Love Potion

3K 227 583
                                    

Merak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merak...

Sanırım dünya üzerindeki en boktan duyguydu. Merak insanı vezir de ederdi, rezil de. Cenneti kaybettiren, cehennemi kazandıran o duygunun esiriydim şu anda. Yasak elmaya duyulan merak değil miydi Havva ve Adem'i dünyaya sürdüren? Bu merakımın, başıma kötü sonuçlar doğuracağı hissi içimde bir yerlerde beni yiyip bitirirken vazgeçmedim.

Sonuç ne olursa olsun, geri adım atmayacaktım.

Elim kısa bir an tereddüt ile havada kalsa da, derin bir nefes alıp kapı koluna tutundum ve diğer elim ile kilidi çevirdim. Aşağı doğru indirdiğim kol sayesinde ahşap görünümlü kapı ufak bir gıcırdama eşliğinde geriye doğru açıldığı zaman, heyecandan kalbim ağzımda atıyordu. İşte bu da merak duygusunu böylesine çekici gösteren tek şeydi.

Başına büyük sorunlar açacağını bilse de, öğreneceği şeyin heyecanı insana bambaşka bir zevk veriyordu ve ben şu an bu zevkin verdiği hazla kocaman gülümseyip yerimde iki kez zıplayarak ellerimi heyecanla birbirine çarptım.

Aslında korkuyordum.

Hem de fazlasıyla....

Babannem evde, şehirde hatta geçici süreliğine bu ülkede olmadığı halde, ben ona yakalanmaktan korkuyordum. İmkânsızdı... Şu an odasına girdiğimden haberdar olması mümkün değildi ama elimde olmadan korkuyordum işte. Garip bir kadındı babannem. Kötü bir gariplik değildi bu tabii ki. Ama insanın kendisinden çekinmesine sebep oluyordu işte bazen. Her şeyi bilir gibi bakardı gözlerimize. Sanki her şeyi duyar gibiydi hareketleri. Bu, her an her yerden firlayabilecek gibi olan hareketleri yüzünden korkutuyordu işte.

Her şeye rağmen hayatta kalma sebebimdi babannem.

Ailem Daegu'da iken, ben babannemin yanında Seul'de yaşamayı tercih etmiştim. Ben ona arkadaş, o bana her şey oluyordu. Evimde olsam her gün aile kavgası izleyecek iken, babannem ile mutlu ve son derece huzurlu, sakin günler geçiriyordum.

Şu anda ise, onun bana; "Evde bu oda hariç her yere girebilirsin Taehyung ama buranın kapısına bile yaklaşlamamanı tavsiye ederim." dediği odanın tam önündeydim. İnsanoğluydum sonuçta ve sakın yapma denilen şeyler daha yapılası geliyordu gözüme. İterek sonuna kadar açtığım kapıdan içeriye baktım önce. Buranın anahtarını babannemden gizlice çoğaltmıştım ve şimdi o dünyanın diğer ucunda iken bu fırsatı değerlendiriyordum.

Bu odayı, Seul'de yaşamaya başladığımdan beri değil, daha küçücük bir çocukken babanneme kısa süreli ziyaretler gerçekleştirdiğimiz zamanlardan merak ediyordum. Ama babannem ile yaşadığımdan beri bu merak ikiye katlamıştı. Her gün belli saat aralıklarında buraya girer, saatlerce çıkmazdı. 22 yaşımda olmama rağmen ergenlikten çıkamamış, kanı deli kaynayan, aksiyon seven, yerinde durmaz, haylaz herifin tekiydim ve benden gizlenen şeyler gözüme fazla cezbedici görünüyordu.

PhiltreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin