Joseon sarayı, sonsuza kadar birlikte.

162 22 7
                                        

Hayat alacağını alır ve giderdi bizden. Bıraktığını önemsemezdi. Arkasında ister bir harabe olsun ister bir saray.... Her şey gelip geçici olacaktı nihayetinde. Yaşamın kendisi  geçiciydi çünkü. Sonsuza kadar süren ne vardı ki? Her şeyin sonu olduğu gibi hayatında vardı. 

Ve Seokjinin hayatından bir çok şey alındı. Önce annesiyle uzak düştü, sonra anne sevgisinden yoksun kaldı.Babası öldü ve ölüme ilk kez bu kadar yakın oldu. Ölümle savaştı ve üstesinden geldi ancak dostunu, halinden anlayan arkadaşını kaybetmişti. Namjoon gitmişti artık. Ona zorla kitap okutan ya da eğitim görmesini söyleyen birisi yoktu artık. Yokluğu çok hissediliyordu.

"Seokjin? Duş almaya gidiyoruz." Ve yanında olduğu için hala tanrıya dua ettiği adam vardı. Taehyung her anında olduğu gibi şimdi de bundan sonra da yanında olacaktı.

"Sen git ben sonra alırım."

"Soru sormadım." Başında bekleyen adam onu kucağına aldı. 

"Taehyung! Ne yapıyorsun? Bunu bugün ona vermem gerekiyor."

"Sonra tamamlarsın. Kahvaltı yapacağız Jimin'lerle. Duş alman lazım."  Taehyung onu kucağında dışarıya çıkardığında kapılarında bekleyen hemşireler onları görür görmez eğildi.

"Baekhyun duşa gireceğiz." Seokjin kafasını onun boynuna gömdü. Utanmıştı herkesin içinde böyle demesine.

"Gidin efendim. Hazır." Seokjin gülen Baekhyuna baktı. Taehyungun bir numaralı adamı! Saray hanımı yaşlanmıştı bu nedenle Seokjin artık onun çalışmasını istememiş ve onu bu görevden almıştı. Yaşlı kadını iyi bir eve yerleştirmiş ve en iyi yardımcıları onun için tutmuştu. Annesine geç yapmıştı ama ona çocukluğundan beri yardım eden bu kadına yardım etmek istiyordu.

"Ne diye bağırıyorsun? Koskoca kralı kucağında taşıdığın yetmiyor  bir de duşa girdiğimizi söylüyor."

"Ne var bunda? Kocamı duşa getiriyorum."  Saraydakiler biliyordu onların sevgili olduğunu. Belki saray dışına da çıkmış olabilirdi bilmiyordu. Ancak bu hallerine herkes alışmıştı. Taehyung onun üstünü çıkarıp sıcak suya soktu. Utanmıyordu artık ondan. Vücudu onundu zaten, kalbinin onun olduğu gibi. Taehyungta üstünü çıkartıp onun yanına geldi.

"Hoseok sabahtan beri çağırıyor. Geç kalırsak ikimizi de aç bırakır." Seokjin gülümsedi. Taehyung onun saçını köpürtüyordu.

"Yoongiye söylerim ve ona ceza verir."

"Hoseok onun cezalarından yırtacak bir şey bulur. " Dedi Taehyung sevgilisinin saçlarını okşarken.  Seokjin güldü, haklıydı.
Hoseok ve Yoongi Namjoonun ölümünden, tahta çıkışından dört ay sonra Joseona geldiler. Yoongi hayali olan askerliği yapmaya başladı. Hoseok ise mutfağa geçti. Seokjin onun yemeklerle arası iyi olduğunu biliyordu.

"Yaramazlık yok Taehyung. Kısa bir duş." Dedi Taehyung iki yanına tutuluyordu ona bakarken. Saçlarından damlalar çıplak omuzlarına düşüyordu.

"Pekala. Öyle bir şey istemeyecektim zaten." Derken Seokjine yaklaştı.

"Neden dediğinin tersini yapıyorsun o zaman?" Taehyung onun omuzlarını tuttu.

"Eğlenmek için." Seokjinin omuzlarından suyun altına çekti onu. Seokjin bu hainliğe karşı kesinlikle daha sonra kızacaktı. Nefes bile alamıyordu. Ancak dudakları üstünde onun dudaklarını hissedince karşılık vermeden edemedi. Taehyung onu öpüyordu. Suyun altında bile onu öpmekten geri durmayan adama tutunarak su yüzeyine çıktı.

"Beni öldürmek mi istiyorsun?"

Taehyung yüzünü sildi gülerek, ıslak saçlarını geriye attı.

Two Men In Love Taejin/Vjin [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin