★ / yanan canını unutturabilir miydi?

16 2 0
                                    


01112022

"Zor olmalı."

Chanhee kurcaladığı oyuncak reyonundan kaldırırken başını, Juyeon'u görmeyi beklemiyordu. İrkilerek doğrulmuştu. Neredeyse iki hafta olmuştu onu görmeyeli. Nefesinin kesildiğini hissederken gecesini kabusa çeviren rüyasında onu tekrardan kaybedişini hatırlamış, aklı yeterince bulanıkken gencin varlığını belirtmek istermişçesine karşısında oluşu afallatmıştı.

"Neden beni her gördüğünde böyle bakıyorsun?"

Juyeon'un sorusuyla transtan çıkmışçasına kafasını kaşıyıp kaşları çatık bir şekilde mırıldanmıştı.

"Üzgünüm her seferinde düşünceliyken karşılaşıyorum seninle."

Çünkü her seferinde içindeki sevginin büyüklüğüne anlam veremiyordu bir türlü. İçindeki acının derinliğinde kaybolmamaya çalışmak zordu.
Juyeon anlıyormuşçasına sallamıştı başını. Fakat gözlerini inatla çekmemişti Chanhee'nin gözlerinden. Aradığı bir şey varmış gibi bakıyordu gencin gözlerine. Yine aynı hüzünle dolup taşmıtı gözleri.

"Yinede tuhaf bakıyorsun."

Chanhee gözlerinin içine inatla bakan güzel gözlerle gülümsemiş aralarındaki mesafeyi daha da azaltıp gözlerini açabildiği kadar açmış ve kurduğu cümleyle Juyeon'un kahkaha atarak geri çekilmesine neden olmuştu.

"Doğrudan gözlerimin fazla güzel olduğunu söyleyebilirsin."

Kahkahalarını ilk kez duyuyordu. Gülümsemesine mani olamamıştı bile. Hiç olmadığı kadar güzeldi Juyeon. Hiç hissettirmediği kadar yakındı. Ruhu öyle saydam bir şekilde belli ediyordu ki huzurlu varlığını, Chanhee hala uyanamadığını düşünüyordu rüyasından.

"Onun için değerli bir şeyler bulurum diye düşünmüştüm."

Yaşlı komşusu ve torunu için yeni yıl hediyesi bakıyordu. Juyeon onu bulunduğu reyonda düşünceli bir şekilde gördüğünde kime hediye baktığını anlamıştı. Fakat kısa bir süreliğine dahi olsa geçirdikleri zamandan seçici bir çocuk olduğunu anlamıştı. Değer verdiği zaman oynardı oyuncaklarıyla. Chanhee'de bunun zor olduğunu bildiğinden etrafta dolaşıyordu yalnızca.

"Masal reyonunda güzel masallar gördüm."

"Masallar için yeterince büyüdüğünü söylerse sorumluluğunu alır mısın?"

Tekrardan güldürmüştü Juyeon'u. Genç onaylarken onu masal reyonuna doğru ilerlemeye başlamıştı. Chanhee ise içindeki tuhaf ağırlıkla takip etmişti onu.

Masalların arasında rüyalarından fırlamış gibiydi yine. Dinlemekten, kaybolmaktan alıkoyamamıştı kendini. Hiç olmadığı kadar tanıdıktı ona karşısındaki. Huzurlu hissediyordu yanında.
Zaman dursun istiyordu. Deliler gibi aşıktı ona. Kim olduğunu bilmiyordu bile. Korkuyordu kaybolmasından.

Nasıl tanımlayabilirdi bunları? Nasıl olabilirdi bu?

Zihni önünü göremeyecek kadar karanlık olsada değerli komşusunun yeni yıl için ışıl ışıl süslediği bahçesi aydınlatıyordu şimdi eve dönüş yolunu.
Elinde hediye paketleri vardı. Heyecanlıydı ilk defa. Changmin'le hediyeleşmeleri dışında pek bir adeti olmazdı noel arefelerinde.

"Chanhee!"

Yaşlı komşusunun seslenişiyle kapıyı kapatmadan durmuş ve meraklı gözlerle bakmıştı çevresine.

"Buradayız. Yukarı bak!"

Gülmüştü neşeli çıkan seslenişlerine. Herzaman neşeliydi Bay Kang. Bu sefer küçük huysuz komşusununda ona eşlik etmesi gülümsetmişti yüzünü. Hediyelerini öylece salona bırakıp çıkmıştı bahçesine. Evlerinin çatısına çıkmışlardı. Hava epey soğukken neden yukarıda olduklarını merak etmiş ve sormuştu.

"Soğuk değil mi?"

"Bu gece yıldızların biz ne dilersek dileyelim kabul edeceği gece haberin yok mu? Çabuk gel!"

"Yıldızların böyle bir gücü olduğunu bilmiyordum."

"Büyük kayıp!"

Gülmüştü. Fakat nedensizce eşlik etmek gelmemişti içinden. Uyumak istiyordu yalnızca. Yıldızlar ona yanan canını unutturabilir miydi? Nedenini bilmediği bir şekilde aşık olduğu Jeno'nun varlığını sonsuz kılabilir miydi? Aşık mıydı? Bundan emin olabilir miydi?

Bu dünya için fazla güzel olan Juyeon, yeniden kaybolup gider miydi?

"Bana huzur verebilir mi yıldızlar?"

"Onlara bakmak bile huzurlu hissettirir halbuki."

Juyeon'du sorusuna cevap veren kişi. Öylece geçip gidiyor olmalıydı ki Chanhee'nin neşeli komşularına rastlamıştı. Biraz sohbetlerini dinlemiş ve dahil olmuştu.

"Yıldızlar mı?"

Chanhee kafasını kaldırmak yerine doğrudan Juyeon'un yıldızlarına bakmıştı varlığında sarhoş olmuşçasına.

"Kayıp ruhlara ait oldukları söylenir. Hiçbir ruhun kendileri gibi kaybolmaması için gerçekleştirirler dilekleri."

Her geçen gün daha da ağırlaşıyordu ruhu ona bakarken.

Fısıldamıştı öylece.

"Bu kadar anlam yüklemeye gerek var mıymış?"

Gülmüştü Juyeon. Bıkkın ve yorgun görünüyordu gözlerindeki gözlerin sahibi. Omuz silkmişti öylece.

"Yalnızca yıldız olarak kabul et o halde. Özgür yıldızlar. Kafanı kaldır ve bak, fazla parlaklar."

Kafasını olumsuz anlamda sallamıştı Chanhee. Juyeon'un gözlerine bakmak istiyordu yalnızca.

"O kadar uzaktalar ki, yakın oldukları yanılsaması aptal bir aşıkmış gibi hissettiriyor. O kadar güzeller ki, bir gün kaybolup gitmelerinden korkuyorum. Bu yüzden bakmak istemiyorum. "

29052023

çok sahiplenmeden çok ait olmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin