ben iyiyim.

-Sen iyisin de ben değilim hanfendi. Bugün yapmasalar yarın yaparlar. Olmaz böyle. Kalk gidiyoruz.

-Anne otur lütfen. Hiçbir yere gitmiyoruz. Ben bir daha o sokağa girmem olur biter.

-Hele bir gir, bak noluyor? Sende de hata var ama... Bilmiyor musun sanki o yol tenha. Allah razı olsun o askerden. Sen onu tanıyor musun?

-Yok nereden tanıyacağım.

-Teşekkür etmek lazım ama o kadar kurtarmış seni.

-Yok olmaz. Bırak artık oldu bitti. Anlattığıma pişman etme yahu.

-Of Zeynep of. Uyuyoruz o aklına ama inşallah başımıza bir iş gelmez.

* * *

Dershaneden çıktıktan sonra minibüse binerek bizim sokakta indim. Kulağımda kulaklık "Ali Atay'dan Eksik Bir Şey Mi Var?" şarkısını dinliyordum ve bir yandan mırıldanarak eve doğru sallana sallana yürüyordum. Amacım eve giden yolu uzatmaktı. Havayı hissetmek istercesine gözlerimi kapatıp derince içime bir soluk çektim. Gözlerimin önündeki karanlıktan çıkarak iyice yaklaşan bir çift tanımsız yeşilimsi ela ile dengem şaştı ve hemen gözlerimi açtım. Etrafıma baktığımda ona ait bir şeyler aradım ancak bulamadım ve umursamamaya çalışarak yürüyüşüme devam ettim. Eksik bir şey mi vardı hayatımda? Niye böylesine yalnızlık doldum ki şimdi? Ve en önemlisi bunun ela gözler ile ne alakası vardı? Olmaz yapma Zeynep...

Deli DamarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin