KUSURA BAKMAYIN DÜN ÇOK YOĞUNDUM BÖLÜM 1 GÜN GECİKMELİ GELDİ :) İYİ OKUMALAR SEVİLİYORSUNUZ LÜTFEN YORUM YAPIN ALEX
BÖLÜM 8
Ormanın içindeki derin sessizliği dörtnala giden at nallarının yakıcı vuruşları bozuyordu. Ormanda ki hayvanlar ölümün soğukluğunu hissetmiş gibi sesten uzaklaşıp deliklerine saklanıyor çıkmaya cesaret edemiyorlardı. Alex ve adamları yüzlerinde fırtınaları bile korkutacak ifadelerle tereddütsüz atlarını sürüyorlardı. Alex in karası sanki bir tanrı taşıyormuşçasına heybetle kafası dik bir şekilde güçlü bacakları ile hareket ediyordu. Ormanın bitiminden connor ın arazisinin başladığını belirten düzlüğe çıktıklarında da bocalamadan dörtnala devam etmişlerdi. Adamlar beylerinin eşliğinde ölüm saçmaya beklide ölüm bulmaya gidiyorlardı. Düzlüğü geçip MCsorie kalesini yukarıdan gören tepeye ulaştıklarında alex atını yavaşlatıp adamlarının savaş konumuna geçmesini bekledi. Adamları tam arkasında dört sıra halinde ip gibi dizilmiş beylerinin emirlerini bekliyorlardı. Alex aşağıda ki manzaraya gözlerini çevirdi. Kalenin önünde ki bölgede tam bir kıyım yaşanmış her taraf insan cesetleri ile kaplanmıştı. Yukarıda akbabalar cesetlerden kendilerine düşen payı almak için bekliyor havada döne döne nöbet tutuyorlardı. Kan ve ceset kokusu havayı bulandırmış alexin midesini kaldırmıştı. Savaştan hep tiksinmişti. Connor ın adamları çok az kalmış Dylan ın adamlarına karşı son hamlelerini yapıyorlardı. Connor kaybetmek üzereydi. Alex elini havaya kaldırdığında adamlarının hepsi nefessiz kalana kadar savaş çığlıkları atmaya başladılar. Akbabalar bu korkunç sesten ürküp hepsi bir anda havalanıp kaçmaya başladılar. Aşağıda ki savaş durmuş herkes yukarı bakıyordu.
Connor kafasını yukarı çevirdiğinde yüzlerce akbabanın kaçışan bedenlerinin arasında alexin mermerden oyulmuş bir heykel gibi güneşin altında parladığını görünce nefesi kesildi. Yüzünde ki korku ve çaresizlik ifadesi yavaş yavaş çözülmüş yerine umudu bırakmış adamları ile göz göze gelmişti. Tekrar alexe baktığında onun yavaşça elini aşağı indirmesini ve atını şaha kaldırmasını izledi. Alexin atlıları dörtnala düzlüğe gelirken yüzünde ki ufacık bir tebessüm ve yenilenen bir güçle kılıcını kaldırıp düşmanlarına saldırıya geçti.
Alex tepeden düzlüğe inerken bütün duygularından arınmış sadece savaşa odaklanmıştı. Atı dörtnala giderken yuları bırakıp belinin iki yanında asılı olan kılıçları çekmiş adamlara doğru gidiyordu. Alexin en önemli özelliği iki eliyle de kılıç kullanmasıydı. Bu yeteneği babasından almıştı...... atıyla yapışık bir beden gibi hareket eder adeta atın üzerinde dans ederdi. Savaş çığlıkları hala dudaklarından dökülürken bedenleri düşmanların arasına girip arkalarında sayısız ceset bırakarak hızla ilerliyorlardı. Alexin yüzünde tek bir zorlanma, yorulma ifadesi olmadan iki eliyle karşısına gelen bedenleri kesiyor hepsini belirsizliğe sürüklüyordu.
Bir süre sonra savaş bitmiş Alexin adamları tek bir kayıp bile vermeden arkalarında yüzlerce kanlı ceset bırakmışlardı. Connor atının üstünde güneşin ışığıyla parlayan alexe baktı, savaşı o kazanmıştı. Savaşın kazanıldığının ilan etmesini bekliyor ama alex gözünü bile kırpmadan connor a bakmaya devam ediyordu. Sonra anladı alex bu zaferi ona sunmuş onu yüceltmişti. Yüzünde derin bir minnetle gülümsedi. Yumruğunu havaya kaldırdığında zafer çığlıkları bütün bölgeyi sardı. Adamlar tüm coşku ve zaferlerini bu çığlıklara yüklüyor iki klanın isimlerini de göğe haykırıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRAL'IN EMRİ (TAMAMLANDI)
General FictionKraldan gelen bir emir ve değişen altı insanın hayatı. İskoç ya nin birbirinden güçlü acıması üç beyliği... Ama bunlarin en acımasız en güçlü en yakışıklı olanı Alex. Babasının intikamını alıp topraklarının en güçlü adamı olmuştu ama yalnızdı. Seveb...